Türkiye’de şirketler su riskini görüyor ama henüz hareket yok
Türkiye, 2030 yılında sadece su sorunu değil, su kıtlığı yaşayan ülkeler arasına girecek. Şirketlerin yüzde 64’ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini belirtiyor. Fakat hiçbir şirket etkili ve kapsamlı bir su politikası benimsemiş değil.
“Dünya Ekonomi Forumu’nun dünyayı önümüzdeki yıllarda kötü etkileyebilecek kuraklık, artan sel tehlikesi ve bozulan su kalitesi gibi küresel su krizlerine dikkat çektiği 2015 zor bir yıl oldu. Su riski bu yıl bir numaradayken, üç yıl önce ilk 20’de bile değildi. Bu, kurumların su sorununa ve gelecekte ekonominin istikrarlı ve dirençli bir şekilde büyümesi için yapılması gerekenlere dair bilinçlenmelerinin bir yansıması. Fakat çok sayıda şirket hala su risklerini anlamlı bir şekilde ele almıyor.”
Bu sözler CDP Su Programı Başkanı Cate Lamb’e ait.
Dünyanın en etkin yeşil sivil toplum kuruluşlarından CDP su kaynakları konusunda özel sektörü harekete geçirmek amacıyla yayınladığı CDP Global Su Raporu’nun Türkiye sonuçlarını açıkladı.
CDP’nin “Aksiyonu Hızlandırma” başlıklı yeni Küresel Su Raporu’na göre dünyada toplamda sekiz şirket, su yönetimine yaklaşımlarından ötürü CDP Su A Listesi’ne girmeye hak kazandı. Asahi Group Holdings, Colgate Palmolive, Ford Motor Company ve Toyota Motor Corporation gibi şirketlerin yer aldığı liderler arasında Türkiye’den bir şirket bulunmuyor.
Bu yıl ilk kez açıklanan Türkiye sonuçlarına göre ise, şirketlerin yüzde 36’sı raporlama yılında sudan kaynaklı olumsuz etkilere maruz kaldığını bildiriyor. Şirketlerin yüzde 64’ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini belirtiyor. Yüzde 86’sı ise suyun şirketler için fırsat yarattığını söylüyor.
Sadece su sorunu değil su kıtlığı yaşayacağız
CDP Su Programı ilk kez 2015 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Garanti Bankası’nın desteği ile hayata geçirildi.
Raporun hazırlanmasına Deloitte Türkiye de destek verdi. Raporun tanıldığı toplantıda, öne çıkan temel konu, Türkiye’nin 2030 yılına kadar sadece su sorunu değil, su kıtlığı yaşayan ülkeler arasına girecek olması.
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Sondan Durukanoğlu Feyiz, “Bu gidişatı önleyebilmek için birey, kamu ve özel kurumlar olarak hepimizin sorumluluğu var. Endüstrinin hemen hemen tüm sektörlerinin en önemli tüketim girdisi su” yorumlarını yapıyor.
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin ise, “CDP Global Su Raporu, bugünkü tüketim alışkanlıkları devam ettiği ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde, suyun yakın bir gelecekte küresel bir kriz konusu olacağına, ülke ekonomilerinin ve dolayısıyla toplumların üzerinde ciddi bir etkiler yaratacağına” dikkat çekiyor. Garanti Bankası programa verdiği destekle Türkiye’de entegre su yönetimi anlayışının geniş kitlelere yaygınlaştırılmasını ve su kaynaklarına ilişkin risklerin özel sektör tarafından benimsenmesini hedefliyor.
