Süperspor markalar ve elektrik

Otomotiv sektöründe gün geçmiyor ki yeni bir elektrikli otomobil ortaya çıkmasın. Bir dönem tu kaka edilen SUV’lar şimdi en çok satılan otomobiller haline gelirken elektriklilerde de model bazında artışlar sürüyor. Örneğin Porsche. Elektrikliye erken geçen markaların başında gelen Porsche, algı yıkmayı seven bir marka.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Otomotiv sektöründe gün geçmiyor ki yeni bir elektrikli otomobil ortaya çıkmasın. Bir dönem tu kaka edilen SUV’lar şimdi en çok satılan otomobiller haline gelirken elektriklilerde de model bazında artışlar sürüyor. Örneğin Porsche. Elektrikliye erken geçen markaların başında gelen Porsche, algı yıkmayı seven bir marka.

Önce süperspordan dizele, ardından dizelden SUV’a, sonra SUV’dan elektrikliye yöneliş, müşteriler gözünde ilk başta biraz “eleştiri” ardından “Porsche yapıyorsa doğrusunu yapıyordur” kabullenişi ve diğer markaların takibi. Tıpkı benim geçtiğimiz hafta kullandığım Macan 4 Electric gibi. Porsche Türkiye’nin bağlı bulunduğu bölgede adından söz ettirmesini sağlayan Taycan’ın ardından gelen Macan da eğer elektrik alerjiniz yoksa mutlu edecektir. Ben gerçekten çok sevdim.

Düşünün aynı teknolojiyle elektrikli bir teknenin üretildiğini yine bu satırlarda okumuştunuz. Geçelim diğerlerine, Audi, Mercedes-Benz, BMW gibi premiumlar zaten çoktan elektriklide yol aldı. Şimdi Rolls-Royce Specte ile süper zenginlere “gel gel “diyor. Maserati Folgore ile bu işte ben de varım hem de çok iyi yaparım diyor. Ferrari de malum artık elektriği dünyasına kattı motor teknolojilerinde sürekli şarjlı hibritlere yer veriyor. Evet tüm otomobiller dünyada elektrikli olmayacak fakat % 15-20 bantları da hiç küçümsenecek rakamlar değil. Süpersporcuların da bu işe yoğunlaşması geleceğe bakış açısından önemli. 

Bu şehirlerde saat takarken iki kez düşünün

son dönemlerin en çok izlenen videolarından biri. Lüks bir otomobile binen birinin darp edilmesi ve kolundaki saatin zorla alınması. Maalesef özellikle Avrupa’nın bazı şehirlerinde pahalı saat takmak oldukça tehlikeli bir hal aldı. Restoranda takipler, araçların peşinden giden çeteler, kapkaçlar maalesef özellikle bilinen markaları takmayı korkutucu hale getirdi. Geçtiğimiz hafta İspanya Barcelona’da yine meslektaşlarımın kamera dolu araçları bir AKM’de soyuldu yine Barcelona’da cep telefonuyla yürümenin bile tehlikesini gidenler biliyor. Saat takmak mı büyük cesaret! Londra yine tehlikeli şehirlerden, özellikle saat severlerin saat takma konusunda endişe ettikleri yerlerden biri. Özellikle pahalı fuar dönemlerinde Fransa’nın bazı bölgeleri, Paris yine tehlikeli. Pek çok saat sever dostumuzun başına gelen talihsiz olaylar var bu nedenle sırf yurtdışında fake saat takan saat severler duyuyorum ki bu bile riskli. Dubai ve İstanbul şimdilik çok güvenli gözüküyor. İtalya’nın bazı şehirleri de yine riskli listesine girmek üzere. Tam olarak nerede kaç saat çalındı bilmek zor fakat saat severlerin kulaktan kulağa anlattığı hikayeler deneyimler işlerin kötüye gittiğini gösteriyor.

Havalimanlarının kilit noktaları özelyolcu salonları

Bu yıl 7. pasaportunu sayfa yetersizliğinden ötürü dolduran 21 yıllık bir gazeteci, kimi zaman da “profesyonel bir yolcu” olarak havalimanları ve lounge’lar değinilmesi gereken bir konu benim için. Saatlerce uçulacak bir uçuş öncesi, mini bir dinlenme, biraz çalışma, güzel bir yemek yeme imkanı sunan Lounge alanlarındaki rekabet sürüyor. Özellikle İstanbul Havalimanı’ndaki lounge ciddi yoğun ve sıkı bir buluşma noktası. Atatürk Havalimanı’ndaki lounge alanını da çok severdim. Yeni havalimanındaki THY ve Star Alliance’a ait iki lounge’u bolca kullanıyorum.

Mil kartıyla girilen lounge adeta tıka basa dolu bazı günler, şık, konforlu ama kalabalık. Yemekler mi gerçekten pide ve mantının fanları var. Ben de uçakta yemek yerine lounge’da yemek yemeyi tercih edenlerdenim. Fakat uluslararası bir lounge için bar alanı çok yetersiz, eksik bir o kadar da özensiz. IGA lounge da gerek buggy araç kullanımı gerekse ayrı lounge ile oldukça konforlu. Ben özellikle TAV’ın İstanbul haricindeki pek çok yerde bulunan lounge’larını kullanıyorum ayrıca evden havalimanına ulaşımı sağlayan VIP shuttle hizmetleri de önemli. Bu hafta Barcelona El Prat havalimanının lounge’undaydım, şık güzel, konforlu, uzun uçuş öncesi iyi bir dinlenme alanı, duş bile var. Çok uçan biri olarak lounge’ları gezdikçe yazmaya devam edeceğim. Son bir dip not, bu otopark fiyatlarıyla havalimanlarında özel kart ve kampanya kullanımları artmaya devam edecektir.