Tasarım dünyasının geleceğini genç yetenekler belirliyor
Farklı alanlarda tasarım yapan gençlerin ortak noktası, alanlarında başarılı olmaları ve sürekli kendi içinde öğretileri olan bir meslek grubu olarak şimdiden geleceği tasarlama yetenekleri.
Tasarım, son yılların yükselen mesleği olarak konumlandırılıyor. Her alanda ihtiyaç duyulan meslek olarak özellikle genç bakış ve vizyonlarla daha da şekilleniyor. Alanlarında açılan yurt içi ve yurt dışı birçok yarışmanın ana amacı genç tasarımcıları desteklemek ve onların üretim kısmında var olmalarını cesaretlendirmek. Bu konuda lüks mücevher markası De Beers Group’dan Colby Sheergalis’in pazarlamadan gelen tecrübeli bakış açısı ile altını çizdiği gibi “Gelecek nesil tasarımcılardan da bir şeyler öğrenmek istediğimizden, buna daha çok iki yönlü bir ortaklık olarak yaklaşıyoruz. Sonuç olarak, yeni nesil tüketicilere doğrudan hitap edecek olan onların becerileri, fikirleri ve tasarımlarıdır.
Tasarımın her alanı çalışmalarını besliyor
Ecenur Yavuz bir Yüksek Mimar, kendini “Tasarımın birçok alanına hatta bir şekilde kıyısından köşesinden tasarıma değen her konuya karşı meraklı biri” olarak tanımlıyor. Profesyonel kariyerinde tasarım, uygulama projesi geliştirme ve şantiye koordinasyonu gibi mimari projelerin farklı aşamalarında tecrübeler edindi. Ofis işleri dışında ise çeşitli tasarım yarışmalarına, uluslararası workshoplara katıldı ve grafik üretimlerde bulundu. Hesaplamalı tasarım konusuyla ilgileniyor. İngilizcesi ‘Computational Design’ olan kavramı, tasarım problemlerini çözmek için algoritmaları ve parametreleri kullanan bir tasarım yöntemi olarak tanımlayabiliriz. “Bu kavramla tanışmanın ve bu alanda İTÜ’de yüksek lisans yapmanın, benim tasarım yaklaşımımı ve üretim yöntemlerimi tümüyle değiştirdiğine inanıyorum.” diyor.
Hesaplamalı zeka modeli
“Mimari Tasarımda Şekil Tercihlerini Evrimsel Hesaplama Yoluyla Anlamak” adlı yüksek lisans tezi Yavuz’u oldukça farklı konuları öğrenmeye ve araştırmaya itti. “Bunları başta hesaplamalı düşünce olmak üzere bilgiye dayalı tasarım, tasarım bilişi, yapay zeka olarak sıralayabilirim. Tez araştırmam bireyin mimari şekildeki estetik tercihini anlamak için geliştirilen bir hesaplamalı zekâ modeli.” “Sanırım beni en çok heyecanlandıran, projesinde yer aldığım, şu an tamamlanmak üzere olan ‘İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Ziraat Bankası Kuleleri Oditoryum ve Konferans Salonu Projesi’ Oditoryum, hiperbolik paraboloit formda bir kabuk geometrisi ve birbirinden farklı eğrilerde üç bin taştan oluşuyor. Ben, bu kabuğun dijital parametrik modelini geliştirdim ve sahaya bilgi akışı sağladım.” Güncel olarak cephe sistemleri geliştiren, imalat ve uygulama hizmeti veren bir inşaat firmasında proje yönetimi departmanında çalışmaktayım. Cephe sistemleri, mimarlık alanında oldukça teknik bir alan olmakla birlikte aynı zamanda estetik konusunu gayri ihtiyari içinde barındırıyor. Ben ise şu an, bu alanda neler öğrenebilirim aynı zamanda ne katabilirim.
Minimalist, soyut geometrik tasarımlar yapıyor
İstanbul Gedik Üniversitesinde Görsel İletişim Tasarımı bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışıyor. Yaklaşık 5 yıldır yeni-medya, siber sanat ve tasarım alanında akademik ve sanatsal çalışmalarına devam ediyor ve genelde minimalist, soyut geometrik biçimsel tasarımlara ağırlık veriyor. Ölüme-doğru varoluş, yıldızlar, galaksiler, gezegenler ve zamanın kendisinden ilham alıyor. “Evrenin bütünü, entropiye doğru akışı içerisindedir. Bu ölüme-doğru var olanın geçiciliğimizdir. Nazım Hikmet’in dediği gibi: Bu dünya soğuyacak günün birinde” diyor.
Varolma kaygısı ve kalıcılık
Tatlı’ya göre, var-olanın kaygısı ve sonucu kalıcı olma arzusudur ve siber uzay-ortamda var olmak, entropiye bilgi sabiti getirecektir. “Post-modernizim geçmiş[1]gelecek-şimdi olanaklarıyla çeşitlenmektedir. Entropinin düzensizliği bir anlam krizi oluşturmaktadır. Post-modern sanat olabileceği, potansiyel olarak belirlenemeyecek kadar çok ihtimalin barındığı açık denize dönüşmektedir.
Minimal siber-ütopya
Post-modernist sanatçı açık denizde rotasını kaybetmiş özgürleşmiş kaptandır. Pusulasız kaptanlar siberdenize açılmakta ve zamanın birinde kaybolmaktadır. Minimal bir siber-ütopya inşa etmek istiyorum. İçerisinde küplerden oluşan, entropiye uğramayan yıldızların olduğu, siber güneşin gözlerimizi yakmadığı simülasyon bir ütopya. Sanatçı rotasını kaybetmiş kaptandır. Pusulasız kaptanlar siber-denize açılmakta ve zamanın birinde kaybolmaktadır.”
Peyzaj tasarımı, doğa için sürdürülebilirliği de kapsıyor
İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden 1.lik ile mezun olduktan sonra Kentsel Tasarım Yüksek Lisansını tamamladı. Çeşitli ofislerde proje yürütücülüğü ve yöneticilik yaptı. 2016 senesinde SAA Kentsel Tasarım Peyzaj Mimarlığını kurdu. Şu anda hem mimarlık hem de peyzaj mimarlığı alanlarında faaliyet gösteren SAA Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığının kurucu ortağı olarak çalışıyor. Ayrıca İTÜ dahil çeşitli üniversitelerde misafir öğretim üyeliği görevlerinde bulundu ve akademi ile ilişkili çalışmalarına devam ediyor. Ulusal ve uluslararası mesleki yarışmalarda çok sayıda ödül kazandı, 2020 Türkiye Mimarlık Yıllığı’nda yer aldı ve 2022 senesinde TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından 40 yaş altı en başarılı peyzaj mimarı seçildi.
Tasarım ve çevre uyumu
Peyzaj mimarlığı doğaya katkı sağlayan hem yapısal hem de bitkisel anlamda yaşadığımız çevrenin her noktasında yer alan çok değerli bir meslek dalı. Atagür, tasarımlarında öncelikle çevre ile kurulan ilişki, tasarım dilinde bütünlük, doğa için sürdürülebilirlik ve herkes için erişilebilirlik konularını önemsiyor. Mesleki çalışmalarının yanı sıra ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde öğrenciler ile çeşitli çalışmalar da yapıyor. Onlarda peyzaj mimarlığının ne olduğunu anlatmak ve doğamızın sürdürülebilirliği için gerek duyduğumuz çevreyi nasıl sağlayabileceğimizi, kaybettiklerimizi nasıl geri kazanabileceğimizi anlatıyor. Şu an yurtiçi ve yurtdışı projeleri devam ediyor. Başlıca planı bu projeleri başarı ile tamamlamak ve farklı ölçeklerde, disiplinler arası işlerde yer almaya devam etmek. Peyzaj mimarlığı ile doğaya katkı sağlamaya gayret ediyor.