"Anadolu, dünyanın en büyük öğretisi"
Ömür Akkor tarafından Komili'nin katkılarıyla hazırlanan "Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi" ve "Ramazan Lezzetleri" kitapları geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurarken Anadolu'nun kadim yemek geleneğine de ışık tutuyor.
"Cümlesinin başı ekmek / Garib yiğit harcı keşkek / Yağlı lokum samsa börek / İftar vakti yenir tek tek" gibi pek çok manilerin söylendiği kutsal ay Ramazan, hilal görünmeden başlamazdı. Ramazan ayının başlangıç ve bitişini, Kadir Gecesi'nin ne zaman olduğunu tespit etmek İstanbul Kadısı'nın göreviydi.
"Kadının görevlendirdiği memurlar minarelerde hilali gözetlerdi. Hilali gördüklerinde şahitleriyle birlikte kadının huzuruna çıkılır ve mahkeme kurulur, hilali görenler ‘Şu saatte gördüm. Bu gece Ramazan'ın başlangıcıdır. Şahadet ederim' dedikten sonra şahitlerin de ifadeleri ile durum kesinleşince Ramazan ayı başlamış olurdu. Tüm bu olan bitenler gizlilik içinde yapılır, Ramazan kesinleşince mahkeme kapısında bekleyen mahyacılar çağırılır ve onların sayesinde Ramazan'ın başladığı, halka duyurulurdu.
Tüm İslam âleminde ve Osmanlı ülkesinde ramazan ayına çok önem verilirdi. Mübarek üç aylara girildiğinde evlerde hazırlık ve tedarik başlar, imkânları nispetinde herkes peynirler, zeytinler, reçeller, sucuklar, şerbetlik şekerler, şuruplar ve hoşaflıkların yanı sıra güllaç ve çorbalık bakliyatları yavaş yavaş evlerinin kilerlerine yüklerdi. Ayrıca mutfakta kullanılan sahan, tencere, sini gibi bakır kapların hepsi kalaylanır, varsa sofranın eksikleri giderilirdi."
Komili sponsorluğunda geçtiğimiz yıl yayınlanan, ancak içeriği nedeniyle asla eskimeyecek şef Ömür Akkor'un "Ramazan Lezzetleri" kitabıyla başlamak istiyorum. Çünkü içinde eski Ramazan âdetleri ve mânilerin yanı sıra İbn-i Batuta, Alman gezgin Dernchwam ve Edmondo De Amicis gibi ünlü isimlerin seyahatnamelerinde yer alan Ramazan anlatımları da yer alıyor. Akkor, eski Ramazan geleneklerini de okuyucusu ile paylaşıyor.
Kar ve buz vakıfları
"Osmanlı'da hayırseverler tarafından kurulmuş kar ve buz vakıfları vardı. Bu vakıflar yaz aylarında dağlardan şehre kar ve buz getirir ve ücretsiz olarak halka dağıtırdı. Vakıfların zaman zaman bu kar ve buzları şerbet yaparak halka dağıttığı da olurdu.
Osmanlı'da yaz aylarında kar ve buz dağıtmak hayır olarak sayıldığından vakıf kurma gücü olmayan bazı hayırseverler bütçelerine göre karcı esnafına sipariş verir ve bunları dağıttırırdı. Buna da "kar üleştirmek" adı verilirdi.
Sıcak yaz aylarında çalışan işçilere kar dağıtmanın sevap olduğu düşünüldüğünden, Anadolu'nun her sıcak yöresinde kar dağıtılır ve buna da "kar hayrı" denilirdi. Hatta 1663 yılında çeşmelerin suyunu soğutmak için Hatice Sultan Vakfı kurulmuştur. Bu vakıf yaz aylarına denk gelen ramazan ayında teravih namazından çıkan halka kar konulmuş ballı şerbet dağıtırdı.
Yardımlar
Osmanlılar zamanında Ramazan günlerinde tebdil-i kıyafet ile hali vakti yerinde bazı kimseler hiç tanımadıkları semtlerdeki bakkal, kasap, manav, fırın vb. dükkânlara gider, onlardan zimem (borç) defterlerini isterlerdi. Herhangi birkaç sayfadan rastgele seçip, sayfaların toplamını yaptırıp, miktarını ödedikten sonra; "Bu borçları silin, Allah kabul etsin!" der, kendilerini tanıtmadan çeker giderlerdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu asla bilmezdi. Gizli verilen nafile sadakanın, açıktan verilen nafile sadakadan yetmiş kat daha sevap olduğunu bilen zevat, yardımlarını mümkün olduğunca gizliden yapmaya gayret gösterir, ecdadımız sağ ile verdiğini, sol elinden bile gizler, yaptıkları iyilikleri unutur giderlerdi...
