Eğer kebabın başkentindeyseniz...
Adana, kebabın başkentidir; kebapsız Adana yolculuğu eksiktir, desem kebaplarıyla da tanınan kentlerimize haksızlık etmiş olmam, diye düşünüyorum. Nasıl New York caddeleri sarımsak kokarsa, Adana sokaklarından da davet edici kebap kokuları yükselir.
Adana’daysanız hele öğle vaktiyse, neredeyse her köşebaşındaki kebapçıdan dumanlar yayılır sokaklara. Ben, çok bilinenleri, tanınanları değil, biraz salaş olanlarını, kimi zaman da el arabasındaki ızgarada pişirenleri tercih ederim. Soğanları ince ince kıyıp sumakla harmanlamış, yeşil ve kırmızı biberleri, domatesleri arabalarının camına dizmişlerdir. Bir de yanında acılı şalgam varsa...
Onları bir kez daha deneyimlemem için iyi bir fırsattı, Adana’nın bahar havasında bazen ansızın bastıran ve insanı sırılsıklam eden yağmurları altında İstanbul’un karlarından çok uzaktaki mini lezzet turunda bakın nerelere uğradım...
Ve belki de ilk kez bu sene hemen her mekândan memnun ayrıldım. İstanbul’da bekleyen yoğun iş yüküne başlayamamanın stresi miydi (!), yoksa gerçekten lezzetli miydiler, İstanbul’a dönebilirsem (!) bir dahaki gelişimde yeniden deneyerek anlayabileceğim...
Neredeyse yüz yıllık Kebapçı Mesut (çarşı içindeki yeri), Mıdık’taki Mert Kasap, Erciyes Kebapçısı, Kenan Usta, Müthiş Ölçer’in kebaplarından tatmanızı öneririm.