15 şirket cevap verdi
CDP Türkiye 2015 Su Programı sonuçlarını Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Dr. Melsa Ararat’tan dinledik:
CDP Su Programı kapsamında, BIST-100 endeksinde yer alan şirketlerden suya bağlı risklere en çok maruz kalma olasılığı olan sektörlerde yer alan 51 şirkete davet gönderilmiş. Davet alan şirketler içerisinden yanıt veren 8 şirketin yanı sıra CDP’den davet almadığı halde gönüllü yanıt veren 7 şirket ile beraber bu sene Türkiye’de şirketler su riskini görüyor ama henüz hareket yok Türkiye, 2030 yılında sadece su sorunu değil, su kıtlığı yaşayan ülkeler arasına girecek. Şirketlerin yüzde 64’ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini belirtiyor. Fakat hiçbir şirket etkili ve kapsamlı bir su politikası benimsemiş değil. toplamda 15 şirket CDP’ye yanıt vermiş. Davet alıp cevap veren şirketler; Akenerji Elektrik Üretim; Aksa Akrilik Kimya; Brisa Bridgestone Sabancı lasitk; Çimsa Çimento; Coca-Cola İçecek; Tav Hava Limanları Holding; Tesco Kipa; Tofaş Türk Otomobil Fabrikası olarak sıralanıyor. Davet almadan gönüllü olarak olarak cevap veren şirketler ise; Akçansa Çimento; İhlas Ev Aletleri; İhlas Holding; Pınar Süt; Şekerbank; Garanti Bankası ve Yünsa Yünlü Sanayi olmuş. Melsa Ararat, cevap veren şirketlerin sayısının az olmasına rağmen, beklentilerinin üzerinde olduğunu ve önümüzdeki yıllarda artmasını beklediklerini ifade ediyor.
CDP Su Raporu’nda Türkiye’ye dair yer alan temel bulgular
Türkiye’de CDP’nin davet yolladığı şirketlerin yanıt verme oranı çok düşük. Davet yollanan 51 şirketin yüzde 84'ü 2015 yılında CDP Su Programı’na yanıt vermedi. Öte yandan CDP tarafından davet edilmeyen yedi şirket gönüllü olarak açıklama yaptı. Yanıt verme oranının düşüklüğü CDP Su Programı'na ilk defa davet edilmiş olma, şirketin etkin bir su politikasının olmaması, suya ilişkin verilerin eksikliği ve ulusal bir su stratejisinin olmayışı gibi birçok nedenle bağdaştırılabilir.
►CDP’ye yanıt veren şirketlerin yüzde 36'sı son raporlama yılında sudan kaynaklı olumsuz etkilere maruz kaldığını bildiriyor.
►Su güvenliği, Türkiye'deki pek çok şirket için temel bir ticari problem. Raporlama yapan şirketlerin yüzde 64'ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini bildiriyor.
►Türkiye'deki hiçbir şirket etkili ve kapsamlı bir su politikası benimsemiş değil. Böyle bir politika için suya yönelik stratejilerin şirketin tüm stratejilerine entegre edilmesi, doğrudan operasyonlar ve tedarik zincirlerine yönelik performans standartlarının belirlenmesi, atılacak adımların net bir şekilde belirlenmesi, su, sağlık ve hijyenin insanların temel hakkı olduğunun kabul edilmesi gerekiyor.
►Artan su kıtlığı veya stresi, bozulan su kalitesi, kuraklık gibi fiziksel risk faktörleri yanıt veren şirketler tarafından en çok dile getirilen risk faktörleri. Suya ilişkin raporlanan 35 farklı riskin dörtte üçünün (yüzde 75) fiziksel riskler olduğu görülüyor.
►Yanıt veren şirketlerin yüzde 86'sı suyun operasyonel, stratejik veya ekonomik fırsatlar sunduğunu bildiriyor. Bu fırsatlardan en önemlileri 'maliyet tasarrufu' ve 'artan su verimliliği' ile ilişkili.
►Su riski değerlendirmesi konusunda da büyük eksikler var. Bu şirketlerin sadece yüzde 14'ü doğrudan operasyonlarını ve tedarik zincirlerini kapsayan genel bir risk değerlendirmesi yapmış durumda.
►Yanıt veren şirketlerin yüzde 79'u su politikalarının, stratejilerinin ve planlamasının, yani bütünüyle kurumsal su yönetimi konusunun yönetim kurulu seviyesinde ele alındığını bildiriyor.
►Yanıt veren şirketlerin yarısı suya yönelik hedefl er belirlemiş durumda. Şirketlerin yüzde 79'u su yönetimini iyileştirmeye yönelik niteliksel hedefler koyarken, yüzde 50'si ise niceliksel hedefler bildiriyor.