Bir kuşkonmaz hatırası!
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım kuşkonmaz hasadı yazıma gerek e-postayla gerek telefonla birçok yorum geldi, sosyal medyada yüzlerce kez paylaşıldı. Bunlardan "eski usül" yazılı ve basılı olanı ise yalnızca bir taneydi!
Kuşkonmaz kültürü ülkemiz için oldukça yabancı. Yurtdışına çıkanlar, özellikle Avrupa ülkelerinde hele bu mevsimde kuşkonmazın tadını çıkarırken ülkemizde – belki de fiyatının yüksek olmasından – bu son derece faydalı bitki, ne yazık ki yeterince tanınmıyor.
Geçtiğimiz haftalarda hasat mevsimi başladı ve ülkemizde bugün 500 dönüme yakın bir alanda kuşkonmaz yetiştiren Nomad Tarım'ın kurucusu Arman Badur ve ortağı Murat Şenbuz'un davetlisi olarak gittiğimiz Eskişehir'de kuşkonmazları kendi ellerimizle toplamanın keyfini yaşadık, fiyatların düşebileceğinin müjdesini aldık.
Geçtiğimiz hafta bu köşede yer verdiğim kuşkonmaz üzerine her şey başlıklı yazıma gerek e-postayla gerek telefonla birçok yorum geldi, sosyal medyada yüzlerce kez paylaşıldı. Kuşkonmaz severlerin sayısının tahmin edilenden daha fazla olduğunun bir kanıtıydı bu ilgi.
Hepsini okumaya, yanıtlamaya çalıştım. Hepsi dijital ortamdaydı, ancak birisi "eski usül" yazılı ve basılı olarak adresime gönderilmişti…
Arman Badur'dan geliyordu, bir kartpostaldı. Kuşkonmaz tarlasının hemen yanındaki dere kenarında hasat konuklarının birlikte çektirdiği bir fotoğraf vardı ön yüzünde, arkasına mor mürekkepli bir dolmakalemle, elyazısıyla keyifli cümleler yazılmıştı.
Hasat gezimiz süresince kırmızı kareli masa örtülerinden kendi eliyle yaptığı salatalara neredeyse tüm ayrıntıları düşünen Lalehan Uysal'ın ve çocukluk / ilkgençlik yıllarımın kartpostal gönderme inceliğini hâlâ sürdüren ev sahibimiz Arman Badur'ın kimi geleneklerimizi hâlâ sürdürdüklerini görmek çok keyifliydi.