Küresel marka olma yolunda adım adım…

Gaziantep, marka şehir olmak yolunda emin adımlarla ilerliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

"Coğrafya kaderdir" demiş ünlü düşünür İbn-ı Haldun. Sanki Gaziantep için söylemiş bu sözcükleri. Çünkü, tarih boyunca Akdeniz Havzası ile Mezopotamya'yı birbirine bağlamış çok önemli bir köprü, doğu ve batı değerlerinin harmanlandığı, İpek Yolu üzerindeki ana üretim ve ticaret merkezlerinden birisi Gaziantep. Kökleri on binlerce yıl öncesine uzanan bir kent; bu satırların yazarının gitmekten, kalmaktan, lezzetlerini tatmaktan, sokaklarında dolaşmaktan, evlerinin hayatlarında soluklanmaktan keyif aldığı masalsı şehirlerden biri… Dünya Bankası'na göre dünyanın rekabet gücü en yüksek yedinci şehri.

Ve Gaziantep, küresel marka şehir olmak yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu yöndeki en önemli aşamalardan birisi, geçtiğimiz yıl sonunda UNESCO tarafından 33 ülkeden 47 şehrin içinde yer aldığı "Dünya Yaratıcı Şehirler Ağı"na gastronomi kategorisinde dahil edilmesiyle sonuçlandı. 

Gaziantep'in bu başarısı, İstanbul Çırağan Palace Kempinski'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı özel bir protokol yemeği ile kutlandı. Gaziantep mutfağının Anadolu mutfak kültürünü yansıtan örneklerini İstanbul'daki Gaziantepli şeflerin hazırladığı akşam yemeğine, Gaziantep'i Geliştirme Vakfı GAGEV adına Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ev sahipliği yaptı. 

Siyaset, iş, sanat ve magazin dünyasından isimler, UNESCO yetkilileri, kültürel antropolog Claudia Roden, Charles Perry, Yale Üniversitesi öğretim üyesi Ken Albala, Nancy Jenkings, John Barkley, Marlena Spieler, Sam Clark ve Lisa Deutsch gibi gastronomi dünyasının önde gelen yazarları, araştırmacıları da gecenin konukları arasındaydı.

Cumhurbaşkanı'nın önerdiği yarışma

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, etkinlikte yaptığı konuşmada Gaziantep'in bu unvanı dünyadaki belki de en fazla hak eden şehirlerden biri olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bir şehir düşünün ki kendisine mahsus 500 çeşit yemeği olsun. Dünyanın pek çok ülkesine pek çok şehrine gitmiş birisi olarak söylüyorum, Gaziantep'in gastronomi anlamındaki zenginliği bırakın şehirleri, dünyanın pek çok ülkesinin toplamından daha fazladır."

Erdoğan, geçmişten beri nesilden nesile aktarılarak gelen bu yemekleri halen yaşatan tüm kerdimanlara (Antep yöresinde iyi yemek yapan, eli lezzetli olan, yemek kültürü geniş olan insana söylenilen iltifat niyetindeki söz) şükranlarını sunduğunu dile getirerek, "Biliyorsunuz televizyonlarda bir sürü yarışma programı var. Bunların bir kısmı faydalı olabilir ama bir kısmının anlamsız olduğunu görüyorum. Bunların yerine Gaziantep başta olmak üzere ülkemizin çeşitli bölgelerinden ninelerin, kız ve erkek torunlarına geleneksel mutfaklarına ait yemekleri yapmayı öğrettiği bir yarışma programı olsa inanıyorum ki çok daha fazla ilgi çeker, çok daha faydalı olur" diye konuştu.

Yerel lezzetler eşliğinde tanıtıldı

Öte yandan, aynı günün sabahı yine İstanbul Çırağan Kempinski'de Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in katılımlarıyla gerçekleşen kahvaltıda Gaziantep'in başarısı, ulusal ve uluslararası basın mensuplarıyla da paylaşıldı.

