Tarımın finansmanı...
Sabahın ilk saatleri İzmir'den yola çıktık. Bizden önce Ankara'ya ulaşan yılın ilk karı ağaçları süslerken, trafiği de artırmış. İnsanlar telaşla gideceği yere ulaşmaya çalışıyor.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) ortaklaşa düzenlediği "Üreticinin Desteklenmesi: Finansman İhtiyacı, Finansman Araçları ve Tarımsal Politika" çalıştayındayız.
Bakanlıktaki toplantıya Tarım Reformu Genel Müdürü Gürsel Küsek ve ekibi ev sahipliği yaptı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Frankfurt School'un üst düzey yöneticileri, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği, Kredi Kayıt Bürosu, Ziraat Bankası ve tarımsal kredi kullandıran özel bankaların temsilcilerinin katıldığı çalıştayda, Almanya, Hollanda, ve Polonya deneyimleri ele alındı. Türkiye'de çiftçinin, aile işletmelerinin ve yatırımların kredilendirilmesinde yaşanan sorunlar ve geleceğe ilişkin öngörüler tartışıldı.
Gün boyu süren ve çok sayıda konuşmacının sunum yaptığı çalıştayda öne çıkan konuları şöyle özetleyebiliriz:
1-Türkiye'nin tarımsal potansiyeli çok yüksek. Fakat bunu yeterince değerlendiremiyor. Yaşanan sorunlar, girdi maliyetlerinin yüksek olması üretimin ve potansiyelin değerlendirilmesi önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
2- Son yıllarda yapılan çalışmalara rağmen tarımsal envanter çok yetersiz. Örgütlenme konusunda ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu nedenle çiftçilerin finansman kaynaklarına ulaşmasında sorunlar yaşanıyor. Bakanlık, tarımsal envanteri oluşturarak bilgi teknolojileri üzerinden paylaşmayı ve çiftçinin finansman kaynaklarına ulaşmasını sağlamak için önümüzdeki dönemde bir dizi çalışma yapacak.
3-Altyapı, depolama ve finansman sorunları nedeniyle çiftçi ürününü hasat ettikten hemen sonra ve çok kısa zaman diliminde satmak zorunda kalıyor. Para kazanamıyor. Ürününü depoya koyabilse ve bunun karşılığında kredi kullanabilse, daha uzun vadede ve istediği zamanda satarak para kazanabilir. Bunun için altyapı sorunlarının çözülmesi gerekiyor.
4-Miras Yasası'nın değiştirilmesi ile 6 milyon hektar arazinin el değiştirmesi bekleniyor. Tarımsal üretim yapmayanların arazilerinin üretim yapanlara geçmesi hedefleniyor. Bunun için büyük bir finansman ihtiyacı doğacak. Bu, 2015 yılında hem Bakanlığın hem de finans kuruluşlarının gündemindeki en önemli konu olacak.
5-Çiftçiye kullandırılan kredilerin faizi, istenen teminat oranları yüksek, ödeme koşulları ağır. Bu nedenle bankalardan kredi alamayan çiftçiler, diğer finans kaynaklarına yöneliyor. Gübre, tohum ve ilaç satıcıları bu anlamda en çok başvurulan diğer finans kaynakları oluyor.
6-Özel bankaların temsilcileri, tarımsal kredilerde devletin Ziraat Bankası'na sağladığı sübvansiyon desteğinin kendilerine de sağlanmasını ve bundan çiftçilerin daha yaygın yararlanmasını istiyor. Sadece Ziraat Bankası'na sağlanan sübvansiyon desteği nedeniyle özel bankalar traktör kredisi veremiyor. Ziraat Bankası ile özel bankalar arasında yüzde 100'e varan oranda faiz farkı doğuyor. Benzer bir durum Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) hibe desteklerinde de yaşanıyor.
7- Hayvancılık sektörü açısından bakıldığında üretim ve tüketimde artış bekleniyor. Ancak, yemde dışa bağımlılık ve maliyetin çok yüksek olması en büyük sorun olarak görülüyor. Buna rağmen süt hayvancılığında ve kanatlıda yatırımların artması bekleniyor.
Özetle, tarım sektörünün genel yapısı ve finansman ihtiyacının ele alındığı çalıştayda Türkiye'nin doğru politikalarla oluşturulacak kapsamlı bir yol haritasına ihtiyacı olduğu ifade edildi. Bu konuda politika üretecek, somut öneriler ortaya koyacak çalışma gruplarının oluşturulması önerildi. Tarımın yapısal sorunları çözülmeden, verimli bir finansman modelinin uygulanamayacağı ifade edildi. tarımın finansmanı konusunda Polonya,Almanya ve Hollanda örneklerini daha sonraki yazılarımızda paylaşacağız.