Şimşek: Kamu bankaları yenilenebilir enerji konusunda öncü olmalı
Başbakan Yardımcısı Şimşek, yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerektiğini belirterek "Türkiye'nin 350 milyar liralık bir kaynağı yenilenebilir enerji ve diğer ilgili alanlara kanalize etmesi gerekiyor. Kamu bankalarının bu yönde öncü bir rol oynamasını bekliyoruz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "TÜSİAD İklim Toplantıları: Düşük Karbonlu Kalkınma Sürecinde Finansmanın Rolü" başlıklı etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, hükümet olarak yenilenebilir enerjiye gerek vergisel gerek teşvik açısından ciddi destek verdiklerini söyledi.
İklim değişikliğinin bir gerçek olduğunu, Ankara'da bu yıl neredeyse kış yaşamadan yaza geçildiğini ifade eden Şimşek, 1950 sonrasında çarpıcı küresel ısınma ile karşı karşıya olduklarını anlattı.
Günde 41 milyon ağaç kesildiğini, 100 binden fazla uçağın havada olduğunu, 1,2 milyon aracın her gün yollara çıktığını anlatan Şimşek, her gün 10,5 milyon ton kömür, 9,5 milyar metreküp doğal gaz, 95 milyon varil petrol tüketildiğini, gezegene 95 milyon metreküp sera gazı salındığını aktardı.
İnsan eliyle doğanın bozulduğuna dikkati çeken Şimşek, sorunun iyi anlaşılması ve fedakarlık yaparak gönüllü bir şekilde tedbir alınması gerektiğini vurguladı. Uzun vadeli ortalamalara göre şu anda ciddi ve kalıcı küresel ısınma yaşandığını dile getiren Şimşek, bilim insanlarının yüzde 98,5'inin bu konuda hemfikir olduğunu söyledi.
İklim değişikliğinin verdiği zararlara değinen Şimşek, "İklim değişikliği durdurulmazsa bunun sonuçları son derece ağır olacak." dedi.
İklim değişikliğiyle mücadelede enerjinin en kritik sektör olduğunu, ulaştırmanın da büyük önem arz ettiğini vurgulayan Şimşek, kişi başına düşen emisyon oranlarının gelişmiş ülkelerde daha yoğun olduğunu, Rusya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde de bu yoğunluğun görüldüğünü söyledi.
"Küresel ısınma 33 trilyon dolarlık maliyet getirebilir"
Mehmet Şimşek, iklim değişikliğine karşı gezegenin artık kendi kendini dengeleyemediğini, karbon salınımına karşı insanların ilave çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliği, karbon salınımı gibi konuların büyük risk barındırdığına işaret eden Şimşek, UNDP'nin bir çalışmasına göre, düşük dozda küresel ısınma yaşanması halinde 21 trilyon dolarlık bir ekonomik maliyetle karşı karşıya kalınacağını, daha yüksek bir senaryoda bu rakamın 33 trilyon dolara çıkabileceğini söyledi.
Şimşek, "Gerçekten ekonomik maliyetleri çok yüksek olduğu için bugünden şirketlerimizin ve devletin politikalar geliştirerek yatırımları o çerçevede şekillendirerek bunu engellemesi gerekiyor." dedi.
Enerji verimliliğini artırmaları gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Yenilenebilir enerjiye daha çok teşvik verilmesi gerekiyor. Ülkemiz bu noktada hakikaten doğru yolda. Gerek güneş olsun gerek rüzgar ve jeotermal, bütün bu alanlarda ciddi teşvik var. Bunun daha da güçlendirilerek devam ettirilmesi gerekiyor. Çevre dostu ürünlere daha çok teşvik vermek ve onları desteklemek lazım." ifadelerini kullandı.
Çevre dostu teknolojiler, yatırımlar ve enerjinin finansmanında yeni bir döneme girildiğini, doğru fiyatlama ve vergi politikasıyla buraya doğru gidilebileceğini belirten Şimşek, özel sektör ile kamunun bu konuda iş birliğinin önemine dikkati çekti. Şimşek, Paris İklim Anlaşması'na uyumun önemine işaret etti.
Şimşek, yenilenebilir enerjinin toplam enerji tüketimindeki payının her geçen gün arttığını, bu sürece teknolojinin de katkı sunduğunu kaydetti.
