"Mutfağımız, hazinemiz!"
Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi'nin etkinliklerinde gastronomi turizminin ülke kalkınmasındaki önemi vurgulanırken Türkiye'nin gastronomi zenginliklerini dünyanın daha yakından tanıyabilmesi için atılması gereken adımlar tartışıldı.
Türkiye'yi dünyaya yeni bir marka değeri olarak tanıtmayı amaçlayan Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi bu yıl 7-10 Aralık 2017 tarihleri arasında 11. kez gerçekleşen Travel Turkey İzmir ile eş zamanlı olarak yapıldı.
Turizm sektörünün önde gelen isimleri, gazeteci, yazar, gezgin ve eğitmenlerin katılımıyla başlayan bilimsel oturumlar ve panellerde gastronomi turizminin ülke kalkınmasındaki önemi vurgulanırken Türkiye'nin gastronomi alanında sahip olduğu zenginlikleri dünyanın daha yakından tanıyabilmesi, atılması gereken adımların belirlenmesi için çalışmalar gerçekleştirildi.
"Aşçılar için çok zengin bir ülke"
Türk mutfağının dünya üzerinde daha çok bilinmesi gerektiğini önemle vurgulayan şef, gezgin ve belgeselci Wilco van Herpen, "Türkiye bir aşçı için inanılmaz zengin bir ülke. Bunu bazen unutuyoruz. Hem bu dönemdeki yemekler hem de eski dönemdeki yemekler için bunu söylemek mümkün. Hitit, Selçuk, Firik, Osmanlı ve daha nice mutfağın kültürüyle beslenmiş bu topraklar. Dünyanın en iyi beş mutfağından biridir bana göre Türk mutfağı. Ama tarihine baktığımızda ilk sırada olmalı" dedi.
Wilco van Herpen sözlerine şöyle devam etti:
"Bu noktada Türkiye'nin gastronomi duygusunu dünyaya duyurmak gerekiyor. Kendimizi yeterli göremiyor ve de gösteremiyoruz. Bakanlıklarla iş birliği yapıp dünyaya tanıştıracağız mutfağımızı. Yurt dışından önemli aşçıları çağırıp gastronomi turları düzenleyeceğiz. Bu turlarda büyükşehirler değil köylerde ekmek yapan teyzeler gösterilecek. O kadar özel ve çeşitli yemekler var ki. Bu malzemeler bir hazinedir. Bunu kullanmak gerekiyor. Gastronomi Turizmi Kongresi de bizi dünyaya tanıtacak önemli bir girişim oldu."
"Dünya markası olmaya aday"
Kongreyi Türkiye için bir umut olarak gördüğünün altını çizen kongre ana sponsoru ÇimStone Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Akgerman, şunları söyledi:
"İzmir'in marka fuarları arasında Marble ve If Wedding Fashion İzmir var. Ama artık Gastronomi Turizmi Kongresi de dünya markası olmaya aday. İnanıyorum ki birkaç sene sonra salonlara sığmayacağız ve daha büyük holler isteyeceğiz.
Gastronomi deyince akla her zaman yemek pişen yer ve yöre geliyor ancak bunun çok daha ötesinde bir şey gastronomi. Önce kendi yurdumuzu tanımamız lâzım. Şu an Kars'ta peynir müzesi var, ama pek çok vatandaşımızın haberi yok. Anadolu peynirleri ile ilgili kitaplar yeni yeni basıldı. Aşacağımız daha çok yol var. Ama en önemli şey farkındalık yaratmaktı ve bunu başardık. Böyle kongreler her geçen yıl katlanarak artıyor. Dünyada çok iddialı bir noktaya geleceğimize eminim."
Turizm için büyük bir itici güç
Italtur Turizm'in sahibi ve aynı zamanda TÜRSAB Gastronomi Turizmi Kongresi Danışma Kurulu Üyesi Hande Arslanalp ise gastronomi turizminin bugün dünyada alternatif bir turizm şekli olduğuna dikkat çekti. Gastronomi turizminin aynı zamanda katma değeri yüksek bir turizm şekli olduğunu da ifade eden Arslanap, "Biz de Türkiye'nin bununla ilgili çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Travel Turkey İzmir gerçekten her yıl gelişen ve büyüyen bir fuar. Bunun yanında 3 yıldır aralıksız düzenlenen bu kongrenin turizme büyük bir itici güç olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
Temalı etkinlikler
Panellerin yanında "5 hikâye, 5 duyu, 5 yaratıcı etkinlik" teması ile lezzet düşkünlerini uzmanlarıyla buluşturan "Tasting Story", Delice Network İzmir Temsilcisi Sırma Güven moderatörlüğünde başladı. Tasting Story'nin ilkinde, kokunun ayrılmaz bir parçası olan lezzet algısı koku uzmanı Vedat Ozan tarafından uygulamalı olarak anlatıldı. Ayrıca, kahve uzmanı Hakan İme ile kahvenin dünyasına kısa bir yolculuk yapılırken, "Nitelikli Kahve Tadımı" ile kahvenin incelikleri katılımcılara aktarıldı.
"Cooking Story"de ise şefler Manolis Hiras ve Wilco van Herpen, yemek pişirme sanatının inceliklerini katılımcılarla paylaştı.