TANAP tarihin izini sürdü ve kitaplaştırdı

TANAP tarafından yayınlanan Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları kitabı ülkeyi boydan boya geçen 1811 km’lik boru hattı güzergâhındaki arkeolojik çalışmalarla çıkarılan eserleri ve sabırla ilmek ilmek işlenen projenin detaylarını anlatıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Günay DEMİRBAĞ-DÜNYA

Azerbaycan’da üretilen doğal gazını Türkiye ve Avrupa’ya taşıyan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ( TANAP) Ardahan’ın Posof ilçesi Türkgözü sınır kapısından başlayıp Edirne İpsala’ya kadar 1811 km yol kat etti. Tarihi İpek Yolu ile Enerjinin İpek Yolu’nun birleştirildiği projede arkeolojik çalışmalar da yapılarak tarihe ışık tutuldu. Uzman bir ekip tarafından kitaplaştırılan ödüllü proje, tüm ayrıntıları ve görselleri ile Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları’nda yer aldı. Projenin uygulanması süresince, toplamda 161 arkeolojik alan tespit edildi. Alanların 106'sı ise bu çalışmalar sayesinde ilk kez gün yüzüne çıkarılarak ülkemizin ve Anadolu'nun zengin kültür mirasına kazandırıldı. Özellikle Erzurum, Ankara, Eskişehir, Kütahya, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale illerinde yapılan kapsamlı ve bilimsel kazılar, binlerce yıl öncesine ışık tutuyor. Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları kitabının tanıtımı kapsamında Bandırma Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirilen toplantısında hem proje hem de kitap hakkında basına ayrıntılı bilgiler verildi.

“Kuzey Doğu Anadolu'nun bilinen tarihini değiştirdik”

Projede yedi yıl çalıştığını belirten Arkeolog Engin Coşar: “Önce insan, sonra çevre, sonra kültürel miras şeklinde bir sıralamayla hareket eden uluslararası standartlarda ilerleyen bir proje oldu. Türkiye'de 1811 kilometrede yaklaşık 60’a yakın arkeologla birlikte çalışmaları yürüttük. Dört lokasyonda 25 kurtarma kazısı gerçekleştirdik ve 1.400’ü aşkın eser ortaya çıkardık. Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları kitabıyla herkese çok kolay anlayabileceği bir kitap oluşturmak istedik. Hazırlanan kitap dünyadaki birçok kütüphane de yer alacak. Bandırma Kalebayır, bir Nekropol alanı, Üzümlü ve Şevketiye diye üç lokasyonda kurtarma kazıları gerçekleştirdik. Hepsi Nekropol dediğimiz yerleşimlerin mezarlık alanları. Böylece Bandırma Müzesi’nde sergilenen eşsiz eserler ortaya çıkardık. Dünyada bilinen üçüncü istiridye kutusunu bulduk. Biri İtalya, diğeri Fransa'daydı. Kitapta yer alan diğer önemli bir kazı lokasyonumuz da Erzurum'da Alaybeyi isimli bir höyükte gerçekleşti. Kuzey Doğu Anadolu'nun bilinen tarihini değiştirdik.

