Dünya Zeytin Günü'nde "Zeytinşehir"de

Türkiye'de sofralık zeytin üretiminin yüzde 30'unu sağlaması nedeniyle "zeytinin başkenti" olarak nitelendirilen "Zeytinşehir" Akhisar'daydık. Sindelli Köyü'nde, yaşları binin üzerinde zeytin ağaçlarının altında Dünya Zeytin Günü'nü kutladık.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye'de sofralık zeytin üretiminin yüzde 30'unu sağlaması nedeniyle "zeytinin başkenti" olarak nitelendirilen "Zeytinşehir" Akhisar'daydık Dünya Zeytin Günü kutlamaları için… Akhisar Ticaret Borsası, Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası ile Akhisar Belediyesi işbirliğinde düzenlenen etkinlik, Sindelli Köyü'ndeki yaşlarının binin üzerinde olduğu tahmin edilen zeytin ağaçlarının altında gerçekleştirildi.

Ağaçlar, Manisa'ya özgü bir zeytin türü olan Uslu yüklüydü. Olmuşu, dalındayken bile yenilebilecek durumda olan bu mor-siyah arası renkli, meyvemsi tatları yüksek zeytinden bir sepet dolusu topladım; döner dönmez de kurduk.

Gastronomik değerler

Akhisar'a gidip yerel lezzetlerini tatmamak olmazdı; sura, keşkek, kapama, köfte, katmer, susamlı - tahinli helva, ev yapımı baklavalar, zeytinyağında kızartılmış lokmalar, tabii ki taze sıkım zeytinyağı, yörede yetişen Edremit, Domat, Trilye zeytinleri; çeşitli peynirler, ilçedeki iki günümü, gastronomik yönden de zenginleştirdi.

Thyateira antik kentinin, geçmiş kadim medeniyetlerin en güzel şehirlerinden birinin üzerinde olan Akhisar, toprakananın armağanı 12 milyon zeytin ağacı ile bir "deniz" kenti! Sanki zeytin denizinin içinde yüzüyor…

120 bin ton zeytin bekleniyor

Bakın rakamlar nasıl? 450 bin dekar alandaki ağaçlardan Akhisar'da 110 bin ton zeytin elde ediliyor. Bu sene, 120 bin ton (90 bin ton yemeklik, 30 bin ton yağlık) bekleniyor. Tüm Manisa'da 5 milyon ağaç daha var, üretim 180 bin tona çıkıyor. Peki, diğer bölgeler? Ege-Marmara 97 milyon ağaç, 650 bin ton üretim; Güneydoğu ve Akdeniz 29 milyon ağaç ve 350 bin ton üretim diğer iller 10 milyon ağaç ve 120 bin ton üretim ile sıralanıyor…

Böyle olunca Akhisarlı zeytinle yatıp zeytinle kalkıyor. Hele şu hasat günlerinde….

Uluslararası Zeytin Konseyi tarafından ilan edilen 26 Kasım Dünya Zeytin Günü, "zeytinşehir" olunca daha da önem kazanıyor. Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat "Zeytin sevgi ister, emek ister; ancak her şeyden önce prim ister. Türkiye'de şu ana kadar zeytin ağacı sayısı 190 milyonu aştı. Zeytinyağına olduğu gibi sofralık zeytine de prim desteğinin verilmesini istiyoruz. Bu konuda hükümetin çalışmalarının sürdüğünü biliyoruz. Desteğin ‘sofralık', ‘yağlık', ‘iyi tarım' ve ‘organik tarım' kategorilerinde verilmesi gerekiyor." diyor.

Keyifli sohbetler

Etkinliğin yapılacağı Sindelli Köyü'ne kadar ovayı katederken zeytin ağaçlarına merdiven dayamış yüzlerce zeytin tayfası ile karşılaşıyoruz. Bugünlerde 10 bin kişinin ilçede zeytin topladığını söylüyor Akhisarlı dostlarımız. Birçok Akhisarlı ticaret erbabı ile tanışıyor, yöre hakkındaki bilgilerimi artırıyorum. Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat, Borsa Meclis Başkanı Bahattin Alkın, Borsa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şerif Şerifoğlu, Borsa Meclis Üyesi İbrahim Aslan, etkinlik öncesi akşamı sohbeti koyulttuğum Akhisarlılar.

Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Yılmaz ve Meclis Başkanı Şenol Ürküp aramızda yoklar, Oda'nın Meclis üyelerinden Melih Taşkend de katılınca muhabbet, gastronomiye de kayıyor. Bahattin Bey, "mutlaka Akhisar'a bir gastronomik gezi yapmalısınız" diyor; suranın işkembe ve mumbarlı döşek üzerinde hazırlanmış hali, karılan susamlı, tahinli helvayı sıcacıkken yemek, yörenin pek lezzetli kokoreçlerinin de aralarında bulunduğu nedenler, ilginç mekânlar böyle bir geziyi pek cazip kılıyor. Aralık'ta yeniden konuşmak üzere sözleşiyoruz.