Ziyaretler
Ramazan âdetlerinden biri de cami ve kabir ziyaretleridir. Envaı camide teravih kılmak ve cami cami gezmek, Mevlevihane, dergâh, türbe ve kutsal emanetleri ziyaret etmek, tekkelerde iftar açmak, ramazanın ilk cumasını Ayasofya, ikinci cumasını Eyüp Sultan, üçüncü cumasını Süleymâniye Camileri'nde eda etmek, bu ziyaret âdetlerinin en mühimleriydi."
İnternet sitesinden indirilebiliyor
Gelelim Türk ve Osmanlı mutfak kültürüne yönelik çalışmalarıyla tanınan Akkor'un kitabındaki lezzetlere… "Ramazan Lezzetleri," güllaç, Adil Usta'nın pideleri ve yağlı çöreği, Ramazan'da Anadolu, Ramazan çorbaları, sıcak Ramazan serin sahur, Zennup Hanım'ın Ramazan yemekleri, Ramazan ziyafet yemekleri, sıcak Ramazanlar için soğuk şerbetler, Ramazan helvaları ve bayram tatlıları bölümlerinden oluşuyor. Birbirinden güzel fotoğraflarla süslü kitap, kitapçılarda satılmıyor; Komili'nin bir kültür hizmeti olarak http://www.komilizeytinyagi.com.tr/bizi-taniyin/e-kitaplar adresinden diğer Komili kitapları ile birlikte ücretsiz olarak indirilebiliyor.
Komili Lezzet Seyahatnamesi
Ramazan Lezzetleri'nin ardından yeniden yollara düşen Ömür Akkor bu kez, yine Komili'nin katkılarıyla "Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi"ni hazırladı. Son 15 yıldır Türk Mutfağı üzerinde çalışmalar yapmak için Türkiye'yi gezen, bu uğurda 250 bin kilometre yolu arkasında bırakan Akkor, çalışmalarının bir bölümünü geçtiğimiz günlerde tanıtılan bu kitapta topladı.
Evliya Çelebi'nin anısına hazırlanan ve Ege'den başlayan seyahatnamede; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, İç Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgelerinden yöresel tarifler yer alıyor.
Gelecek nesiller için
Kitabın hazırlanması için katkı sağlayan Komili, ülkemizin zengin mutfak kültürünü gözler önüne sermek, unutulmaya yüz tutan lezzetleri hatırlatırken hiç bilinmeyenleri de ortaya çıkarmak amacıyla Ömür Akkor ile el ele verdi. "Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi" kitabının tanıtım toplantısında konuşan Ana Gıda Genel Müdürü Ümit Ersoy, her zaman zeytinyağının en iyisini, en doğalını ve en lezzetlisini tüketicilerine, edindikleri deneyim ve birikimi ise sektörün hizmetine sunmayı ilke edindiklerini söyledi.
Ersoy, "Sektörün büyümesi için çalışmalar yürüten Komili, zeytinyağı kültürünün daha geniş kitlelere yayılması için uğraşıyor. Komili şimdi, zeytinin anavatanı Ayvalık'tan hareketle bu çabasını Türkiye geneline yayıyor. Değerli şef Ömür Akkor'un 15 yıllık çalışmalarının bir meyvesi olan ‘Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi' hem Anadolu'nun bin yıllık yemek geleneğine ışık tutuyor, hem de bu yemeklerin izini süren gezginler aracılığıyla yurt içi turizmde yeni bir hareket doğmasını amaçlıyor" diye konuştu.
"Anadolu, dünyanın en büyük öğretisi…"
Şef Ömür Akkor da "Büyük bir hayal, uzun bir yoldu. Seyahatname için çıktığım yolda 15 seneyi ve yaklaşık 250.000 km'yi geride bıraktım. 7 bölge, 80 il ve yüzlerce ilçe... İlk yolculukta da son gittiğim yerde de aynı heyecanla çarptı yüreğim. Her seyahatten sonra da Anadolu'nun, insanının, memleketin kıymetini daha da anladım.
Anadolu bitmez bir yol, büyük bir kültür ve bence dünyanın en büyük öğretisiydi. Ortadan yemek yemenin âdâbını da öğrendim, çorbamı bölüşebilmeyi de; acıyı içine atmayı da öğrendim, acıyla yaşayabilmeyi de; bir bardak çayla mutlu olmayı da öğrendim, aza kanaat edip şükretmeyi de...
Elbet ki benim için yolun sonu değil!
Anadolu geze geze de yaza yaza da bitmez. Benim bu memlekete duyduğum aşk da bitmez. Ama sizler için bu 15 yıllık yolculuktan birkaç bin kilometre derledim, umarım yazdıklarımı siz de aynı heyecanla okursunuz." dedi.
"Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi" de herkesin ücretsiz edinebilmesi için piyasada satılmıyor. Kitaba online olarak, http://bit.ly/OmurAkkorileKomiliLezzetSeyahatnamesi linkinden ulaşmak mümkün.