Türk finans sektörünün ilk Entegre Raporu TSKB’den
Türk finans sektörünün ilk Entegre Raporu ise TSKB tarafından hazırlandı.
Didem ERYAR ÜNLÜ
Uluslararası Entegre Raporlama Konseyi’nin tanımına göre Entegre Raporlama, “Kurumların stratejisi, yönetimi, performansı ve gelecekten beklentilerinin kısa, orta ve uzun vadede nasıl değer yarattığının kısa ve öz bir sunumu’ olarak ifade ediliyor.
Türk finans sektörünün ilk Entegre Raporu’nu TSKB yayınladı. Çalışma süreci TSKB Sürdürülebilirlik Komitesi bünyesinde faaliyet gösteren Entegre Raporlama Çalışma grubu tarafından yürütülen rapor, TSKB’nin iştiraki olan Escarus danışmanlığı ve Prof. Güler Aras kılavuzluğunda hazırlandı.
TSKB (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası) Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, Entegre Raporlama Türkiye Ağı Başkanı Prof. Dr. Güler Aras ve Escarus-TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt ile bir araya geldik ve kendilerine şu soruları yönelttik: Entegre Raporu var olan raporlama yöntemlerinden ayrıştıran farklılıklar neler? Entegre raporlama iş dünyası için ne anlama geliyor? İş dünyası entegre raporlamaya hazır mı? Rapor hazırlamaya karar veren şirketler ne gibi çalışmalar gerçekleştirmeli?
Entegre Raporlama Türkiye Ağı Başkanı Prof. Dr. Güler Aras:
“HEDEFLERİNİZE NASIL ULAŞACAĞINIZI ANLATTIĞINIZ YAŞAYAN BİR RAPOR”
“Entregre Raporlama yapılan işin, stratejik olarak yapılmasını sağlayan bir araç. Doğru stratejilerle, kaynakları daha etkin kullanarak nasıl değer yaratabiliriz? sorusunun cevabı olarak görebiliriz entegre raporlamayı. Sistemin sağlıklı bir şekilde döngüsünü sağlayacak mekanizmanın oluşmasını sağlayan entegre raporlama, bir kurumun ‘iş modeli’, ‘stratejisi’, ‘hedefleri’ ışığında orta ve uzun vadeli yol haritası hakkında bilgi veriyor.
Bir kuruluşun stratejisi, yönetimi, performansı, gelecekten beklentileri ve kısa, orta ve uzun vadede nasıl değer yarattığının şeffaf, yalın ve öz bir iletişimi rolünü üstleniyor. Bütüncül bir bakış açısı getiren raporlama; finansal, üretilmiş, fikri, insan kaynakları, sosyal ve ilişkisel ve doğal sermaye kaynaklarını da kapsayarak, kurumun değer yaratma yetkinliğini yansıtıyor.
Entegre raporlamanın en önemli özelliği şeffaf, hesap verebilir olması; sorumlu ve sürdürülebilir yönetim modellerini desteklemesi. Şeffaf, nitelikli, paylaşımcı bir şekilde kurumun sadece bugünü hakkında değil, gelecekte hangi yöne gitmekte olduğuna dair de bilgi veren entegre rapor; müşteri, çalışan ve toplum için yaratılan değerlerin gözden geçirildiği ve kurumun iş modelinin entegre olarak sorgulandığı bir süreç yaratıyor.
Bugün en büyük sorunumuz ‘güven’. Özellikle sermaye piyasalarında yatırımcılar açısından çok büyük bir güven sorunu söz konusu.
Entegre raporlama sunulan bilgilerin niteliği ve şeffaf paylaşım ile bu güven ortamını yeniden inşa edecek; sistemin sağlıklı gelişmesine katkı sağlayacak; piyasaların derinliğini, gücü artıracak bir mekanizma. Entegre rapor faaliyet raporuna eklenmiş bir sürdürülebilirlik raporu veya tersi değil. Raporlamadan beklenilen en önemli fayda; sadece finansal sonuçları veya anahtar performans göstergelerini değil bir kurumun nasıl değer yarattığının anlatılması. Entegre raporlama, bu anlamda bir çeşit değer yaratma hikayesi. Amaç, ayrı iki elementi, bakırla çinkoyu biraraya getirerek daha kuvvetli bir alaşım, pirinç ele etmek. Finansal ve finansal olmayan bilgileri entegre ederek paydaşlarınıza değer yaratma sürecini aktaramıyorsaniz, bu entegre rapor değildir. Entegre rapor, bugünü gelecek perspektifi ile anlattığınız ve hedefl erinize nasıl ulaşacağınız hakkında bilgiler verdiğiniz yaşayan bir rapordur.”
TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel:
“İŞ MODELİNİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME FIRSATI SUNUYOR”
“Uluslararası kurumlarla yaptığımız işbirlikleri pek çok konuda olduğu gibi sürdürülebilirlik konusunda da bize büyük avantaj sağladı. Sürdürülebilirliği erken dönemde gündemimize alınca çok yol kat etme şansı bulduk.