Uslu, diye bir zeytin…

En çok ilgimi çeken başlıklardan birisi, Uslu denilen zeytin. Manisa'ya özgü bu zeytinin ne yazık ki hak ettiği değeri bulmadığını öğreniyorum. Halbuki butik üretime son derece uygun, kalamata gibi tüketilebilecek bir lezzet. Hele Bahattin Bey'in verdiği bir tarif var ki, onun anlattığım gibi kurduk Uslu'ları, sonuçlarını bu köşede yazacağım.

Kısa bir tarihçe…

Akhisar, binlerce yıldır yerleşimin sürdüğü bir bölgede. Prof. Dr. Engin Akdeniz'in yaptığı yüzey araştırmalarında Akhisar ve civarında prehistorik ve sonraki dönemlere ait 24 yerleşim yeri (höyük) tespit edilmiş. Bu yerleşim yerlerinden elde edilen seramik, idol, el aleti, av aleti vb. bulgular Akhisar ve civarının insan konuşlanması ve geçmişi M. Ö. 7000 yıllarına dayandığı bilimsel olarak ispat edilmiş. Yani 9 bin yıldır insanoğlunun yaşadığı, ürettiği topraklarda tarım yapıyor Akhisarlılar.

Akhisar Kulaksızlar köyünde yapılmış dünya müzelerinde bulunan idoller; idol kültürü ve üretiminin ilk merkezinin Akhisar olduğunu düşündürüyor.

Akhisar, Amazonların bu bölgeleri ele geçirmesi ile Amazon kraliçesinin ismini almış ve tüm antik kaynaklara, milat öncesi seyyahların kayıtlarına "Thyateira" olarak geçmiş. İncil de sözü edilen 7 kutsal kiliseden birisi de Akhisar'da.

Thyateira antik kenti de İzmir (Smyrna) gibi zaman içinde yeni kurulan kentlerin altında kalmış. Bizans imparatoru Konstantin tarafından Gölmarmara'ya sürülen Tyeder, şimdiki istasyonla hastane arasına beyaz bir kale yaptırmasıyla birlikte, eski Tyatir (Thyateira veya Thyatira), Aspro (ak) Kastro (hisar) olarak anılmaya başlanmış. 1307 yılında Türklerin yönetimine geçince, Aspro-Kastro adı Türkçeleştirilerek Akhisar olmuş.

"Suyun öte yakası"ndan göç edenler

Birinci Dünya Savaşı'ndan önce nüfusun yüzde 75'inden fazlasını Türkler, geri kalanını ise Rum ve Ermenilerden oluşuyormuş. 1919 -1922 yılları arasında Yunan işgali altında kalmış. 6 Eylül 1922 tarihinde kurtulmuş. Şehri terk eden Rum ve Ermenilerin yerine Rumeli Türkleri ile Yugoslavya'dan gelen Türk göçmenler iskân edilmiş. Bu nedenle de mutfağında bu kültürlerin izlerini bulmak mümkün. Bugün nüfus, 165 bine ulaşmış, 850 bin dönüm son derece bereketli arazileri var.

Bir zamanlar tütün ve pamuk ekiliyormuş, bugün tütünün yerini zeytin, pamuğunkini domates almış. 60 ülkeye zeytin ihraç ediyorlar. Türkiye'de üretimi yetişmeyen birçok bölgenin de tedarikçisi durumundalar. Hâlâ 70 bin dekarda tütün ekimi de sürüyor. Tarımda gözlerini zirveye dikmiş durumdalar. Bu arada birçok marka, Akhisar'da tesisleşmeye başlamış.

Organize sanayide doluluk, yüzde yüz. Büyütmek için yeni alanlar arayışındalar.

Restorasyon çalışmaları

Akhisar Ticaret Borsası'nın önemli kültürel girişimlerinden birisi, 1823 yılında Dombaycıoğlu Mehmet Ağa tarafından yaptırılan Dombaycıoğlu Hanı'nın restorasyonu. İzmir 2 No'lu Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescillenip SİT alanı olarak belirlenen Han'ın avlusu ve odalarında çalışmalara başlanmış. Borsa merkezinin de burada olması, yerel ürünlerin satıldığı dükkânların, kafelerin bulunması planlanıyor.

Akhisar şehir merkezinde Dombaycıoğlu Hanı dışında birbirine yakın Kantarcıoğlu ve Paşa Hanı'nın yanı sıra açık hava sineması olarak kullanılan Pamuk Hanı'nda da restorasyon var. Pamuk Hanı, Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden 50 yıllığına kiralanmış. Bir butik otel yapılması ve Oda'nın merkezinin de hemen yakınlardaki bir binaya taşınması planlanıyormuş.

Akhisar'la ilgili konuşacak, yazacak çok şey var, önümüzdeki haftalarda anlatmaya devam edeceğim…