'Sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamayı önceliklendiriyoruz'

CEMAL KIZILTAN - Home Style Private Catering CEO

İş dünyasında karbon ayak izini azaltma, atık yönetimini iyileştirme ve doğaya zarar vermeden kaliteli hizmet sunmak gibi çevresel faydalar Sürdürülebilir catering hizmetleri gündeme taşıyor. Bu doğrultuda faaliyet gösteren Home Style Private Catering, 2002 yılında Türk ve Avrupa mutfaklarından esinlenmiş özgün menüleri ve seçkin ikram tarzını etkinlik kültürü ile harmanlayarak, konuklarına eşsiz deneyimler yaşatma amacı ile kuruldu. Şirketin CEO’su Cemal Kızıltan, ‘Clean Food’ kavramını benimsediklerini ifade ederek, doğa ile uyumlu üretim ve atık teknikleri uygulanmış ürünleri kullanarak, sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlamaya öncelik verdiklerini söyledi. “Doğru tarım koşullarında yetiştirilmiş organik ürünler kullanıyor, müşterilerimize sağlıklı menüler sunuyoruz” diyen Kızıltan, aynı zamanda geri dönüştürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir ambalaj malzemeleri kullanarak atıklarını minimize ettiklerini söyledi.

“Sürdürülebilir malzemeler için iş birlikleri kuruyoruz”

Yeşil ve temiz tedarik zincirine erişim sürecinde karşılaştıkları en büyük zorluğun sürdürülebilir malzemeler için güvenilir tedarikçiler bulmak ve maliyetlerin yüksek olabilmesi olduğunu sözlerine ekleyen Kızıltan, uzun vadeli iş birlikleri ve araştırmalarla bu zorlukları aşmaya çalıştıklarını kaydetti ve “Temiz Gıda ürünlerine bizim verdiğimiz önemi rakiplerimizin çoğu vermiyor. Bu nedenle de tedarik ağı hem zayıf hem de maliyetli oluyor” dedi. Güvenilir tedarikçilerle uzun vadeli iş birlikleri kurarak, yerel üreticilerle çalışarak Çevreye duyarlı alternatifler sunarak, müşterilerinin sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunma amacı taşıyan Home Style Private Catering, temiz gıda konsepti dahilindeki sürdürülebilir uygulamalarıyla toplumsal farkındalığı artırma misyonu taşıyor. “Atıklar ekonomiye kazandırılıyor" Cemal Kızıltan, olumsuz çevre koşullarını engellemek ya da azaltmak için projeler ürettiklerini belirterek, sürdürülebilir iş yöntemlerini gelecek nesillere taşımayı hedeflediklerini paylaştı.

Kızıltan, bu hedefi yakalamak adına yürüttükleri çalışmaları şöyle özetledi: “Üretim bandımızdaki gereçleri daha az elektrik tüketen, zararlı gaz salımı olmayan, ısı kaçırmayan ürünlerle yeniliyoruz. Menü oluştururken organik ürünleri tercih ediyoruz. İkramların içerik ve miktarlarındaki ölçü ayarını net biçimde yapıyor, fazla atık oluşmasının önüne geçmek için azami dikkati gösteriyoruz.” Tek kullanımlık ürünlere de parantez açan Kızıltan, bu tür ürünlerin yerine sürekli kullanılabilecek ürünler tercih ettiklerini belirtirken, hizmet verdikleri kurumları da bu yönde teşvik ettiklerini sözlerine ekledi. Sürdürülebilir projelerimiz için yeşil krediler, hibe programları ve özel finansman araçları kullanmak çok isteriz. Ancak, bu konular ülkemizde henüz yaygın değil. sürdürülebilir tedarik kaynaklarına erişim sağladıklarını anlatan Kızıltan, “Bölgesel ve yerel üretici ağına ulaşmak, direkt üreticilere destek sağladığından çok daha öncelik verdiğimiz bir konu. Fakat bu noktada yerel üreticilerinde gerekli yasal belgelere ve sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip olanlarını tercih ettiğimiz için seçeneklerimiz az kalıyor” şeklinde konuştu.

Günümüz koşullarında sürdürülebilir hizmet vermenin ekonomik olmadığını sözlerine ekleyen Cemal Kızıltan, yine de bu yolu benimsediklerini vurguladı. Bu sayede müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırarak, uzun vadede fayda sağlayabileceklerini düşündüklerini ifade eden Kızıltan, “Zaman içinde tedarik zinciri genişler ve maliyetler karşılanabilir seviyelere düşerse, karlılığımızı artırabiliriz” ifadesini kullandı. Yeşil yatırımların başlangıçta yüksek maliyetli olabileceğini, ancak uzun vadede hem çevresel hem de ekonomik olarak sürdürülebilirlik sağlayacağını belirten Kızıltan, bu yatırımlarla markalarının itibarını artırarak, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştıklarını söyledi.