2000’li yılların başında çıktığımız yolculuğumuzda, hem Türkiye’nin sürdürülebilir dönüşümü için finansman olanakları yarattık hem de sürdürülebilirliği tüm iş modellerimize entegre ederek iç çevresel etkilerimizi azalttık. Bugün kredi portföyümüzün yüzde 57’si sürdürülebilirlik yatırımlarından oluşuyor. Türk finans sektöründe sürdürülebilirlik raporlamasına ilk başlayan kurum biz olduk. 2009 yılından bu yana sürdürülebilirdik raporu yayınlıyoruz. 2016 yılı sonuçlarımızı ise yine bir ilke imza atarak entegre rapor olarak yayınlıyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı Yönetim Kurulu ve üst yönetimden üyelerin bulunduğu bir Komite ve Komiteye bağlı olarak görev yapan çalışma gruplarıyla yönetiyoruz. TSKB Sürdürülebilirlik Komitesi, bankanın tüm departmanlarından temsilcilerin yer aldığı oldukça aktif bir yapı. İlk entegre raporumuzu da Sürdürülebilirlik Komitesi koordinatörlüğünde bankamızın sürdürülebilirlik alanındaki iştiraki Escarus’un danışmanlığı ve Entegre raporlamanın Türkiye’deki en yetkin ismi Prof Dr Güler Aras’ın destekleri ile hayata geçirdik. Entegre raporlama sürecinde bankamızın üst yönetiminin ve tüm fonksiyonlarından temsilcilerin dahil olduğu çalıştaylarla değer yaratma modelimizi ortaya koyduk. Ayrıca hissedarlarımızı, çalışanlarımızı, müşterilerimizi, kaynak sağlayıcılarımızı, iştiraklerimizi ve tedarikçilerimizi içine alan geniş bir grupla paydaş analizi çalışması gerçekleştirerek önceliklerimizi belirledik. Raporda TSKB’nin stratejisini, iş modelini anlattık. Hazırlanması iki sene süren rapor, aslında bizim için tüm iş modelimizi gözden geçirmemizi sağlayan, gerek verimlilik gerekse kaynak kullanımında önemli iyileştirmeler sağladığımız bir süreç oldu. Bu bir ilk rapor, dolayısıyla belli noktalar gelişime açık olacak. Paydaşlarımızın beklentileri, önerileri bizim için çok önemli.”
Escarus-TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt:
“UZUN VADELİ STRATEJİ ANALİZİ SAĞLIYOR”
“Entegre Raporlama, bir niyetler beyanı değil; yapılandırılmış projelerin anlatıldığı bir uygulamalar planıdır. Amacı ise bir firmanın gelecekte nereye gitttiğini anlatmak. Bir kurumun orta-uzun vadeli stratejisini analiz etmesi için mükemmel bir araç olan entegre rapor, paydaş beklentilerinin kurum performansı üzerine olası etkilerini anlayabilmek ve buna göre stratejiyi yeniden yorumlamak açısından büyük önem taşıyor. Entegre raporlamaya geçiş, ciddi bir hazırlık ve yapılanma süreci gerektiriyor. Tüm çalışanları kapsayan, üst yönetimin destek vermesi gereken bir süreç; çünkü entegre rapor ısmarlama bir rapor değil. Şirketlerin iç ve paydaşlarıyla birlikte detaylı ve bütünleşik bir değerlendirme sürecine hazır olmalar gerekiyor. Rapor, aynı zamanda sadace pozitif değerlendirmelerden oluşmuyor. Objektif bir şekilde kurumun artı ve eksilerini görmesini sağlarken, sürekli bir iyileşme sürecini de beraberinde getiriyor. Bu süreçte iki itici güç var. Bunlardan birisi tedarik zinciri, son müşteriler; diğeri regülasyonlar. Tabi ki gönüllülük de önemli bir diğer itici güç olarak ön plana çıkıyor.
İnsan kaynağından, su ve enerji gibi doğal kaynaklara ve sahip olunan altyapıya kadar tüm sermayenin değerlendirilerek, temel risk faktörleri, temel performans verilerinin oluşturulması; ve bu verilerle topluma sağlanacak katkının; şirketin gitmek istediği yönün belirlenmesi gerekiyor. Her şirketin bir öyküsü var. Bu öykünün açılması gerekiyor. İş modelinin stratejik bir açıdan yorumlandığı ve geleceğe yönelik hedefl erin ve risklerin hem şirketi hem paydaşları nasıl etkilediğini betimleyen bir kurgunun aktarılması önem taşıyor. Escarus olarak Entegre Raporlama konusundaki birikimlerimizi, deneyimlerimizi iş dünyasına aktarmaya hazırız. Sürdürülebilirlik alanında çok kısa sürede başarılı uygulamalar gördük. Entegre raporlama konusunda da Türkiye’nin gücünü göstermemiz gerekiyor.”