Türk lokumunu ihmal mi ediyoruz?

Kökeni Pers İmparatorluğu'nu MÖ 226 ila 652 yılları arasında yönetmiş olan Sasaniler'in en sevdiği tatlı olan "abhisa"ya dayansa da, lokum her zaman Osmanlı İmparatorluğu ile anılan ve Türklere ait olma özelliği ile bilinen bir ürün.

Arapça "râhat-ı hulkum", yani boğaza rahatlık veren, kolay geçen ifadesi; bizde "rahat lokum", "lâtilokum" sonra da "lokum'a (ağıza bir defada alınan yiyecek parçası) dönüşmüş. Lokum, özellikle 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı'da popülarite kazanıyor.

18. yüzyılda İngiliz bir seyyah, İngiltere'ye ilk lokumu götürerek orada "Turkish Delight" (Türk Lezzeti) olarak tanıtıyor. Lokum, o tarihten bu yana dünyada en çok bilinen kültürel değerlerimizden birine dönüşüyor.

Sanayileşme sonucu tahtını çikolata ve modern şekerlemelere kaptıran; kimi üreticilerin glikoz şurubunun kullanılmaya başlamasıyla lezzeti de tehlikeye giren lokum, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması gereken bir lezzet ve kültür…

7 Mayıs'ta masaya yatırılacak

Mutfak kültürümüzün ve gastronomi tarihimizin yapı taşları ve değerlerinin peşinde olan Mutfak Dostları Derneği'nin 2011 yılından bu yana Mutfak Sanatları Akademisi işbirliğiyle düzenlediği "Türk Mutfağının Yapıtaşları" etkinlikleri bu nedenle 7 Mayıs'taki etkinlikte lokumu konu alacak…

Lokum semineri, yemek kültürümüzün en tatlı yüzü olan lokumun her yönünün konuşulacağı ve yapım aşamalarının aktarılacağı bir etkinlik olarak planlanmış.

Tarihi lokum üreticilerinden Hacı Bekir Ailesi'nin temsilcisi Nuray Önder, "Manda kaymaklı lokum ve Afyon lokumu" sunumuyla Kadir Altınkaya, "Lokum ve Türk Kahvesi" sunumuyla Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali seminerde konuşmacı olarak yer alacak.

Atölye çalışması da yapılacak

Hacı Bekir Lokumları baş ustası Mehmet Üzgen ise kısa bir lokum yapımı atölye çalışması gerçekleştirecek.

Etkinlikte yapılacak lokum ikramlarına MSA şefleri tarafından hazırlanan sunumlar eşlik edecek.

Dernek olarak lokum konusunu çok önemsediklerini belirten Mutfak Dostları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Kakınç, "Çağı yakalayan ve geçmişi gelecekle buluşturmayı başarabilen vizyoner lokum üreticilerimiz sayesinde lokum, 32 milyon 510 bin 772 dolara varan, ihracata da katkı sağlayan bir ekonomik değere dönüşse de daha fazla desteğe ihtiyacı var. Geleneksel üretimin inceliklerini yitirmeden lokumu geleceğe adapte etmek ve bu geleneğimizi devam ettirmek şart" diyor.