Gaziantep'te iftardan sahura bir Ramazan gecesi

Gaziantep'te bu kez iftardan sahura bir Ramazan gecesi yaşadım. İftarın ardından başlayan Gaziantep sokaklarındaki gezintim sabah namazıyla birlikte sona erdi. Yedi saate yakın dolaştığım kent, gündüzden daha kalabalık, daha hareketliydi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Gaziantep'te bu kez iftardan sahura bir Ramazan gecesi yaşadım. İftarın ardından başlayan Gaziantep sokaklarındaki gezintim sabah namazıyla birlikte sona erdi. Yedi saate yakın dolaştığım kent, gündüzden daha kalabalık, daha hareketliydi. Kır kahvelerinde fasıl eşliğinde oturanların, sokaklara kurulu mangalların önünde sıraya girenlerin, Ramazan Sokağı'nın coşkusunu yaşayanların, geleneksel Ramazan eğlencelerini izleyenlerin, Baklava Alayı ile birlikte mehteran takımı eşliğinde yürüyenlerin, neredeyse tamamı açık lokantaların önünde sahuru bekleyenlerin arasına karıştım…

Benim gittiğim gün, Gaziantep'te iftar 20.00'de açılıyordu. Uçaktan iner inmez Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'le buluşmak üzere diğer yazılarda sözünü edeceğim Mutfak Sanatları Merkezi'ne gittim. Uçak geç indiği için ezan okunduktan 10-15 dakika sonra oturabildim yerel yemeklerin sunulduğu iftar sofrasına…

Baklava Alayı

O Ramazan gecesinin bir özelliği de Yeniçeri Ocağı'nın kaldırıldığı 1826 yılında son bulan "baklava alayı" seremonisinin yeniden canlandırılacağı ilk etkinliğin gerçekleştirilecek olmasıydı. Bu nedenle kalenin hemen yanı başında yürüyüşün başlayacağı alana geçtik…
500 yıllık bir gelenek olan Baklava Alayı, baklavanın başkenti Gaziantep'te kutlanacaktı. Unutulmaya yüz tutmuş gelenekleri yaşatmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştiriliyordu.

Her Ramazan ayının on beşinci gününde padişah, halife sıfatı ile Hırka-i Şerif'i ziyaret ediyordu. Ardından başkent İstanbul'da, yeniçeri ve diğer asker ocaklarına, her on nefere bir sini düşecek şekilde saray baklavası gidiyordu. Baklavaların asker tarafından teslim alınışı ve kışlalara götürülüşü, gösterişli bir törenle gerçekleştiriliyordu. Bu törene baklava alayı deniliyordu. Osmanlı halkı, baklava alayını seyretmek için sokaklara dökülüyor, padişaha ve askere sevgi gösterilerinde bulunuyordu.

Ramazan Sokağı

Ben de mehteran takımı eşliğinde Gazianteplilerle birlikte kaleden Ramazan Sokağı'nın kurulduğu İstasyon Parkı'na kadar yürüdüm. Fırınlar, lokantalar, yiyecek üzerine satış yapan her yer açıktı ve neredeyse tıklım tıklımdı. Bir fırından yalnızca Ramazan günleri yapılan Halep kahkesi almak da keyifliydi, sokaklara kurulan mangallarda pişen ciğerlerin dumanı altında kalmak da…

Ramazan Sokağı cıvıl cıvıldı mehteri ellerinde Türk bayrakları büyük bir coşkuyla karşıladılar, marşları eşlik ederek dinlediler Yaklaşık 70 kişilik mehter topluluğunun gösteri yaptığı konser sonunda meydanda bulunan vatandaşlara 10 bin dilim baklava ikram edildi.

Kahvelerde

Yeniden aynı sokaklardan geçerek, kimi zaman vatandaşlarla sohbet ederek kalenin yanından tırmanıp geceyarısına doğru soluğu Tahmis Kahvesi'nde almadan 70 yıllık Kır Kahvesi'nde bir soluklanıp sahnedeki fasıl heyetini dinledim. Serin esen rüzgâra rağmen kahve de doluydu, önünden geçtiğim parklar da… Semaverini alanlar parklara serdikleri örtüler üzerine yayılmışlar sohbet ediyorlar, sahuru bekliyorlardı.

1600'lü yıllardan kalan Tahmis Kahvesi'nin hemen karşısındaki aynı adlı açık hava mekânında bekledim sahuru. Rüzgâr kalmış, hava şurup gibi olmuştu. Metanet'ten gelen simit şeklindeki katmer, zahter çayları, süvari kahveler; sahura doğru ciğer, yürek (beyran çorbası da olabilirdi) tabii ki bol sohbet nasıl geçtiğini fark etmeden imsak saati gelmişti…

Bey Mahallesi

Sabah ezanı okunurken döndüğüm Bey Mahallesi'ndeki otelime yürümedim, araçla gitmeyi tercih ettim, ama ertesi sabah kısa bir süre için de olsa sokaklarını dolaştım. Adını Bey Camii'nden alan ve çok eski bir geçmişe sahip Bey Mahallesi'ndeki taş evler; dar sokaklar ve sık sık karşıma gelen çıkmazlar boyunca devam ediyordu. Sokakların çoğu, ancak bir devenin geçebileceği genişlikteydi… Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde, tam dört giriş kapısına sahip olduğu yazan Bey Mahallesi; asırlardır farklı dil, din ve kültüre sahip insanların huzur ve barış içinde birlikte yaşadığı yerlerden birisiydi…