Finanstaki dönüşüm reel sektörü olumlu etkiledi
Un Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele, “Geçtiğimiz 10 yıl içinde Türkiye'de gerek bankacılık sektörü gerekse reel sektör sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atıldı. Finans sektöründeki dönüşüm reel sektörü olumlu etkiledi” dedi.
Ekonomiye kaynak kullandıran temel sektörlerden biri olan finans sektörünün, uygulamaları ile sürdürülebilirlik ekosisteminin tamamına katkı verdiğine dikkat çeken Un Global Compact Türkiye Genel Sekreteri Melda Çele, “Son 10 yılda Türkiye'de gerek bankacılık sektörü gerekse reel sektör, sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar attılar. Bankalar ESG (çevre, sosyal, yönetişim) kriterlerini dikkate alacak şekilde kredi politikaları geliştirirken, pek çok uluslararası standarda da uyum sağlayarak geçmişe göre daha istikrarlı, güven veren ve rekabetçi bir yapıya oturdu. Finans sektöründeki bu dönüşüm reel sektörü finansman erişiminden rekabet avantajına, inovasyondan çevresel ve toplumsal katkılar dahil olumlu etkiledi” dedi.
Bu doğrultuda, en büyük ticaret ortağımız Avrupa Birliği’nin AB Yeşil Mutabakat ile rekabeti sürdürülebilirlik üzerine kurgulamasının ve Türkiye’nin 2053 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdü vermesinin, gerekli mevzuat ve altyapı hazırlıklarının yanı sıra ilgili destek mekanizmaları ile sürdürülebilir finansı teşvik etmek için büyük öneme sahip olduğunu belirten Melda Çele, “Eylül 2023’te açıklanan Orta Vadeli Plan’da yeşil dönüşüme yönelik finansman imkanlarının artırılacağı ve yeşil finans alanında yeni ürün ve hizmetler geliştirileceğini görmek bu anlamda memnuniyet verici” değerlendirmesinde bulundu.
Ekim 2023’te kabul edilen On İkinci Kalkınma Planı’nın da 2053 yılında net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için yeşil Mutabakat Eylem Planı hazırlayan Türkiye’de, yeşil dönüşümün hızlanması için finansman imkanların artırılması gerektiğine dikkat çeken Günsel, “Türkiye’nin bu konudaki kararlı duruşu, 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da yeşil finansman ekosisteminin geliştirilmesine yönelik hedeflerle açıkça ortaya konmuş durumda. Bu doğrultuda, sera gazı emisyon azaltımını destekleyen, iklim değişikliğine uyum kapasitesini artıran, rekabetçiliği ve verimliliği ön planda tutan, adil geçişi gözeten ve küresel finansman kaynaklarından azami düzeyde faydalanarak ulusal teşvik mekanizmalarını geliştiren bir yaklaşımla, politika ve tedbirlerin devreye alınması için kritik bir dönemdeyiz” açıklamasında bulundu. SKD Türkiye olarak, ülkemizde sürdürülebilirlik yatırımlarında finansal dönüşümün gerçekleşmesine etki etme hedefiyle 2013 yılından bu yana çalışmalar yürüttüklerini belirten Günsel “Her yıl düzenlediğimiz Sürdürülebilir Finans Forumu’nda finans sektöründen ulusal ve uluslararası oyuncuları buluşturarak, bankacılık, bankacılık dışı finans sektörü ve reel sektörde sürdürülebilir finans konusundaki farkındalığın artırılmasına ve iyi uygulamaların paylaşılmasına katkıda bulunuyoruz. Dünya Bankası tarafından yayımlanan "Finansal Sektör Analizi-Türkiye" raporuna göre, Türkiye'nin yeşil ve sürdürülebilir finans konusunda önemli bir yol kat etmesi gerekiyor ve 2022-2040 yılları arasında yaklaşık 165 milyar dolarlık iklim yatırımına ihtiyacı var” dedi. ve dijital dönüşümün önemini vurguladığının altını çizen Çele, “Plana göre bu dönüşüm; enerji, imalat sanayii, ulaştırma ve tarım sektörlerinde teknoloji ve altyapı yatırımlarının desteklenmesiyle sağlanacak. Sektör temsilcileri bu dönüşümü gerçekleştirebilmek için bugünden bankalar tarafından verilen her üç kredinin en az birinin yeşil dönüşüme verilmesi gerektiğini söylüyor” açıklamasında bulundu.
İş dünyasının sahip olduğu kaynaklar, geniş coğrafyalara yayılan değer zincirleri, inovasyon yapma ve bunu ölçeklendirme kapasitesi ile bu hedefleri hayata geçirmek için önemli bir aktör olduğunu söyleyen Çele, " İş dünyasının atacağı ilk adım dürüstlük, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine bağlı kalmak. Bu aşamada UN Global Compact’in insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadeleye ilişkin 10 İlkesi yol gösterici olacaktır. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, atık yönetimi ve su koruma teknolojileri gibi alanlarda yenilikçi çözümler ile düşük karbonlu teknolojiler ve sürdürülebilir/döngüsel üretim süreçleri ile iş modellerini yeniden kurgulamak ve ölçeklendirmek Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) ulaşmamızın kilit noktasıdır” dedi