Kahvaltının ardından Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya yaptıkları konuşmalarda Gaziantep'in Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) "Yaratıcı Şehirler Ağı"na dahil edilmeye hak kazanmasının önemini ve ilerleyen aşamalarda hayata geçirilecek faaliyetleri basın mensupları ile paylaştılar ve konuyla ilgili soruları cevapladılar.

               1-061.png

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin konuşmasında şunları söyledi: "Kültürü, malzemeleri, mutfak araçları ve yapım teknikleri ile kaynağını bereketli Anadolu topraklarından alan Gaziantep mutfağı bu unvan sayesinde dünyaya tanıtılacak Bu durum, bize yeni sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumlulukların her birinin sınavından, alnımızın akıyla çıkacağımıza yürekten inanıyoruz. Bu onuru layıkıyla üzerimizde taşırken, başarımızda büyük katkısı olan ve bereketini bizden hiç esirgemeyen Anadolu topraklarının ve Anadolu kadınlarının, analarımızın, ninelerimizin hakkını teslim ediyor, her birinin el emeğini öpüp başımıza koyuyoruz." 
Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya da geleneksel mutfak kültürünü koruyup yaşatmanın herkesin görevi olduğunu belirterek "Gaziantep özelinde, kültürlerin harmanlanması ile zenginleşen Anadolu mutfak kültürü, arkasında bin bir derin hikâyenin izlerini taşıyan şefkatli kollarıyla tüm dünyayı kucaklayacak. Gaziantep'in zengin mutfak kültürünün yanı sıra, barındırdığı antik kent Zeugma gibi değerleriyle Anadolu'dan dünyaya uzanan bir lezzet ve kültür köprüsü olmasını hedefliyoruz" dedi.

Öte yandan, UNESCO'nun gastronomi alanında ödüllendirdiği kent, yine geçtiğimiz yıl, turizm ve yerel gastronomi alanında Avrupa Komisyonu'nun büyük ödülü olan Euporepan Destinations of Excellence'ın sahibi olmuştu.

3-371.jpg
 

Kutlama yemeği mönüsü 

Atıştırmalıklar

Kavrulmuş iç fıstık, antep karası, antep fıstığı, kuru üzüm, nar.

Başlangıçlar

Maş piyazı (piyvaz), loğlaz piyazı, zeytin piyazı, börk piyazı, Antep peyniri, cacıklı Arap köfte.

4-305.jpg

Ana Yemekler

Zeytinyağlı dolma (patlıcan, biber, acur, kabak), yuvarlama (yuvalama), etli bulgurlu pancar sarma, ekşili taraklık, incikli firik pilavı.

5-193.jpg

Tatlılar

Mekik dilim baklava (kaymaklı, cevizli, fıstıklı), zerdeli sütlaç (aybulutta).

6.png

Yaratıcı Şehirler Ağı nedir?

Yaratıcı Şehirler Ağı (Creative Cities Network) 2004 yılında UNESCO  Yürütme Kurulu'nun 170. toplantısında alınan karar doğrultusunda dünyanın farklı ülkelerinden 116 şehrin katılımıyla kuruldu.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin şehirlerinin sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmalarına katkı sağlamayı hedefleyen söz konusu ağa üye olan şehirler, yerel yaratıcılık, tanıtım ve görünürlüklerini artırmayı hedeflemekte, UNESCO'nun kültürel çeşitliliğin desteklenmesi doğrultusundaki görüşlerini paylaşmakta.
Programa katılım "el sanatları ve halk sanatı", "dizayn", "sinema", "gastronomi", "edebiyat", "müzik" ve "görsel sanatlar" alanında gerçekleştiriliyor.

Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya: Bütün kesimler bir araya geliyor

"UNESCO'nun kararını öğrenince böyle bir şehrin valisi olmaktan büyük bir onur duydum. Dünyada 2015'in Aralık ayında kadar UNESCO tarafından tescil edilen 8 şehir vardı, bugün 10 şehir daha dahil oldu; bunlardan dokuzuncusu Gaziantep. 

Gaziantep'in 500 yemek çeşidi var, düşünün bir kişi bir günde bir yemeği tatsa, bütün yemekleri tatmayı ancak bir buçuk senede bitirebilir. Gaziantep, dünyadaki yaşayan en eski yaşayan şehirler sıralamasında da ilk onda. Birincisi Şam, Gaziantep sekizinci. 6 bin yılı aşkın bir zamandan söz ediyoruz. 

Gaziantep, Akdeniz'i Mezopotomya'ya bağlayan İpek Yolu üzerinde. Pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Bu şartlar mutfak kültüründe fevkalâde evrilmeleri getirmiş. Şehrimizde Müslümanlar, Ermeniler, Yahudiler, Türkler, Kürtler, Ezidiler, Araplar pek çok milletin izleri var; dolayısıyla Gaziantep mutfak kültürümüzde çok bereketli sofralara sahip. Bin yıllardan bugüne mutfak kültürümüzün gelmesini sağlayan kadirşinas annelerimize, onlardan bu işi öğrenen, sürdüren, tanıtan ustalarımıza da teşekkür ediyorum. Onlarla Türkiye'nin her şehrinde ve dünyada Gaziantep mutfağı temsil ediliyor.

Biz, mutfak kültürünü yalnız yeme içme olarak görmüyoruz; misafirperverlik, ikramperverlik, uzlaşı, geçinme, barış; hepsini içinde barındırıyor. 

Gaziantep'te azı çok yapma ile ilgili beceriler görürsünüz. Bir nimeti çok kıt olduğu diğer mevsimlerde de en güzel şekilde ikram edebilen bir mutfak kültürü vardır. 

El becerisi sadece hanımlarımızda değil, beylerde bulunur. Sahre günlerinde, haftasonları hanımlarına ve dostlarına kebap pişirerek becerilerini gösterirler. 

Geçen sene 1 milyar 133 milyon insan turistik seyahat yapmış, bunların eğilimleri incelendiği zaman yer seçiminde yüzde 50'nin üzerinde gastronominin belirleyici olduğu ortaya çıkıyor. Bu insanlar, para da harcıyorlar. Bu üst gelir grubunu çekebilmek için Gaziantepliler bir araya geliyorlar. Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, turizm işletmecileri bunların arasında. Çünkü, Antep ruhu girişimcilik ruhu, Antep'in geçimli insanlarının çabaları, bir araya gelip çalışmayı, sürdürülebilir olmayı gerektiriyor."

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin: UNESCO'ya taahhütlerimiz var, yerine getireceğiz…

"Evliya Çelebi'nin dünyanın gözbebeği dediği bir alandayız. Kadın olarak baktığınızda yüce Mevlâ'nın bize verdiği genetik bir miras var; özellikle yeme içme, mutfak meselesinde kadının zekâsı, kabiliyeti, kapasitesi, el becerisi çok fazla… Anadolu kadını topraktan çıkanı çok iyi lezzetlere dönüştüren, tarladan sofrayı zenginleştiren çok büyük bir güce sahip. Dünyada yükselen bir değer olan gastronomi alanında sahip olduğumuz bu kültürel mirasımızı dünyaya açıp Anadolu kadının kuvvetini, gücünü, kapasitesini, kabiliyetini onlara anlatmak çok önemliydi. Bir kadın olarak bundan gayet mutluyum. 

Anam rahmetlinin bize öğrettiği çocukluğumuzdaki o kokuyu, lezzeti kendi çocuklarıma da taşıdım. Kuşaktan kuşağa geçiş çok önemli, çünkü kültür, anne üzerinden devam ediyor. Ve en önemlisi yaşayarak öğrenmek. Çocuklarım nenelerinden mutfakta öğrendiler ve o öğrendiklerini bugün uyguluyorlar. Mutfak ve aile bir okul kültürel değerlerin nesilden nesile geçmesi için.

UNESCO'nun bu kararı bize yeni bir pencere açtı. Sorumluluklarımız var. Sözler verdik. Mahalle mutfakları açacağımızı - ekonomik gücü zayıf mahallelerde özellikle -, engelli kardeşlerimizin, yaşlılarımızın kolaylıkla ulaşacağı, çalışacağı engelsiz mutfaklar yapacağımızı söyledik. 

