Zeytincilik tehdit altında...
Zeytinde hasat zamanı geldi. Mersin ve yöresinde erken hasat başladı. Bu sezon geçen yıla göre zeytin üretiminde artış var.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin koordinatörlüğünde 2014-2015 sezonuna ilişkin rekolte tahminine göre, geçen yıl 140 bin ton civarında olan zeytinyağı üretimi, bu yıl yaklaşık 190 bin ton olacak. Sofralık zeytin üretiminin ise 438 bin ton olması bekleniyor.
Zeytincilikte sezon öncesi çok önemli sorunlar yaşanıyor. Bu sorunların bazıları kronik hale gelen ve çözülemeyen sorunlar, bazıları ise dönemsel.
Nedir o sorunlar?
1- Ülke zeytinciliği tehdit altında. Zeytin ağaçları kesiliyor, yok ediliyor. İmara açılan alanlar, madencilik ve enerji yatırımları, otoyollar ve diğer altyapı çalışmaları zeytin ağaçlarının yok edilmesine neden olan baş faktörler. Öyle bir noktaya gelindi ki, son zamanlarda dikilen zeytin ağacı kadar zeytin kesiliyor. Bursa-İzmir otoyolu için bugüne kadar 200 bin zeytin ağacı kesildiği ifade ediliyor. Zeytinlik alanlarda madencilere verilen her izin yüzlerce, binlerce ağacın kesilmesine neden oluyor. Son örneği Manisa Soma’da yaşanıyor. Kurulacak termik santral için, Bakanlar Kurulu “acele kamulaştırma” kararı verdi. Karar kapsamında binlerce zeytin ağacı kesilecek. Soma’da hayvancılık, tütün, pamuk, sebze yetiştiriciliği yok edildiği için köylüler madenlere muhtaç hale getirildi. Tutunacakları son bir dal var, zeytincilik. Şimdi o dalı da koparmak istiyorlar. Köylüler zeytin ağaçlarını korumak için direniyor. Ama toplum duyarsız. Yüzlercesi bir maden kazasında, termik santralde yaşamını yitirince “keşke zeytinlikleri yok etmeseydik” denilecek.
2- Ankara’da birileri oturmuş her fırsatta zeytincilik yasasını değiştirmek için lobi yapıyor. Sadece AKP Hükümetleri döneminde Zeytincilik Yasası tam 6 kez değiştirilmek istendi. Genellikle bir yasanın içine gizlenerek yapılmak istenen değişikliklerin ana amacı zeytin alanlarını madenciliğe, enerji yatırımlarına, imara açmak. Böyle bir değişiklik önerisi, başbakanlığı döneminde Recep Tayyip Erdoğan imzası ile 16 Haziran 2014’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Getirilen kanun tasarısı ile zeytin alanlarının madenciliğe, enerji yatırımlarına açılması öngörülüyor. Bu tasarı ertelenmiş görünse de ilk fırsatta yine gündeme getirileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Bu yasa değişikliği bile tek başına zeytincilik için çok büyük tehdit olarak duruyor. İspanya, İtalya, Yunanistan gibi üretici ülkelerde zeytinlikler koruma altına alınırken, Türkiye›de zeytinliklerin yok edilmesi kabul edilebilir mi?
3- Zeytincilik sektörünün bir başka önemli sorunu desteklemeler. Uzun yıllardan beri zeytin üreticisi, ihracatçısı, sanayicisi zeytinyağına verilen destekleme priminin yetersiz olmasından yakınır. Daha da önemlisi zeytinin danesine de destek verilmesini istiyor. Ama hükümetler bu talebe kulaklarını tıkamış duymazlıktan geliyor. Oysa, destekleme primi verilen yani fark ödemesi yapılan ürünlerin tamamında ilk ürüne destek veriliyor. Ayçiçeği, mısır, pamuk, soya, aspir ve kanoladan yağ elde ediliyor. Devlet bu ürünlerde yağa değil ürünün kendisine kilo başına prim desteği veriyor. Sadece zeytinde ilk ürün olan zeytin danesine değil, zeytinyağına prim veriliyor. Sofralık zeytin üreten çiftçi cezalandırılıyor. Diğer ürünlerde olduğu gibi zeytin danesine mutlaka destek verilmesi gerekir.
4- Zeytinciliğin temeli fidandır. Fidancılıkta çok önemli sorunlar var. Her şeyden önce fidancılıkta denetim olmadığı için sertifikalı diye satılan fidan hastalıklı, sorunlu olabiliyor. Mavi sertifikalı fidan üretiminin ve kullanımının yaygınlaştırılması ama daha da önemlisi sektörün denetlenmesi gerekir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı zeytinciliği teşvik etmek, ağaç sayısını artırmak amacıyla yıllar önce zeytin dikmek isteyenlere dekar başına 250 lira destek verdi. Daha sonra bu destek düşürüldü. Şu anda standart fidan için 50 lira, sertifikalı fidan için 100 lira destek veriliyor.
Destekleme ilk başladığında ülkenin her yerinde ve her fidana aynı destek verildi. Doğal olarak herkes gemlik zeytini dikti. Zaten pazarlanması zor olan gemlik zeytininin üretimi artarken, diğer çeşitlerde üretim artmadı. O dönemde defalarca uyardık, bunun faturası ağır olur dedik. O fatura şimdi ödeniyor.
Zeytin ağaç sayısı 90 milyondan yaklaşık 170 milyona çıkmasına rağmen üretim aynı oranda artmıyor. Çünkü, bir yandan zeytin ağaçları kesilirken diğer tarafta yanlış fidan tercihi nedeniyle verimlilik sağlanamıyor. Yapılması gereken her bölgeye uygun çeşitlerin tespit edilerek ona göre destekleme yapılması.
5- Hastalıklarla mücadele konusu yine gündemde. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı zirai mücadelede havadan ilaçlamayı yasaklamasına rağmen Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile bu yıl havadan ilaçlama yapıldı. Zeytinliklerin uçakla havadan ilaçlanması özellikle organik üretim yapanlar için büyük tehdit oluşturuyor.
Özetle, zeytincilikte önemli sorunlar yaşanıyor. Bu sorunlar çözülmedikçe Türkiye›nin hedefl ediği zeytincilikte dünya ikinciliğine ulaşmak çok zor. Ağaç dikmek, “ağaç sayısını artırmak” önemli ama yeterli değil.
Dikilen ağaca sahip çıkmak, korumak ve sağlıklı ürün almak çok daha önemli. Bu sorunların yanında elbette olumlu gelişmeler de var. Bu olumlu gelişmeleri ve yeni sezona ilişkin bölgesel bazda üretim tahminlerini yarınki yazıda ele alacağız.