Macar Kültür Merkezi 100. yaşını kutluyor
Macar devleti tarafından kurulan ilk Macar Kültür Merkezi, bundan bir asır önce İstanbul'da açılmış. Türkiye ve Macaristan'ın yüzyıllardır süren yakın ilişkilerine iyi bir örnek olan merkez, bugün Kâğıthane'de hizmet vermeyi sürdürüyor.
Macaristan'ın yurt dışında kurulan ilk araştırma merkezi konumundaki Konstantinopolis Macar Bilimsel Enstitüsü bundan yüz sene önce, 1917 senesi Ocak ayı civarında faaliyetlerine başlamış. Yani bu sene 100. yaşını kutluyor… Aynı zamanda kurumsallaşmış Macar kültür diplomasisinin de 100'ncü yıldönümü 2017. Resmi olarak 21 Kasım 1916 tarihinde kurulan Enstitü, Bosna istilasını takip eden dönemin Macaristan'ın Balkanlara yönelen dış politikasının da dünya savaşının şartlarına rağmen gerçekleştirmiş olduğu büyük girişimlerde birisi.
Enstitünün müdürlük görevini 1918 Kasım'daki kapatılışına değin Antal Hekler üstleniyor ve yanında altı bursiyer görevlendiriliyor. Bursiyerlerin arasında 1917 Şubat ve 1918 Mayıs tarihleri arasında Osmanlı başkentinde bulunan genç Károly Kós da bulunuyor. Kendisi bu dönem kentin haritasını hazırlıyor ve geleneksel Osmanlı mimarisiyle ilgili birçok incelemede bulunuyor. Mimar Sinan'ın eserlerini inceliyor, şehrin geliştirmesiyle ilgili yönergeler konusunda önerilerde bulunuyor. Nihayetinde görüşlerini "Sztambul" adlı kitabında ortaya koyuyor...
100 sene öncesinin İstanbul'u
Macar Kültür Merkezi'nde halen onun çalışmaları üzerine bir sergi sürüyor. Etkinlikle hem Macar mimar Károly Kós, hem de kısa ömürlü Konstantinopolis Macar Bilimsel Enstitüsü'nün kurucuları ve bursiyerlerini anmak hedefleniyor.
Sergi üç temadan oluşuyor: "The Architect" bölümü Károly Kós'un hayatını ve çalışmalarını ele alıyor. "Stambul" bölümü Kós'un İstanbul dönemindeki faaliyetlerini tanıtıyor. "The Institution" bölümü ise Konstantinopolis Macar Bilimsel Enstitüsü'nün bir buçuk senelik tarihini tanıtmayı amaçlıyor.
"Türk-Macar Yemekleri Tadım Etkinliği" için gittiğim Macar Kültür Merkezi'nde bu sergiyi de dolaştım… Etkinliğin yapılacağı salona geçtiğimde "Monika Fischbein: Ulusal Natürmort" sergisinin açılışının da aynı akşam yapılacağını öğrendim. Fischbein'in sergideki fotoğrafları, Hollandalı ressamların yapıtlarından esinlenerek hazırlanmış. Sanatçı şöyle diyor:
"Sanat bize yol gösterip kendimizi anlamamızda yardım edip bizi teselli edebilir. Sanatsal motivasyonumda kişiliği, his gözlem, iç gözlem ve böylece kişiliğin güncel olaylarla ilgili oluşturduğu tepkileri incelerim. Resimlerim psikanalitik teşhis oluşturarak herkese bir tür öz anlatım tablosu yaratırlar."
Her iki sergiyi de ay içinde gezmek mümkün…
Geniş kitlelere ulaşabilmek…
Macar Kültür Merkezi Müdürü Gabor Fodor'la sohbetimizde gerçekleştirilen ve planlanan etkinliklerle yerel programlara da ağırlık verilerek Macar sanatçıların çalışmalarının mümkün olan en geniş kitleye ulaşmasının sağlanmasının hedeflediğini öğreniyorum.
Merkez, günümüze dek Türk Macar ilişkilerinde daima önemli rol oynayan edebiyat ve müzik etkinliklerine yeni renkler ekleyip mevcut ilişkilerin yeni boyutlar kazanabilmesi için projeler de kurguluyor. Macar güzel sanatları, film ve tiyatro kültürünün Türkiye'de tanıtılması amaçlanıyor, ilaveten Macaristan'daki bilim çevresinde çalışanlara Türkiye ile ilgili araştırmalarını tanıtmak için fırsat sunmaya da gayret ediliyor.
Geçmişte Türkiye'de yaşamış ve çalışmış olan Macarların anılarına ışık tutmaya, çalışmalarını yeni nesillere aktarmaya, anı mekânlarını hak ettikleri saygıyla korumaya özel bir önem verdiklerini öğreniyorum. Merkez olarak birçok uluslararası işbirliğine de katılıyor, aralarında Türkiye'de yer alan AB ülkeleriyle beraber düzenlenen birçok ortak etkinlikte de yer alıyorlar.
Bu arada Macarca dil kursları da merkezin faaliyetleri arasında yer alıyor…
Türkiye ve Macaristan'ın yüzyıllardır süren yakın ilişkilerine iyi bir örnek olan merkez, bugün Kâğıthane'de hizmet vermeyi sürdürüyor.