Kaynak gösterilmeden haber yapılıyor

Sabri Ülker Vakfı'nın konferans ile eşzamanlı düzenlediği toplantıda Türkiye'de beslenme ve sağlık iletişimine dair bilgiler paylaşıldı. Avrupa medyasında beslenme sağlığı beyanlarının yüzde 46'sında kaynak yer almadığına da dikkat çekildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sabri Ülker Vakfı'nın konferans ile eşzamanlı düzenlediği basın toplantısında ise Türkiye'de beslenme ve sağlık iletişimine dair bilgiler paylaşıldı. "Sağlık Haberlerinde Kaynak Değerlendirmesi" (2017) isimli rapora göre, medyaya yansıyan sağlık ve beslenme konulu haberlerin yüzde 40'ında kaynak yer almazken, toplumun yarıdan fazlası sağlık konulu yayınların referans kaynağının kafa karıştırdığını düşünüyor.

Sabri Ülker Vakfı Projeler Müdürü Selen Tokcan, EUFIC Direktörü Laura Fernandez Celemin ve Newcastle Üniversitesi Gıda Araştırmaları Bölümü'nden Dr. Beth Clark'ın katıldığı toplantıda kamuoyunun beslenme ve sağlık alanında bilimsel bilgi edinmesinin önemine dikkat çekildi ve bu alanlarda bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi gerektiği vurgulandı.

"Beslenme ve sağlık konularında bilimselliği kanıtlanmış, güvenilir bilginin iletişiminin hayati öneminin farkındayız" diyen Selen Tokcan, Vakıf olarak bu konuda yürüttükleri çalışmalara dikkat çekti. Türkiye'nin ilk uluslararası akredite beslenme ve sağlık iletişim eğitim programını hayata geçirdiklerini ifade eden Tokcan, "Bilgi kirliliği ile mücadelede iki tarafı ilk defa aynı masa etrafında buluşturduk. Biliminsanları ve iletişimciler İstanbul'da düzenlenen ‘Beslenme ve Sağlıkta İletişim Programı'nda 2 gün boyunca bilimsel bilginin iletişiminde esasları konuştular ve ortak yol haritası belirlediler" dedi. Tokcan, Sabri Ülker Vakfı'nın "Bilim Bunu Konuşuyor" platformu ile beslenme alanındaki sıcak gündeme dair bilimsel referanslardan derlediği makaleler ile binlerce kişiye ulaştığını ifade etti.

Sıcak gündemi takip

Selen Tokcan, Sabri Ülker Vakfı olarak ulusal ve uluslararası referans kurularla işbirliği yaptıklarını; alanının en çok ses getiren kongrelerine katılarak beslenme dünyasının sıcak gündemini takip ettiklerini; beslenme ve sağlık alanlarında en çok tartışılan konularla ilgili son gelişmeleri ülke gündemine taşıdıklarını; toplumda beslenme ve sağlık alanlarında doğru bilinen yanlışlıklar konusunda farkındalık projeleri yürüttüklerini vurgulayarak "hedefimiz Türkiye'de sağlık ve beslenme alanlarında yaşanan bilgi kirliliğiyle mücadele ederek bu alanlarda bilimsel bilginin iletişiminde referans kurum olmak" dedi.

8-17 Ağustos tarihleri arasında en fazla trafik alan haber portallarındaki 285 haberin, kullanılan kaynakların sayı, çeşitlilik ve şeffaflığının analiz edilmesi odaklı "Sağlık Haberlerinde Kaynak Değerlendirmesi" sonuçlarına göre Türkiye'de de sağlık ve beslenme konularındaki haberlere kamuoyunun ilgisi her geçen gün artıyor. Ağustos verilerine göre, Google'da "beslenme" anahtar kelimesi aratıldığında 32 saniyede yaklaşık 24.5 milyon sonuç yansıyor. 2015 yılında 15 milyon olan bu rakamın iki yılda yüzde 63 oranında artış göstermesi, toplumun beslenme ve sağlık alalarında bilgi edinmeye olan merakının her geçen gün ne derece arttığını ortaya koyuyor.

Beslenme anahtar kelimesi altında ise en fazla ziyaret edilen içeriklerde, "sağlıklı beslenme", "dengeli beslenme" ve "gebelikte beslenme" konuları olarak öne çıkıyor. Sonuçlar, beslenme ve sağlık alanlarında bilgi kirliliğiyle mücadelenin hayati önemine bir kez daha dikkat çekiyor. Bu arada kilo verme ile ilgili haberler de çok ilgi görenler arasında yer alıyor…

EUFIC Direktörü Laura Fernandez Celemin ise Avrupa Gıda Bilgi Konseyi'nin (EUFIC), East Anglia Üniversitesi (UEA) ile yürüttüğü "Avrupa Gazetelerindeki Beslenme Sağlığı Beyanlarının Analizi ve Kanıtları" araştırmasının sonuçlarını aktardı.

Sekiz gazete incelendi

Celemin, "Araştırmada dört hafta süreyle Avrupa Birliği üyesi ülkelerin sekizinde yayımlanan gazetelerdeki sağlıkla ilgili haberler incelendi. Bu araştırma, haberlerde konu edinen iddiaların sadece yüzde 27'sinin bilimsel kanıtlara, diğer bir deyişle, Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA) tarafından onaylanmış bilgilerle eşdeğer bilgilere dayandığını ortaya koydu" dedi.
Araştırma hakkında başka veriler de paylaşan EUFIC Direktörü, beslenme sağlığı beyanlarının yüzde 46'sında hiçbir kaynağın yer almadığına, haberlerdeki iddiaların yüzde 49'unun ise ispatlanmamış olduğuna dikkat çekti.

Newcastle Üniversitesi Gıda Araştırmaları Bölümü'nden Dr. Beth Clark ise toplum sağlığı için iletişimciye düşen sorumlulukların öneminin altını çizdi. Dr. Clark, "Güven hissi iletişimin önemli unsurlarından biridir. Risk mesajlarına güvenmeyen insanların, verilen bilgiye inanmaları veya o bilgi doğrultusunda hareket etmeleri olası değildir. Bunun da çevre, sağlık, tarım ve gıda sektörü, ticaret ve ekonomi üzerinde ciddi sonuçları olabilir" şeklinde konuştu.

Toplumun kafası karışık

Konuyla ilgili araştırmalardan birisi de Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nin TÜBİTAK'ın desteğiyle gerçekleştirdiği "Türkiye'de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi" (2013) isimli çalışma. Kapsamlı araştırma, toplumun iletişim kanallarından edindikleri bilgiye şüpheyle yaklaştığını ortaya koyuyor.

Türkiye'de yayın yapan bin 781 basın organı, 52 televizyon kanalı ve 551 internet portalından örneklem ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları şöyle:

Sağlık profesyonellerinin yüzde 21'i, medya profesyonellerinin ise yüzde 12'si iletişim kanallarındaki sağlıkla ilgili bilgilerden şüphe duyuyor.

Sağlık profesyonellerinin yüzde 38'i ve medya profesyonellerinin ise yüzde 24'ü kamuoyunda konuşulan sağlıkla ilgili bilgilerin denetlenmediğini düşünüyor.

Vatandaşların ise yüzde 51'i gazete ya da dergilerdeki, yüzde 45'i televizyondaki, yüzde 48'i, internetteki sağlık konulu yayınların referans kaynağının kafa karıştırdığını düşünüyor.
Gazetelerdeki sağlık konulu haber ve yazıların sayısı "Az, yetersiz" bulanların oranı yüzde 41 iken, televizyonda bu oran yüzde 37, internette ise yüzde 22.