Toprağın yüzde 0,7’sini korusak omurgalıların 3’te 1’ini kurtarırız

Nesli tehlike altında olan hayvanların acilen koruma altına alınması gerekiyor. Yeni bir çalışmaya göre dünya kara kütlesinin sadece yüzde 0,7’sine sahip çıkılması, tehdit altındaki dört ayaklı omurgalı türlerin 3’te 1’ini korumaya yetiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Gezegende yaşanan deği­şimler, çok sayıda türün de neslinin tehlike altına gir­mesine neden oluyor. Impe­rial College London araştır­macıları tarafından yapılan yeni bir çalışma ile dünya ka­ra kütlesinin yalnızca yüzde 0,7’sine yönelik koruma çalış­maları yapılmasının, tehdit altında olan ve benzeri bulun­mayan dört ayaklı omurgalı türlerinin 3’te 1’ini koruma­ya yardımcı olabileceği ortaya konuldu.

Nature Communications’da yayımlanan çalışmada, ola­ğanüstü biyolojik çeşitliliğe ve yüksek düzeyde evrimsel farklılığa sahip ve küresel çap­ta tehlike altında olan türle­re ev sahipliği yapan alanlara odaklanılarak, korumada bü­yük kazanımların mümkün olduğu bulundu.

Tehlike altındaki türler ara­sında Madagaskar'da bulunan bir lemur olan aye-aye, uzun bacaklı ve kartal gövdeli sekre­ter kuşu, domuz burnuna ben­zeyen mor kurbağa ve Hint alt kıtasında bulunan uzun bu­runlu ve kritik tehlike altın­daki bir timsah olan gharial gibi hayvanlar yer aldı. Top­lamda 3 bin farklı türün dağı­lımının detaylı bir şekilde ha­ritalandığı çalışmada belirle­nen alanların ise sadece yüzde 20'sinde tür koruma çalışma­ları yapıldığı belirtildi.

Acil endişe duyulan bölgeler var

Araştırmaya ilişkin değer­lendirmede bulunan Grant­ham Enstitüsü, Imperial Col­lege London'da doktora adayı olan baş yazar Sebastian Pi­pins, "Araştırmamız, dünya­nın acil endişe duyulan böl­gelerini vurguluyor. Dahası, Dünya'nın kara yüzeyinin sa­dece bir kısmını koruyarak, doğanın korunması için bü­yük kazanımlar elde edilebi­leceğini gösteriyor" dedi.

Fon sağlanması gerekiyor

Pipins, "Koruma çalışma­larında sadece tür çeşitliliği­ni değil, çeşitliliğin evrimsel tarihini de dikkate almak, ya­şam ağacının büyük ve ben­zersiz dallarının kaybolma­masını sağlamak açısından çok önemlidir. Bu bölgelerde bulunan biyolojik çeşitliliğin küresel önemi göz önüne alın­dığında, yüksek gelirli ülkeler hem insanlara hem de doğaya fayda sağlayabilecek sürdü­rülebilir kalkınmayı kolaylaş­tırmak için fon sağlamalıdır" önerisinde bulundu.

Yalnızca %20 korunuyor

Araştırmada, Evrimsel Olarak Farklı (ED) ve Küresel Olarak Tehlike Altında (GE) bölgelerindeki türlerin yalnızca yüzde 20'si koruma altında olduğu belirtildi. Ülkeler ise Biyolojik Çeşit-lilik Sözleşmesi'nin hedefi doğrultusunda 2030 yılına kadar kara ve denizin yüzde 30'unu korumayı hedefliyor. Mevcut koruma-nın yetersizliğine vurgu yapan çalışma yazarları EDGE Bölgelerinin korun-mayan kısımlarının öncelik-lendirilmesini talep ediyor.