Tarih 500 yıl geriye çekildi

 Yaptığımız analizlerde Erzurum bölgesi ve Kuzeydoğu Anadolu için bilinen en erken tarih milattan önce 4.250 iken Alaybeyi'nde yaptığımız kazılarda bu tarih milattan önce 4.750’ye çekildi. Projelendirme aşamasında bilinen lokasyonlarımız vardı. Buralarda güzergâh değiştirmeye çalıştık. Değiştiremediğimiz noktalarda da zaten kurtarmak kazısı Kültür Bakanlığı’ndan izinler alınarak yapıldı. Bir de Rastlansal Buluntu - Chance Find dediğimiz Alaybeyi gibi tesadüfi buluntu alanları oldu” dedi. Erzurum, Ankara Müzesi, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi, Kütahya, Bursa, Çanakkale, Bandırma müzeleriyle kurtarma kazılarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Coşar, ayrıca Erzurum Ovası’nda yer alan Alaybeyi Höyük noktasından beş km batısında Azerbaycan’a kadar yayılan bir kültür olan ve Karaz’ın merkezinin Erzurum olduğunun belirlendiğini söyledi. Proje genel Danışmanı Arkeolog Nezih Başgelen ise kitapta detaylı olarak yer alan projenin hayata geçirilmesi aşamalarını şöyle anlattı : “Daha önce öngörülen coğrafyada ne olduğu konusunda tam bir envanter olmadığı için boru hattının geçeceği yerde tespit edilenler için eğer kurtarma kazısı ile çözüm üretilebiliyorsa çözüm üretildi. Eğer hat değiştirilmesi gerekiyorsa, revize edilerek borular yeni bir boru hattından geçirilerek korunma yoluna gidildi. Bu tip projeler için de TANAP Projeyi, geçmişe saygıyı bilgiye dönüştürme ve toplumla buluşturma konusundaki en başarılı örnek diyebiliriz. Anadolu, Yakın Doğu’nun coğrafik farklılıklarının en fazla olduğu bölge. Hem tarih öncesinden günümüze hem de coğrafyanın kendi ve dinamikler açısından biçimlenmiş çok farklı kültürler arasından boru hattı geçti. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yılında bütün ülkeyi kat eden ve kat ederken de botaniğine, florasına, faunasına, tarih öncesinden günümüze ve köylerin demografik yapılarına kadar hassasiyet gösterip, bunu inanılmaz bir zorluktaki bir coğrafyada, başarıyla sahada uygulamış bir proje herhalde dünyada sayılıdır. Şuanda boru hattı ile ilgili sadece ikaz direkleri var onun dışında coğrafi eski haline getirilmiş vaziyette.” Eserlerin buluntu yerleri ve coğrafi kodlarına göre müzelerde yer aldığını, kendi içinde bölgeye göre değerlendirildiğini de sözlerine ekledi.

 “Çok başarılı bir eser ortaya çıktı”

Sözlerine kültür dünyasına kazandırılan Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları kitabının oluşumunda yer alan herkese teşekkür ederek başlayan TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol: “TANAP mega bir proje olarak bir çok ilke imza attı. Toplam 20 il, 67 ilçe, 600 köy güzergâhının üzerinden geçtiğimiz noktaları ile Avrupa'nın en geniş çaplı, en uzun boru hattını inşa ettik. Görülen eserler onun kazanımlarından sadece bazıları. Bu eserlerin halkımıza nasıl anlatıldığı çok önemli. Nezih Bey bizlerin adına önemli bir misyonu üstlendi ve gerçekten çok başarılı bir eser ortaya çıktı" dedi.

 “Dünyanın en iyi yönetilen projesi ödülünü aldı”

TANAP kapsamında Anadolu’nun değişik noktalarında güzergâh üzerinde yer alan il ve ilçelerde bine yakın projeye destek olduklarını belirten Düzyol: "Bunun için çok büyük bir para ayırdık ve çok güzel projelere destek olduk. 2020 yılında Project Management Institute tarafından, dünyanın en iyi yönetilen projesi olarak Yılın Projesi ödülüne layık görüldü. 14’e yakın uluslararası ödül aldı. Kültür Bakanlığımıza ve bu eserleri sergileyen Bandırma Müze Müdürlüğü’ne ayrıca çok teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.

 “Hem proje hem de kitap olarak örnek bir eser”

Yapılan projenin binlerce sayfalık raporları olduğunu ve bunu halka anlatma düşüncesi ile Anadolu Medeniyetlerinin Saklı Tanıkları kitabını oluşturduklarını belirten Başgelen “Görseli ön plana çıkartan ve bilgiyi bir kültür köprüsüyle anlatabilecek bir senaryoya çalıştık. Doğudan batıya olan kısmı etkili bir tasarımla anlattık. Daha detaylı bilgiye ulaşmak isteyenler için son noktaya kadar, coğrafi kodlarına uyarak tam bir envanter vermeye çalıştık. O açıdan hem proje hem de kitap olarak türünün örnek bir eseri. Metinlere danışmanlık yapan hocalarımız; Prof. Dr. Mehmet ışıklı diğeri Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Mustafa Hamdi Sayan, Prof. Dr. Oğuz Tekin yayın projesinin bilim heyetini oluşturdular ” dedi.