Bu işe kafa yoran akademisyenlerin de sistemin içinde olması, teori ile pratiği birleştirmemiz gerekiyor. Bu, ciddi bir enstitü ve ar-ge inovasyonu sağlamak demek. Yani yoğun bir çalışmayı taahhüt ettik; festivaller, yarışmalar yapacağımızı, bu konuda kafa yoran dünyanın en iyileri ile toplumumuzu bir araya getireceğimi söyledik.

UNESCO'nun bizi kattığı bu networkü çok iyi kullanma şehrin kalkınmasına, ülkenin kalkınmasına önemli faydalar sağlayacak. Kültürü ekonomi ile buluşturup kültürel zenginliği artıracağız, herkes kazanacak. Biz, kültürel mirasımızı ekonomik, sosyal ve kültürel mânâda zenginliğin bir parçası yapmayı taahhüt ediyoruz, İpek Yolu zaten böyle oluşmuş.

Projelerimizden şef kardeşliğinin hem yerel, hem ulusal, hem uluslararası yeni fırsatlar getireceğine inanıyoruz. Yurtdışında turizm potansiyeli yüksek kentlerde yemek buluşmaları düzenleyerek farklılıklarımızı tüm dünyaya göstereceğiz.

Bu arada fuarlar çok önemli, dünya üzerindeki bütün fuarlara, özellikle gurme turizmine kıymet veren toplumların daha yoğun olduğu ülkelerdekilerine katılıyoruz, katılacağız. Lobi faaliyetleri yapmamız, tanıtım ve çekim gücü yaratmamız şart.

Öte yandan, Asya Belediyeler Birliği toplantısı Ekim ayında Gaziantep'te yapılacak ve yeni dönem başkanı ben oldum. Bu da tanıtım için iyi bir fırsat…"

Gaziantep, "yerel güç" üzerinden yol alıyor

Gaziantep küresel bir marka şehir olmak yolunda adım adım ilerliyor. Bu yöndeki çalışmalara valilik, büyükşehir belediye başkanlığı, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, sanayi ve ticaret odası, turizm müdürlüğü, kent konseyi, kanaat önderlerinin de aralarında bulunduğu tüm önemli paydaşlar katılıyor. Bu projenin üç hedefi var:
Gaziantep'i görülmesi gereken bir şehir olanak konumlandırmak.

Gaziantep'i daha yaşanabilir bir şehir haline getirmek.

Gaziantep'ten küresel markalar çıkması için Gaziantepli işinsanlarına ilham ve cesaret vermek.

Bunun için de Gaziantep'in her zaman üretkenliği ile ön planda olduğundan yola çıkılmış. Slogan: Türkiye'nin üretken insanları…

Öte yandan Gaziantep, geçtiğimiz yıl 4. Türk Patent Ödülleri'nden "Marka Şehir"e değer bulundu.

Bacasız fabrikalarıyla neden Gaziantep?

1- Gastronomi

Dünyanın "kesintisiz olarak en uzun süredir yaşayan mutfaklarından" biri olduğu için Gaziantep, gastronomi ile özdeşleşmiş bir kent. Dünyada şehrin adıyla anılan herhalde tek mutfak. Bu şehre yapılan her yolculuk, bir ziyafet sofrasında ağırlanmak tadında. Mezopotomya'nın tahılları, Akdeniz'in meyve ve sebzeleri, Uzakdoğu'nun baharatları Gaziantep'te bir araya geliyor. Gaziantep mutfağı gücünü topraktan alıyor. Güneşin sıcağı ile olgunlaşan yerel ürünler, ateşin korunda pişerken demleniyor, lezzetleri güçleniyor. Şehrin güneşin ve ateşin tadını taşıyan dolmalıkları, kebabı, katmeri, baklavasıyla 500 yemeklik mönüsü, dünya ülkeleriyle boy ölçüşüyor.

