İyot yetersizliğine dikkat!

İyot yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan tiroit hastalıkları ve guatra eşlik edebilecek şişmanlık veya zayıflık, kalp çarpıntısı, unutkanlık veya depresyon bireyin yaşam kalitesinin düşmesine neden olabiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sabri Ülker Vakfı, 21 Ekim Dünya İyot Eksikliği Günü vesilesiyle iyot ve iyot yetersizliğinin neden olduğu sağlık sorunları hakkında bilgiler paylaştı. Hormon ve sinir sistemi işlevleri, normal büyüme ve gelişme için gerekli bir mineral olan iyotun yetersizliği bilişsel gelişim ve işlev bozukluğu, hipotroidizm, doğumsal anomaliler, kretinizm ve endemik guatr gibi hastalıklara yol açıyor. Türkiye’de toprak ve suda yeterli miktarda iyot bulunmadığı için iyot yetersizliği ve bunun bir sonucu olarak guatr hastalığı yaygın olarak görülüyor. İyot yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan tiroit hastalıkları ve guatra eşlik edebilecek şişmanlık veya zayıflık, kalp çarpıntısı, unutkanlık veya depresyon bireyin yaşam kalitesinin düşmesine neden olabiliyor.

İyotla zenginleştirilmiş tuz

Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF iyot yetersizliğinin yaygın olduğu ülkelerde tuzun iyotla zenginleştirilmesini destekliyor. Türkiye’de 1995 yılından günümüze “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” yürütülüyor. Program kapsamında 1998 yılında sofra tuzunun iyotlanması konusunda yasal düzenleme yapılmış ve zenginleştirme zorunlu hale getirilmiş.

Tuzun iyotla zenginleştirilmesi, iyot yetersizliği ile mücadelede önemli katkı sağlamış, dolayısıyla ülkemizde iyot yetersizliğine bağlı hastalıkların görülme sıklığı da önemli ölçüde azalmış. 1997’de ileri ve orta düzey iyot yetersizliğinin görülme sıklığı yüzde 58 olarak saptanmış. Sofra tuzunun iyot ile zenginleştirme çalışmalarıyla birlikte 2002’de görülme sıklığı yüzde 39’a düşmüş. Türkiye İyot İzleme ve Değerlendirme Çalışması-2007 sonuçlarına göre ileri ve orta düzey iyot yetersizliği görülme sıklığı yüzde 28 olarak saptanmış.

Tuz, yemek piştikten sonra eklenmeli

Dünya Sağlık Örgütü ve diğer referans kurumlar, günlük tuz alımının toplam 5-6 gramla sınırlandırılmasının günlük iyot ihtiyacını karşılayacağını belirtiyor. Ancak iyot güneş ışınları, nem ve sıcaklığa maruz kaldığında kayba uğrayabiliyor. Tuzda oluşabilecek bu iyot kaybını önlemek için iyotlu tuzu koyu renkli, kapaklı ve cam bir kavanozda saklamak, sıcaklık, nem ve güneş ışığından korumak ve yemek piştikten sonra tuz eklemek gerekiyor.

Günümüzde kaya tuzu, Himalaya tuzu gibi diğer tuzların tercih edilmesine yönelik bilgiler kafa karışıklığı yaratabiliyor. Oysa iyotlu sofra tuzu tüketimi, toplumda iyot yetersizliği ile mücadelede son derece etkili… Bu nedenle iyotlu sofra tuzu yerine iyotla zenginleştirilmemiş kaya tuzu, Himalaya tuzu gibi tuzların kullanımı konusunda hassas davranılması gerekiyor.

Bunun yanı sıra tuz kaynağı ne olursa olsun tüketim miktarına ve dolayısıyla aşırı sodyum alımına dikkat etmek şart.

Balık yemeyi ihmal etmeyin

Genetik etmenler, iyot yetersizliği veya lahana gibi guatrojen adı verilen ve iyotu bağlayarak vücutta kullanımına engel olan sebzelerin çok sık tüketilmesi tiroit hastalıklarına yol açabiliyor. Diyetle iyot alımı, tiroit bezi işlevlerini doğrudan etkileyebiliyor. Hem iyot hem selenyum içeriğiyle tiroit hormonunun yapısına katılan balık ve deniz ürünlerini haftada iki kez tercih etmek öneriliyor. Bununla birlikte besin gruplarını dengeli tüketmek ve günde en az iki litre su içmek, tiroit hormonunun üretimi ve salınımını destekliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir