Paris Anlaşması ve sürdürülebilir finans

Finansal stratejileri yeniden şekillendirmek için bir katalizör görevi gören Paris Anlaşması, kurumları fosil yakıtlardan vazgeçmeye ve sermayeyi sürdürülebilir, dayanıklı projelere yönlendirmeye teşvik ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2015 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirilen BM İklim Değişikliği Konferansında (COP21), dünya genelindeki iklim değişikliği ile mücadele amacıyla Paris Anlaşması, kabul edildi. Söz konusu uluslararası anlaşma, ülkelerin, iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi ve küresel ısınmanın 2°C’nin altında tutulması, mümkünse 1,5°C’lik hedefin sağlanmasına yönelik taahhütlerini içeriyor. Paris Anlaşması, 2020 yılında yürürlüğe girdi ve 195 ülke tarafından imzalandı. İmzacı ülkeler, kendi belirlendikleri ulusal katkılarına göre iklim değişikliği ile mücadele çabalarını sürdürüyor ve düzenli olarak ilerlemelerini gözden geçiriyor. Paris Anlaşması’nın temel amaçları şunlar:

● Sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması: Ülkelerin sera gazı emisyonlarını kontrol altında tutmaları ve bunları mümkün olan en düşük seviyeye indirmeleri konusunda taahhütte bulunmaları.

● Adaptasyon önlemleri: İklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak ve bu etkilerle başa çıkmak için ülkelerin çeşitli önlemler alması.

● Finansal yardım: Gelişmiş ülkelerin, finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirmeyi içeren destek mekanizmaları aracılığıyla gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele çabalarına katkıda bulunmayı kabul etmeleri.

● Şeffaflık ve hesap verebilirlik: Ülkelerin, düzenli olarak sera gazı emisyonlarını rapor etmeleri ve ilerleme kaydetmeleri konusunda şeffaf bir şekilde hesap verebilir olmaları. Küresel çapta iklim değişikliği ile mücadelede tarihi bir öneme sahip ve ülkelerin iş birliği ve çaba göstermeleri konusunda önemli bir adımı temsil eden Paris Anlaşması, iklim değişikliğiyle mücadelede dönüm noktası niteliğinde bir küresel girişim niteliği taşıyor ve finans dünyası üzerinde oldukça kapsamlı etkileri bulunuyor. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş için net bir yol haritası sağlayan anlaşma, sürdürülebilir teknolojilere ve uygulamalara yaygın yatırımı önceliyor. Anlaşmada öngörülen küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamak, önemli miktarda sermaye akışı gerektiriyor. Bu sınıra ulaşabilmek için, 2030 yılına kadar yıllık yaklaşık 1 trilyon dolar tutarındaki fosil yakıt yatırımının geçiş teknolojilerine ve altyapıya yönlendirilmesi gerektiği tahmin ediliyor.

Finansal stratejileri yeniden şekillendirmek için bir katalizör görevi gören Paris Anlaşması, kurumları fosil yakıtlardan vazgeçmeye ve sermayeyi sürdürülebilir, dayanıklı projelere yönlendirmeye teşvik ediyor. Bu açıdan anlaşma, finans dünyasını iklime dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru harekete geçirmede büyük önem taşıyor.

OVP HEDEFLERİ

2024-2026 Orta Vadeli Programı’nda (OVP), başta enerji, sanayi, ulaştırma ve tarım sektörleri olmak üzere tüm alanlarda yenilenebilir kaynaklar, enerji verimliliği, elektrifikasyon ve döngüsel ekonomi politikalarının öncelikli hale geldiğinin altı çiziliyor.2024-2026 OVP’de Yeşil Dönüşüm konusunda belirlenen 31 politika ve tedbir şöyle:

1 - İklim değişikliğiyle ilgili uygulamaların bütüncül bir biçimde ele alındığı temel mevzuat hazırlığı tamamlanacaktır.

2- Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hukuki altyapısı tamamlanarak Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına (SKDM) uyumlu bir yapıda geliştirilecek, geçiş dönemi etkin bir şekilde değerlendirilerek mali yükümlülük aşamasına yönelik gerekli hazırlıklar yapılacaktır.

