Yönetilemeyen atıklar, gezegeni tehdit ediyor
Dünya genelinde plastik kullanımı kritik düzeyde devam ederken, her yıl 2,1 milyar ton katı atığın ise sadece yüzde 33’ünün yönetiliyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, “Atıklar, karbon salımı başta olmak üzere biyoçeşitlilik kaybı ve ormansızlaşma gibi sorunlara neden oluyor” dedi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programına (UNEP) göre, geçen yıl 500 milyon tonun üzerinde plastik kullanıldığı ve bu plastiklerin 400 milyon ton atık oluşturduğu tahmin ediliyor. Çevrim içi istatistik portalı World Population Review verilerine göre, Çin 37,6 milyon tonla 2023’te en fazla plastik kullanılan ülke oldu. Bu ülkeyi, 22,8 milyon tonla ABD, 7,4 milyon tonla Hindistan, 4,9 milyon tonla Brezilya, 4 milyon tonla Meksika, 3,8 milyon tonla Japonya, 3,6 milyon tonla Almanya, 3,36 milyon tonla Endonezya, 3,35 milyon tonla Tayland ve 3,33 milyon tonla İtalya takip etti. Türkiye, 938 bin tonla 34’üncü sırada yer aldı.
En fazla yönetilemeyen atığa sahip ülke 7,3 milyon tonla Hindistan olurken, onu 6,5 milyon tonla Çin, 4,8 milyon tonla Brezilya, 3,31 milyon tonla Endonezya, 3,3 milyon tonla Tayland, 3,1 milyon tonla Rusya, 2,7 milyon tonla Meksika, 2 milyon tonla ABD, 1,5 milyon tonla Suudi Arabistan ve 1,1 milyon tonla Kongo Demokratik Cumhuriyeti takip etti. Türkiye ise 451 bin tonla 32’nci sırada bulundu.
Küresel atık miktarı ve geri dönüşüm faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, atıkların çevreye bırakılmasıyla çöp olarak nitelendirilen, çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesine neden olan bir süreç başladığını belirtti.
“2050’ye geldiğimizde bu dünya bize yetmeyecek”
Doğada çöp dağlarına dönüşen atıkların temelinde “al-kullan-at” kültürünün yattığını ifade eden Ardalı, “2050’ye geldiğimizde bu dünya bize yetmeyecek. İnsanlık 2,1 ila 2,3 milyar ton arasında katı atık üretiyor. Yaklaşık 2,7 milyar insanın atık toplama hizmetlerine erişimi yok ve bunların 2 milyarı kırsal kesim diyebileceğimiz yerlerde yaşıyor. Dünya Bankası’nın 2023 verilerine baktığımızda yılda 2,1 milyar ton katı atığın sadece yüzde 33’ünün yönetildiğini görüyoruz. Böyle devam edersek 2050 için yapılan tahminlere göre 3,4 milyar ton kadar atık olacak. Türkiye’de, TÜİK verilerine göre 2022’deki atık miktarımız hem evsel hem endüstriyel olmak üzere 109,2 milyon ton. Bunun 24,9 milyon tonu tehlikeli atık, 32 milyon tonu evsel atık kategorisinde değerlendiriliyor” dedi.
Su, meşrubat, süt ve deterjan şişelerinin geri dönüştürülebildiğini ancak boru ve pencere gibi materyallerde kullanılan plastiklerin geri dönüşümünün mümkün olmadığını ya da çok zor gerçekleştiğini dile getiren Ardalı, bazı poşet, ambalaj ve kompozit malzemelerin geri dönüşümünün de güçlükle yapılabildiğini söyledi.
Plastikler atıkların önemli kısmını oluşturuyor
Tüm plastiklerin geri dönüşüm sürecine dahil edilemediği için atıkların iyi yönetilmesi gerektiğini bilgisini veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardalı, “Dünya genelinde her yıl üretilen atığın yaklaşık yüzde 12’sinin plastik atıklardan oluştuğu tahmin ediliyor. Plastik atıkların 52 milyon tonu çevreye karışıyor ve yine 80 milyon tonunun da deniz, okyanus, yüzey sularına karıştığı tahmin ediliyor” diye konuştu.
Etrafa yayılan yönetilemeyen atıkların sağlığa etkisi
İklim değişikliğine neden olan sera gazlarının, çöplerin etrafa atılmasıyla daha fazla artarak atmosferin ısınmasına yol açtığını ifade eden Ardalı, "Atıkların, plastiklerin yakılması sonucu karbon salımının çok fazla olması, karşımıza çıkacak problemlerden. Ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik kaybı fazla yani kontrolsüz atıklar ormanları, nehirleri, doğal yaşamı yok ediyor, hayvanlar plastikleri tüketerek zarar görüyor, ölüyor.
Atık sahalarındaki birtakım zehirli gazlar ve ağır metallerin yayılması ve buna neden olan birtakım hastalıklar var. Plastik parçalanınca da tamamen yok edilemediği için nanoplastik ya da mikroplastik oluyor ve üzerinde belirli tehlikeli kirleticileri taşıyarak vücudumuza ya da canlıların bünyesine giriş yapıyor. Bu da bütün metabolizmanızı bozarak hastalıklara neden oluyor. Eni iyi atık üretilmeyen atıktır” dedi.