İpek Kıraç'tan babasına vasi atanması talebi

Geçtiğimiz günlerde hayatını Emine Alangoya ile birleştiren iş insanı İnan Kıraç'ın kızı İpek Kıraç bir açıklama yaptı. Evliliği iyi niyetli bulmadığını ve babasının istismar edildiğini savunan Kıraç babasına vasi atanması için mahkemeye başvurduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Kıraç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding'in eski yöneticilerinden iş insanı İnan Kıraç (87), geçtiğimiz günlerde hayatını Emine Alangoya (75) ile birleştirdi.

Bu evliliğin ardından İnan Kıraç ve 2020 yılında yaşamını yitiren eşi Suna Kıraç’ın kızı İpek Kıraç yazılı bir açıklama yaptı.

"Babamın yanlış tercihleri herkesi üzmüştür"

Kıraç açıklamasında, İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, babası İnan Kıraç’ın manevi ve maddi olarak korunması amacıyla kısıtlanması ve kendisine vasi atanması talebinde bulunduğunu belirtti. Kıraç, şu ifadeleri kullandı:

"Beni henüz iki aylıkken annem Suna Kıraç’la birlikte evlat edinen ve büyük bir sevgi ve özenle yetiştiren babam İnan Kıraç’ın içine düşmüş olduğu durumdan kurtulabilmesi için tek bir başka şans dahi kalmış olsaydı hiç kuşkusuz o yolu seçiyor olurdum. Ancak gerek babamı koruma arzum, gerek babamın yönetimindeki kurum ve kuruluşların sağlığı ve devamlılığı konusunda hissettiğim sorumluluk ve gerekse de annemin manevi ve maddi mirasının korunması yönündeki iradem bu kararı almayı zorunlu hale getirmiştir. Babam İnan Kıraç’ın son yıllarda basına da sıkça yansıyan yanlış tercihleri ve davranışları sadece beni değil onu tanıyan ve seven herkesi şaşırtmış ve üzmüştür. Başta anlamlandırmakta zorlandığımız ve babamın karakteriyle uyuşturamadığımız bu davranışların sıklığı ve boyutu giderek artmış olup neticede, özellikle son zamanlarda, yakın çevresindeki herkesin açıkça gözlemlediği bir şekilde “muhakeme kaybı ve akıl sağlığı sorunu” yaşadığı malum olmuştur."

"Babamı sahipsiz kılmıştır"

Annesinin vefatı sonrası babası İnan Kıraç'ın hayatına girenlerin onu istismar ettiğine yönelik iddiada bulunan İpek Kıraç, açıklamasına şöyle devam etti:

"Adeta babamın yaşamını tüm açılardan istila etmişlerdir. Özellikle babamı duygusal olarak suistimal eden bir şahıs, kendine ve yakınlarına menfaat sağlamak amacıyla kurguladığı düzeni fark edecek, karşı gelecek ve babamın çıkarlarını koruyacak herkesi babamın iş ve özel hayatından tek tek uzaklaştırmıştır. Bilimsel tüm araştırmalar akıl sağlığı ve hafıza problemleri yaşayan insanların uzun süredir tanıyıp güvendiği kişilerle birlikte olmaya, rutinlerinin devamını sağlamaya ihtiyaç duyduğunu kanıtlamışken, bu şahıs bilerek ve kasıtlı olarak babamın uzun yıllardır en yakınında çalışan, sevdiği ve güvendiği insanların tümünü işten çıkarmak suretiyle babamı bütünüyle yalnızlaştırmış, onu korumasız ve sahipsiz kılmıştır. Babama şahsi cep telefonundan doğrudan ulaşmak dahi pek çok dostu ve ailesi için imkansız hale gelmiştir. Dolayısıyla babamın son birkaç yıldır bizleri üzen ve şaşırtan tüm davranışlarının ardında kendi öz iradesi değil hayatına bir anda giren bu şahısların kararları ve yönlendirmeleri olduğu artık çevresindeki herkesçe aşikârdır. Hatta öyle ki, babamın ağabeyi merhum Can Kıraç dahi, vefat etmeden kısa bir süre önce bu duruma isyan etmiştir."

"Evliliğin bilincinde olmadığına inanıyorum"

Babasının evliliğin bilincinde bile olmadığına inandığını söyleyen Kıraç, şunları söyledi:

"Aldığım son habere göre de, 87 yaşında ve malum sağlık durumunda olan babam 20 Aralık tarihinde aile ikametimiz ya da işyerlerimizle hiçbir ilgisi olmayan Büyükçekmece’de yıldırım nikâhı ile evlenmiştir. Babamın sevgi ve iyi niyet temelli olmadığı aşikâr olan bu sözde evliliğin bilincinde bile olmadığına inanıyorum. Yaklaşık iki senedir babamın açtığı acımasız ve haksız davalarla mücadele etmek zorunda kalmama ve bütün bu anlamsız dava süreçlerinin arkasında şimdi evlendiği bu kişinin olduğunu bilmeme rağmen, babama duyduğum sevgi ve aile birliğimizin hatırına babamın akıl sağlığını gündeme getirmeyi içime sindirememiştim. Ancak 87 yaşındaki babamın içine düşürüldüğü bu son tuzak, artık gerekeni yapmam ve bu suistimale bir son vermem konusunda beni ikna eden nihai gelişme olmuştur."

"Tüm hukuki yollara başvuracağım"

İpek Kıraç açıklamasını şöyle tamamladı:

"Babama annemden kalan manevi ve maddi mirası korumak için elimden geleni yapacağımın, tüm hukuki yollara başvuracağımın bilinmesini isterim. Babamın hukuki koruma altına alınması da bu sürecin bir parçasıdır. Eminim ki annem de her türlü istismara, suistimale ve haksızlığa karşı ailemizi korumaya devam etmemi isterdi. Bundan sonra en doğru kararı muhakkak ki yüce Türk adaleti verecektir.

Elbette ki bizi bir aile yapan annemin, babam ve benim için hayal ettiği hikâye bu değildi. Ve elbette ben de bu hayatı babamla karşı karşıya değil el ele geçirmeyi dilerdim. Keşke böyle olabilseydi."