3- 2053 net sıfır karbon emisyon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejisi, kalkınma planlarıyla uyumlu olacak şekilde hazırlanmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir.

4 - Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında firmalara yönelik kaynak, süreç ve enerji verimliliği ile dijitalleşme gibi konularda sektörel yol haritaları hazırlanacak, farkındalık artırma çalışmaları yürütülecektir.

5 - Başta AB olmak üzere ihracat pazarlarında rekabetçiliğin artırılması ve tedarik zincirlerinde Türkiye’nin konumunun yükseltilmesi amacıyla Yeşil Mutabakat Eylem Planı güncellenecektir.

6 - İklim değişikliği ile mücadele hedefleri doğrultusunda, sera gazı emisyonlarının izlenmesi ve fiyatlandırılması için altyapı oluşturulacaktır.

7- Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve 2053 net sıfır emisyon hedefi kapsamında enerji dönüşümünü destekleyen enerji depolama, hidrojen ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojiler ile mikro-şebeke yönetimi ve dijitalizasyonun geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri desteklenecektir.

8- Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı hazırlanacak, sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışı çerçevesinde kaynak verimliliği ön planda tutularak maddesel geri kazanıma ve atık yönetimine öncelik verilecek, endüstriyel simbiyoz uygulamaları özendirilecektir.

9- İmalat sanayiinde eko-tasarım ve sürdürülebilir ürünlere ilişkin mevzuat takip edilerek karbon ayak izi ve diğer çevresel göstergelerin hesaplanması, izlenmesi için mevzuat geliştirilecek, ihtiyaç duyulacak dijital altyapı desteklenecektir.

10 - Sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacaktır.

11 - Geri kazanılmış ikincil ürüne ait standartlar belirlenerek teşvik ve yönlendirme sistemi geliştirilecek, mevzuatta düzenlemeler yapılacaktır.

12- Tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının korunması, sürdürülebilir tüketim modeli kapsamında yenilenmiş ürün sisteminin yaygınlığı artırılacaktır.

13 - Yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş sürecinin işgücü piyasalarına etkileri analiz edilecek, adil geçiş dikkate alınarak ortaya çıkacak yeni meslek grupları için işgücünün yetkinliği artırılacaktır.

14 - Yeşil kamu alımları stratejileri geliştirilecek, yeşil dönüşümü destekleyen satın alma kriterleri belirlenecektir.

15 - Çevreye duyarlı çok modlu taşımacılık terminalleri oluşturulacaktır.

16 - Yeşil liman uygulaması için teşvikler sağlanarak çevreye zararlı makine ve ekipmanların kullanımı azaltılacaktır.

17- Elektrikli araçların yaygınlaştırılması amacıyla şarj istasyon ağı geliştirilecek, özellikle yerli elektrikli araçların kullanımı desteklenecektir.

18 - Yol yapım projelerinde gürültü seviyesi ve sera gazı emisyonu düşük teknolojiler ve malzemelerin kullanılması yaygınlaştırılacaktır.

19 - Kent içi ulaşımda düşük karbonlu sistemlere geçişi kolaylaştıracak, ulaşımın sürdürülebilirliğine yönelik projeler hayata geçirilecektir.

20 - Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeliyle yerli ürün kullanım şartı içerecek şekilde projeler geliştirilmeye devam edilecektir.

21 - Türkiye’nin ısı potansiyelinin değerlendirilmesi ve atık ısının kullanılabilmesi için ısı arzına yönelik gerekli mevzuat düzenlemesi yapılacaktır.

22 - Yeni Enerji Verimliliği Strateji Belgesi ve II. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı hayata geçirilecektir.

23 - Kamu bina ve hizmetlerinde enerji verimliliği çalışmaları sürdürülerek enerji performans sözleşmelerinin daha yaygın kullanımı için gerekli teknik ve idari altyapı geliştirilecektir.

24 - Kamu, ticari ve konut amaçlı binalarda yüksek enerji performansını ve aynı zamanda belirli oranda yenilenebilir enerji kullanımını amaçlayan Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar (NSEB) yaklaşımını yaygınlaştırılacak düzenlemeler yapılacaktır.

