Hamburg Elbphilarmonie’de konser dinlemenin keyfi!
1960’lardan kalan bir deponun üzerine inşa edilen ve Ocak ayında resmi açılışı gerçekleştirilen Elbphilarmonie’nin mimarisi, tuğladan yapılmış bu dev binanın üzerindeki dalgalı yapısıyla çok etkileyici. Maliyeti 1 milyar Avro’yu bulmuş.
108 metre yüksekliği ile Hamburg’un içinde yaşanılan en yüksek yapısının görkemli büyük salonunda konser dinlemenin keyfini yaşadım. Baselli mimarlar Herzorg & de Meuron tarafından tasarlanan binanın yapım çalışmalarını yıllardır izliyor, Elbe Nehri’ni seyrettiğim rıhtımında hatıra fotoğrafları çektiriyordum.
1960’lardan kalan tütün deposunun üzerine 10 yılı aşkın bir sürede inşa edilen ve Ocak ayı ortalarında resmi açılışı gerçekleştirilen Elbphilarmonie’nin mimarisi tuğladan yapılmış dev binanın üzerindeki dalgalı yapısıyla çok etkileyici. Maliyeti 1 milyar Avro’yu bulan binanın gerek dış görünüşünde gerek iç mimarisinde her türlü detay düşünülmüş.
“Bir mücevher”
Almanlar da bu inceliklerin farkındalar. İçinde hem bir otel, hem lüks daireler, hem de kamuya açık alanlar barındıran Elbphilharmonie ile “Hamburg’un yeni bir mücevhere kavuştuğu” yorumunu yapmış Süddeutsche Zeitung.
Kısa sürede “Elphi” olarak anılmaya başlanan yapıya ilişkin Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumuysa “Hamburglular şimdiden ona gönlünü kaptırdı” şeklinde.
Önünde hep kuyruk var
Bir konser salonunun çok ötesinde bir biçimde tasarlanan binanın önündeki uzun kuyruklar bunun kanıtı. Sabahın erken saatlerinden itibaren ziyaretçileri var Elbphilharmonie’nin. Saat 09.00 ile geceyarısı arasında kuyruğa giriyor, gezebilmek için üzerinde girebileceğiniz saatin yazılı olduğu bir bilet alıyorsunuz. Bu aşama ücretsiz. Ancak, önceden yer ayırmak isterseniz 2 Avro ödemeniz gerekiyor. 8. kattaki 37 metre yükseklikten 360 derece şehir manzarası sunan Plaza adı verilen seyir alanına çıkabiliyor, fuayede yer alan dükkândan hatıra eşyalar satın alabiliyorsunuz. Kafe ve restoranlarında şehri seyrederek yemek yiyip bir şeyler içmek, ayrıca rehberli turlara katılmak da mümkün.
Tabii ki bu aşamaları yaşadım; sonra da Elbphilharmonie’nin basın ofisinden yardım istedim, çünkü normal koşullarda bilet bulmak kesinlikle mümkün değildi. Pazarlama, İletişim ve Halkla İlişkiler’den sorumlu Elena Watjen ile buluştuk. Bir dosya içerisinde bol malzemeyle birlikte geldi; keyifli sohbetimiz sırasında davetiyem hazırlanmıştı… NDR Elbphilharmonie Orkestra’nın akşam Büyük Salon’da vereceği konsere davetliydim. Orkestrayı Şef Krzystof Urbanski yönetecek, Kilar ve Strawinsky’nin eserleri yorumlanacaktı…
Her şey düşünülmüş
Ama binadan biraz daha söz etmeliyim. Kırmızı tabanı ve beyaz parıltılı üstyapısı ile Elbphilharmonie’nin mimarisi alt tasarımının ağır, devasa kırmızı tuğlalardan oluşan yapısı, üst tasarımının ise yarım ve dalgalı camlardan oluşmasıyla çelişkili gibi görünse de zıtlıkların uyumunu taşıyor. Batıdan bakıldığında bina ince, neredeyse kırılgan görünüyor ve yüksekliği 108 metreyi buluyor, doğudan bakıldığında ise bina yüksekliğinin az bir şekilde arkadan desteklendiği görülüyor.
Ön cepheye küçük pencerelerle noktalı bir görünüm kazandırılmış ve yer yer kıvrımlandırılmış. Cam yüzeyin, Hamburg havasını yansıtmasına özen gösterilmiş. Yağmur yağdığında, güneş yüzünü gösterdiğinde Elbphilharmonie’nin her ikisini de hissettirmesi hedeflenmiş.
Büyük salonun yanında 550 kişilik bir Resital Salonu var, ayrıca küçük konserler için çok sayıda stüdyo şeklinde odalar bulunuyor. Otel ise 250 odalı…
Bir mağarada gibi!..
Salonun iç dizaynı yüzyılların aşınmasından oluşmuş büyük bir mağaraya benzetilmiş. Orkestra ortada ve seyirci ile çevrelenmiş. İzleyiciler, yarı nişler ve kaya benzeri çıkıntıların arasındaki balkonlarda oturuyorlar. Salonun iç kısmını kaplayan kum grisi 10 bin alçı panelin her biri ayrı ayrı kalıplanmış. Oyulmuş çukurların her biri, yumruk boyutundaki tüm kraterler şekil olarak farklı olduğu için salonda ses her dinleyiciye ulaşabiyişon.
Aslında varılmak istenen nokta, konser salonundaki herkese birbiriyle bağlantılı olduklarını hissettirebilmek. Uzun bir araştırma ve farklı konsept çalışmaları sonucunda tasarlanan özel duvar ve tavan strüktürleri, yoğun mühendislik çözümleri ile optimum bir akustik sunması başarılmış. Salona, 4 bin 765 borulu bir org da yerleştirilmiş…
Yaşanması gereken bir deneyim
Orkestranın 2 bin 150 kişilik salonun ortasında konuşlandığı bu “mağara”nın zemininde neredeyse onlarla aynı hizada konser dinlemek ise mutlaka yaşanması gereken bir deneyim oldu benim için… Seyirci ile orkestra arasında da bir sinerji yaratmayı amaçlayan bu tasarım, başarılı olmuştu. Onların enerjisi bize, bizim coşkumuz onlara geçti. Bence, sese ve sahneye hâkim salondaki en güzel yerlerden birisi benim koltuğumda. O noktadan izlemek ayrı bir heyecan verdi… Konser sonrasında orkestra çok uzun alkış aldı, şef defalarca sahneye geldi…
Ve salon, çok kısa bir sürede, neredeyse insanlar birbirine değmeden boşalıverdi…
Şimdi duyar gibiyim, nasıl bilet alabiliriz? diye soruyorsunuz. En erken 3 - 4 ay sonrası için satılıyor.
Mayıs’ta Fazıl Say çalacak
Örneğin, Mayıs ayındaki Fazıl Say konserinin biletleri şimdiden tükenmiş… Bütün etkinliklerin, müthiş de bir karaborsası var!
Son bir bilgi, Elbphilarmonie’de lavabolar Duravit tasarımı, yine aynı firmanın ürünü Sundeck Pool ise Elbphilharmonie Westin Oteli’nde…