Türk kahvesinin önü açık

Bir fincanının 40 yıl hatırı olan Türk kahvesinin köklü geleneğine rağmen dünya pazar payı çok küçük; oysa önü alabildiğine açık! Yarım asrı aşkın elektrikli ev aletleri üreten Arzum'un Yönetim Kurulu Başkanı T. Murat Kolbaşı ile bu konuyu konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İstanbul, kahve ile tam 501 yıl önce Kanuni döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa sayesinde tanışıyor… Kahvenin yetiştiği yöreleri Osmanlı topraklarına katan Yavuz Sultan Selim. İstanbul'da ilk kahvehaneler, 1554 yılında açılıyor. 2013 yılında Türk Kahve kültürü ve geleneği, UNESCO'nun "Somut Olmayan Kültürel Miras" listesine giriyor.

Bir fincanının kırk yıl hatırı olan Türk kahvesinin bütün bu köklü geleneğe rağmen günümüzde dünya pazar payı çok küçük; oysa önü alabildiğine açık! Yarım asrı aşkın bir süredir elektrikli ev aletleri üreten Arzum'un Yönetim Kurulu Başkanı T. Murat Kolbaşı, Türk kahvesi için yıllardır çalışan isimlerden. Okka ürünü ile Türk kahvesini kültürünü dünyaya yaymak üzere global bir misyonu da yerine getirdiklerini belirten Kolbaşı, "dünyada Türk kahvesine olan ilgi artıyor; festivallerde, uluslararası fuarlarda Türk kahvesi öne çıkıyor… Günümüzde hikâyesi olan ürünler daha çok ilgi görüyor. Türk kahvesinin de hikâyesi var. Biz de o hikâyeyi iyi yakaladık. Kendi değerlerimize daha çok sahip çıkarsak kahve piyasasında da daha fazla kabul göreceğiz" diyor ve "biz, milli değerlerimize sahip çıkmazsak başkaları niye çıksın ki?!" sorusunu yöneltiyor.

Türk kahvesi öne çıkıyor

Murat Bey'le iki yıl önce bir yaz günü yine kahve üzerine konuşmuştuk… O günden bu yana neler olduğunu "kahve ve Türkiye mutfağı hakkında öğrenmeye devam ediyorum. Sevindirici olan, kahveye olan ilgi, hem Türkiye'de hem dünyada düşündüğümden daha fazla. Festivallerde, uluslararası fuarlarda Türk kahvesi öne çıkıyor, çünkü espresso herkeste var, Türk kahvesi limitli. Bu arada, fal çok daha ön plana çıkmalı, çünkü anormal ilgi çekiyor" diye anlatıyor…

Dünyada en çok kahve tüketen ülke Finlandiya, kişi başına yıllık kahve tüketimi 10 kilograma yakın… Murat Kolbaşı, bugün, Türkiye'de kişi başı tüketimin 1 kiloyu geçtiğini söylüyor; kahve makinelerinin çoğaldığına dikkat çekerek "üreten firma sayısı 6'yı geçti. Bizim Okka ailesinin, ikisinin lansmanını geçtiğimiz günlerde yaptığımız dört ürünü oldu. Türk kahvesinin rahat içilebilir olması kahve zincirlerinin de dikkatini çekmeye başladı. Türkiye'de ve dünyada yeni sunumlarla Türk kahvesine ilgi gösteriliyor. Örneğin Starbucks, Türkiye'deki 408 şubesinde Okka'yla Türk kahvesi pişiriyor; Gamze Saraçoğlu ve Kütahya porselene yaptırdığı özel tasarım fincanlarla Türk kültürüne uygun olarak sunuyor. Caribou Coffee'nin bütün şubelerinde de Okka kullanılıyor" diyor…

Kahve müzesi açılmalı

"Kahveyi konuşmaya başladıkça Anadolu'dan, dünyanın dört bir yanına yayılmış Türklerden kahveyle ilgili katkılar geliyor, ürün ve yöntem konusunda bildiklerini aktarıyorlar… Bunlar, katma değer. Onları içeren bir müze, çok önemli bir merkez olacaktır… Müzeyi ziyaret edenler kahve çeşitleri nelerdir, Türk kahvesinde hangi çekirdekler kullanıyor; süvari kahvesi nedir, tarz-ı hususi yani tarsusi ile farkı nerededir? gibi bilgileri edinebilecektir. Dile kolay kahve, Osmanlı'dan bu yana 500 senelik hikâye" diyen Kolbaşı şöyle devam ediyor:

"Yurtdışına gittiğinizde yiyip içtiğiniz yerlerde, kaldığınız otellerde mutlaka Türk kahvesi talep edin… Talebe dayanılmaz! Önemli olan ne kadar çok istiyorsunuz ve talepkârsınız. ‘Türk kahvesine de yer verelim' demeye başlayan yerlerin sayısı giderek artıyor. Türk kahvesine hak ettiği değeri vermek çok önemli… Eskiden bulunmazdı, ama bugün üst segment lokantalarımızda da Türk kahvesi ikram ediliyor."

Hikâyesi olan kazanıyor

Ürünlerimizin markalaşmasının önemini, gastronomi dünyasından bir örnekle anlatıyor Murat Bey:

"Türkiye'de 20 bine yemek tarifi olduğu söyleniyor. Bunun önemli bir kısmı çorbalarımız. Anadolu'da çıkan her türlü tahıl ve sebze ile farklı yemekler yapılıyor. Ancak, istediğiniz kadar üretin, kaliteli olanı yapın; bugün, hikâyesi olan kazanıyor. Mutfağımızı hikâyesiyle dünyaya tanıtabilirsek bizim diğer ürünlerimizin de kabul görürlüğünü ve satışını artıracaktır.
Bir başka örnek demleme çayı… Demliği, ince belli bardağı, bu kültürü tanıtıp ihraç edebiliriz. Benimki ‘daha iyi' denildiğinde olmuyor. Onlar tarçınlı latte yapıyorsa biz, Türk kahvesinden sakızlı latte niye yapmayalım ki?!

İtalyan mutfağına niye bu kadar prim veriliyor. Neticede lahmacun veya pideden bozma pizza, yanında da içecek. Dünya para ediyor. Halbuki küçücük bir pidecinin ürünleri çok daha lezzetli…"

Üretilenlerin tüketenlerde içsel kabul görmesinin, benimsenmesinin önemine dikkat çeken Kolbaşı şöyle devam ediyor:

"Bunu sağlamak için belki de birazcık çatlak, birazcık ‘aptal' olmak lâzım! Akıllı olabilirsiniz, ama aptal rolünü oynamak rahatsız etmemeli; ısrar etmek, sabretmek, zaman çok önemli… Uzun vadede böyle böyle kazanılıyor…"

Asırlık işletmelerin sırrı

Aile işletmelerinde uzlaşmayı bulmuş kişilerle şirketlerin 100-150 yaşına ulaşabildiğini vurgulayan Murat Bey "Family Business Network International 1989'da İsviçre'de kurulmuş. Onun Türkiye ayağını 2012'de Türkiye Aile İşletmeleri Derneği adıyla kurduk. 40 kurucudan birisiyim. Şimdi büyüdük, geliştik 500'den fazla üyemiz var. Kasım başında 5. zirvemizi yapacağız. Geçen zirvemizde Ali Koç'u ağırlamıştık, bu Kasım yine bir Ali geliyor, Ali Sabancı…

Gelecek seneki hedefimiz, Ali Kibar'ı konuk etmek" diyor…

Kolbaşı, hedeflerini anlatırken şunları söylüyor:

"Ben, özünde şunu söylüyorum; Türkiye, 200 ülke arasında ilk 20'de. Türkiye bunu başarmış bir ülke. Şimdi hedef, ilk yüzde 5'e girmek. Bunun için ısrarla diyorum ki dün yaptığımız bir şeyi bugün farklı yapmamız lâzım. Yani katma değerli ürün satmamız gerekiyor. Çok klasik bir söz, ama katma değeri yaratmak için neyi farklı yapacağımıza karar vermeli, kişisel takışmaları milli davanın arkasında tutmalıyız."

Pazar payımız yetersiz

Dünyada kahve pazarının her sene yüzde 10 büyüdüğünün altını çizen Murat Kolbaşı şöyle devam ediyor:

"Aslında kahve bir software. Ben, hardware tarafındayım, yani makine… Dünyada hardware tarafı da yüzde 10'a yakın büyüyor. Fakat bu büyümede Türk kahvesi makineleri dünya pazarında hayal ettiği veya istediği payı alamıyor.

Dünyada geçen sene 35 milyon adet kahve makinesi satıldı. Türk kahvesi makinelerinin payı yüzde 10 bile değil. Ben, bu makine satışını yüzde 10'a getirmeye arzu ediyorum. Neden? Çünkü, dünyada her gün 2.2 milyar fincan kahve içiliyor. Türk kahvesi tüketimi yüzde 10 civarlarında. Demek ki makine pazarının da yüzde 10'u hızla yakalanması lâzım… Önce yüzde 10'a gelelim, sonrasına bakalım…"

Arzum Yönetim Kurulu Başkanı, geçtiğimiz haftasonu lansmanını yaptıkları yeni Türk kahvesi makinelerini şöyle anlatıyor:

"Okka, amiral gemimiz. Kolay anlaşılsın diye söylüyorum o Mercedes'in S kasası, BMW'nin 7 kasası. 3 kasa BMW, C Kasa Mercedes gibi Okka Minio zaten aldı başını gitti. Şimdi 5 kasa BMW veya E kasa Mercedes gibi Okka Grandio geldi. Köz ateşinde 4 fincana kadar kahve pişirip suyu da kendi kendine alabiliyor. Kısaca diyor ki ‘kahveyi sen koy, gerisini ben yaparım.' Bu ürünlerimizle iki yıl içinde 18 ödül aldık…

Kahve değirmeni

Bir yeni bombamız da Türk kahvesi değirmeni. Konik sistem öğüterek kahvenin hakkını veriyor. Okka Beangourmet ile her türdeki ve her sertlikteki kahve çekirdeğini Türk kahvesi inceliğinde öğütebilmek mümkün. Diğer bıçaklı öğütücülerin aksine seramik öğütücüsü sayesinde kahveyi ısıtmadan, aromasını koruyarak öğütüyor. Beğenmeyene de parasını iade ediyoruz."

Bu konularda ilginizi çekebilir