Mardin bulguru için el ele verdiler…
İpek Bulgur, DİKA, Kızıltepe Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası Mardin bulguru için el ele verdi. Sirha'daki İpek Bulgur standında gerçekleştirilen tanıtımlarda Ebru Baybara Demir'in sunumuyla Mardin bulgurundan yapılmış ikramlar da yapıldı.
Mardin mutfak kültürünün en önemli malzemelerinden, Mezopotamya'nın altın saçlı kızı bulguru geçtiğimiz haftalarda bu köşede konuşmuştuk:
http://www.dunya.com/ehlikeyf/pilavini-yapiyor-bozasini-iciyoruz-bulgur-haberi-336639
İpek Bulgur, Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA), Kızıltepe Ticaret Borsası ve Kızıltepe Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği ile katıldığı SIRHA Fuarı'nda Mardin bulgurunu profesyonellerin beğenisine sundu. Stantta Şef Ebru Baybara Demir'in sunumuyla Mardin bulgurundan yapılmış özel ikramlar yapıldı.
Etkinlikler kapsamında verilen yemekte, İpek Bulgur'un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ata Kasap ve DİKA Genel Sekreteri Yılmaz Altındağ ile birlikteydim. Sohbetlerimizde, İpek Bulgur'un 2017 planları arasında Mardin bulgurunu ulusal zincir marketlerin raflarına taşıyarak son tüketiciyle buluşturmak olduğunu öğrendim.
Kaliteli buğday
İpek Bulgur Pazarlama ve Satış Müdürü Sevgi Algün, İpek Bulgur hakkında beni bilgilendirdi.
Mardin'in Kızıltepe Ovası'nın demir ve mineral bakımından zengin kahverengi orman toprağında yetişen durum buğdayından üretim yaptıklarını vurgulayan Algün, "Kahverengi orman toprağı, demir ve mineral bakımından zengin olduğu için başka topraklara kıyasla çok daha kaliteli buğdaylara hayat veriyor. Az yağış alan ovada üretilen buğdaylar tüm besleyici mineralleri kendi içinde saklıyor, böylece besin değerleri diğer topraklarda yetişen buğdaylara göre çok daha yüksek oluyor. Bu buğdaydan üretilen, nişasta değeri düşük, protein değeri yüksek olan Mardin bulguru ise sağlık için oldukça faydalı bir ürün olarak gösteriliyor." dedi.
Mardin bulgurunun tüm Türkiye'ye yayılması ve herkes tarafından sahiplenilmesinin bölgenin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağına dikkat çeken DİKA Genel Sekreteri Yılmaz Altındağ ise şunları söyledi:
Coğrafi işaret başvurusu
"Dicle Kalkınma Ajansı olarak bölgemizdeki ürünlerin, üretici ve sanayicilerin gelişimine ve markalaşmalarına destek olmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu nedenle bugün de Mardin bulgurunun tanınıp markalaşmasına ve böylelikle yörenin kırsal kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla Sirha Fuarı'ndayız.
Mardin bulgurundan üretilen bulgurun sahip olduğu besin değerlerinin başka topraklardan gelen bulgurlarda olmaması sebebiyle coğrafi işaretlemeye uygun bir ürün olduğunu düşündük ve Türk Patent Enstitüsü'ne coğrafi işaret tescili için başvurusunu yaptık."
İpek Bulgur'un Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ata Kasap ise Mardin bulguru tanıtımının bir memleket meselesi olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
Geleneksel yöntemler
"İpek Bulgur olarak binlerce yıllık bir kültürden gelen bu bulguru geleneksel üretim yöntemlerinden ödün vermeden ve hiçbir katkı maddesi eklemeden üretiyoruz. Sadece buğday ve su kullanarak ürettiğimiz yedi çeşit Mardin bulgurunun, kurulduğumuz günden beri başta Irak olmak üzere birçok Ortadoğu ve Avrupa ülkesine ihracatını gerçekleştiriyoruz.
2017 yılı içerisinde ise yenilenen kurumsal kimliğimiz ve Mardin'i tanıtan özel ambalajlarımızla Türkiye genelindeki ulusal zincir marketlerin raflarında yer alarak, Mardin bulgurunu tüm mutfaklara sokmayı hedefliyoruz."
Ve bulgurlu lezzetler
Ebru Baybara Demir, yarma buğdayın koyun yoğurdu ile kaynatılması ile elde edilen, isteğe göre nane ve zeytinyağı sos ile sıcak, pekmez ile soğuk tüketilebilen lebniye çorbasıyla başlayan bir mönü hazırlamıştı.
Kitel bulgurun çiğ köftelik et ile yoğrulmasıyla hazırlanan hamurun el mahareti ile incecik açılarak yine et harcı ile doldurulup tülbentler üzerine serilerek dinlendirilmesiyle hazırlanan, isteğe göre tuzlu suda haşlanarak ya da sac üzerinde ateşte pişirilerek sunulun kitel raha, ikinci yemekti.
Haşlanmış içli köfte hamurunun minik köfteler haline getirildikten sonra haşlanıp kişniş ve kuru nane ile sunulduğu bulgur köftesi ile devam eden yemeğimize bulgurdan yapılan tebbule salatası eşlik ediyordu.
Ateş üzerinde pişirilen kuzu eti yanına hazırlanmış şehriyeli bulgur pilavı ise ana yemek olarak geldi. Tabii ki tatlımız da bulgurdandı. Ağzımızı, Ebru Hanım'ın pekmez ile hazırladığı bulgur helvası tatlandıracaktı…