7-105.jpg

Baklava

Gaziantep'te baklava, babadan oğula geçen bir miras. Lezzetin sırları kat kat yufkaların arasına gizlenmiş. Baklava, Gaziantep'te 40 kat yufka açılarak yapılıyor ve kentin bereketli topraklarında yetişmiş yemyeşil, yoğun aromalı boz fıstıkların eklenmesi ile lezzeti doruğa çıkıyor.

       8-097.jpg

Fıstık ya da yeşil altın

Çerez olarak tüketiminin yanı sıra, şekerleme ve tatlılarda, dondurma yapımında aroma katkısı olarak kullanılıyor. Bir enerji kaynağı ve besin değeri yüksek. Yörenin önemli ihracat ürünleri arasında.

2- Arkeoloji

Zeugma, Karkamış, Dülük, Zincirli Höyük, Yesemek… Akdeniz'in ve Mezopotomya'nın birleştiği, Roma'nın, Hititler'in, Bizans'ın, Osmanlı'nın, Selçuklu'nun en önemli medeniyetlerinin yaşandığı İpek Yolu üzerindeki Gaziantep'te kazı yapılan antik noktalardan yalnızca beşi… Bölgede yapılan araştırmalarda antik çağlara ait 120 arkeolojik yerleşim merkezi saptanmış. Dünyada ilk sırada yer alan Zeugma Müzesi ile diğer müzeler ve tarihi yapılar, kenti, arkeoloji dünyasının merkezlerinden biri olmaya aday kılıyor. Şehrin tam ortasındaki Gaziantep kalesinin çevresinde Kültür Yolu oluşturulmuş. Toplam 18 han, 10 cami, 4 hamam, Mevlevihane ve daha birçok taşınmaz kültür varlığını bünyesinde bulunduran Kültür Yolu, seyyahlara keyifli birkaç saat vaat ediyor.

10-003.png

3- El sanatları

Geleneksel Gaziantep el sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuş. Sedefçilik, bakırcılık, kutnuculuk, aba dokumacılığı, küpçülük, kuyumculuk, semercilik, zurnacılık ve daha birçok sanat, bu yörenin topraklarında hayat bulmuş…

11-011.png

Bakırcılık

Kentte bakırcılığın başlama tarihi tam bilinmemekle birlikte Antep harbi öncesi Antepli ve Ermeni ustalar tarafından yapıldığı belgeleniyor. Bu arada 1557 yılına ait Ayntab Vakıf Defterleri, Gaziantep'te bir bakırcılar çarşısının ve organize olmuş bakırcı esnafının varlığına işaret ediyor. Gaziantep bakır işçiliğinin en önemli özelliği, ürünlerin tek parça halinde üretilmesi, lehim ya da benzeri birleştirmeler yapılmaması. Bu ürünlerin işlenmesinde, çakma ve çizme diye bilinen işleme yönteminin dışında sadece kentte yapılan başka bir yöntem de bir çekiç ve bir çelik kalemle yapılan işleme…

12-002.png

Yemenicilik

Eskiden genellikle çiftçilerin giydiği yemeni, doğal deri ve pamuk ipliği kullanılarak üretilen topuksuz bir ayakkabı türü. Yemeninin tabanı manda ya da sığır derisinden, yüzü keçi derisinden, astarı koyun derisinden, çevirmesi oğlak derisinden yapılıyor. Genellikle siyah ve kırmızı renklerde üretilen yemenilerin kelik, küçük hasbe, büyük hasbe gibi modelleri var.

Kutnuculuk

16. yüzyıldan itibaren Gaziantep'te dokunan hammaddesi suni ipek ve pamuk ipliği olan bir kumaş kutnu; yalnızca kente özel bir dokuma ürünü. Bu tür kumaşlara çözgü sayılarına göre kutnu, alaca, meydaniye gibi adlar veriliyor. Yöresel kıyafetler yapıldığı gibi aksesuarlar, çantalar, terlikler, perdelik kumaşlar da üretiliyor.

Sedefçilik

Hammaddesi midye kabuğu, çeşitli teller ve ceviz ağacı olan sedef ve sedefkârlık sanatı,  Ortadoğu ülkelerinden doğmuş, Antep'te zenginleştirilerek çeşitli eşyalara uygulanmış.