25 - Sürdürülebilir orman yönetimi çerçevesinde orman varlığı korunup genişletilerek yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edilecek, elverişli arazilerde endüstriyel plantasyon faaliyetleri sürdürülecektir.

26 - İklim değişikliğine dayanıklı tarım uygulamaları ve yeni teknolojiler yaygınlaştırılarak toprak ve su kaynaklarının daha etkin kullanımı sağlanacaktır.

27 - Yeşil dönüşüme yönelik finansman imkânları artırılacak, mevcut destek mekanizmaları gözden geçirilecek, sürdürülebilir finans konusundaki kurumsal kapasite artırılarak yeşil finansman ekosistemi geliştirilecektir.

28 - Avrupa Birliği taksonomisi başta olmak üzere uluslararası taksonomi örnekleriyle uyumlu ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözeten Ulusal Yeşil Taksonominin oluşturulmasına yönelik mevzuat çalışmaları yapılacaktır.

29 - Bankacılık sektörünün sürdürülebilir bankacılık uygulamalarına geçişinin hızlandırılması ve iklim değişikliği kaynaklı finansal risklerin yönetimi için düzenlemeler yapılacaktır.

30 - Sermaye piyasalarında sürdürülebilirlik temelinde yeni düzenleme ve uygulamaların geliştirilmesiyle şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama ilkeleri uluslararası standartlara uyumlu olarak güncellenecek.

31 - Çevresel, Sosyal ve Yönetişimsel kriterler çerçevesinde uluslararası finans piyasalarına katılım hızlandırılacak, yeşil dönüşüme yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir finansman araçları  geliştirilerek yatırımların finansman ihtiyaçları karşılanacaktır.”

Sürdürülebilir Finansın Türkiye’deki Gelişimi

Türkiye, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularını ele alacak sürdürülebilir finans politikaları ve uygulamaları geliştirmek için aktif olarak çalışıyor. Uzun vadeli ekonomik istikrarı ve dayanıklılığı teşvik etmek için sürdürülebilirlik ilkelerini finans sektörüne entegre etmenin önemi kabul eden Türkiye, Gümrük Birliği ilişkisi ve AB’nin en büyük yatırım ve ticaret partneri olması nedeniyle Avrupa Yeşil Mutabakatından en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Yeşil dönüşümün finansmanı için yürütülen çalışmalar, yeşil finansman ekosisteminin geliştirilmesi, ikili ve uluslararası fonlara erişimin artırılması ve ülke teşvik sisteminin gözden geçirilmesi olmak üzere üç ana başlıkta ele alınıyor.

Atılan somut adımlar

● Türkiye’de yeşil finansmanın gelişimini sağlayacak ekosistemin güçlendirilmesi yönünde gerçekleştirilen kilometre taşı niteliğindeki bazı gelişmeler şunlar:

● Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 12 Kasım 2021 tarihinde “Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı” yayımlandı.

● BDDK tarafından hazırlanan bankacılık sektöründe sürdürülebilir finans uygulamalarının geliştirilip yaygınlaştırılmasına yönelik yol haritasını içeren “Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı” 27 Aralık 2021 tarihi itibariyle yayımlandı.

● 2022 yılı başında Türkiye Bankalar Birliği (TBB) nezdinde “Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu” oluşturuldu.

● Başta AB olmak üzere bankacılık sektöründe “yeşil varlık rasyosu” hesaplanmasına yönelik uluslararası ve bölgesel girişimlere paralel olarak BDDK ve TBB iş birliği ile 2022 yılı başında bir “Yeşil Varlık Rasyosu Çalışma Grubu” kuruldu.

● Sermaye Piyasası Kurulu tarafından uluslararası standartlara uygun “Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi” (Yeşil Tahvil Rehberi) 24.02.2022 tarihinde yayımlandı.

● Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından Türkiye’de sukuk/yeşil kira sertifikası ihraçlarına ilişkin tespitler ve çözüm önerilerine yer verilen Yeşil Sukuk Çalışma Raporu Mayıs 2022’de yayımlandı.