"Elektrikli araçların satışı 2040'ta diğer tüm araçları geçmiş olacak"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, güneş panellerinin maliyetlerinin hızlı bir şekilde düştüğünü, kapasitenin arttığını belirterek, Türkiye'nin de bu alanda hızlı adımlar attığını, çatılara güneş panellerinin kurulmasının kolaylaştırıldığını, bu konuda yapılması gereken ne varsa yapacaklarını anlattı.
Elektrikli araçların 2040'tan önce geleneksel enerjiyi kullanan araçların önüne geçeceğini dile getiren Şimşek, 2040 yılında elektrikli araçların satışının diğer bütün araçları geçmiş olacağını vurguladı.
Şimşek, Türkiye'nin kalkınma planında iklim değişikliğine ilişkin bir strateji ve eylem planı olduğunu belirterek, hemen hemen bütün konularda Türkiye'nin bu alanda bir hassasiyete sahip olduğunu, gelecek dönemde uygulamada da bunu güçlü bir şekilde devam ettireceklerini söyledi.
Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı hazırlıkta 191 ülke arasında 66. sırada olduğunu bildiren Şimşek, hazırlık seviyelerini daha da güçlendirmeleri ve ilk 20'yi hedeflemeleri gerektiğini kaydetti.
Şimşek, enerji verimliliğini artırmak için çaba içinde olduklarını ifade ederek, orman alanlarını da genişlettiklerini, yenilenebilir enerjide Türkiye'nin çok ciddi destek verdiğini söyledi.
"Son 2 yılda yenilenebilir enerjide ciddi adımlar atıldı"
Mehmet Şimşek, "Yenilenebilir enerjinin payı artıyor. 2005'te yüzde 24,5 idi. Yüzde 32'ye çıkmış durumda 2015 itibarıyla... Şu anda güçlü bir şekilde yatırımlarımızın hemen hemen neredeyse tamamı yerli ve yenilenebilir..." diye konuştu.
Tartışmalarda kömür konusunun ön plana çıktığını belirten Şimşek, en son teknolojiyi kullanıp çevreye zararı minimize edecek bir yaklaşım içerisinde olmanın önemine işaret etti.
Şimşek, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide hidroelektriğin yüzde 100 olan payının geçen süreçte yüzde 80'e düştüğünü, yüzde 20'nin ise güneş, rüzgar, jeotermal gibi kalemlerden oluştuğunu aktardı. Bu rakamların 2015'e ait olduğunu dile getiren Şimşek, son 2 yılda ciddi gelişmeler yaşandığını, güneş ve rüzgarda önemli adımlar atıldığını, bunların devreye girmesiyle yenilenebilir enerjinin toplam enerjideki payının artacağını, toplam yenilenebilir enerjinin içindeki hidroelektriğin payının düşmüş olacağını anlattı.
"Yapılan yatırımların 2 katı geri dönüş söz konusu"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, iklim değişikliğiyle mücadele için dünyada da, Türkiye'de de kaynak bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Dünya ekonomisi 75 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahipse, 2 derecenin altında bir küresel ısınma yatırımı yıllık 1 trilyon dolar... Gördüğünüz gibi çok bir şey değil... Bütün sürdürülebilir kalkınmayı, büyümeyi, gelişmeyi sağlayacak yatırımlar da 5 ila 7 trilyon dolar... Aslında o bile gördüğünüz gibi küresel milli gelire oranla çok büyük rakamlar değil. Dolayısıyla kaynak var. Küresel ekonominin büyüklüğü bunu kaldırabilir."
İklim değişikliğini durdurmaya yönelik yatırımların finansmanına ilişkin tahvil ihracında ciddi artışlar olduğuna işaret eden Şimşek, "Bu konuda çaba gösterenlerin ödüllendirildiği bir piyasa da oluşturuluyor ve hükümet teşvikleri artıyor." dedi.
Şimşek, bu alanda yapılan yatırımların neredeyse 2 katı kadar geri dönüşün söz konusu olacağını belirterek, "Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre genel anlamda küresel altyapı yatırımlarının 2050 yılına kadar 120 trilyon dolar olması öngörülüyor. Aslında biz 44 trilyon dolar ilave harcarsak ve bu yatırımları küresel ısınmayı, iklim değişikliğini durduracak nitelikte yatırımlarla yaparsak uzun vadede 74 trilyon dolarlık bir getiri söz konusu olacak." şeklinde konuştu.
"Kamu bankalarının öncü bir rol oynamasını bekliyoruz"
Mehmet Şimşek, çevre dostu yatırımları finanse etmek üzere tahvil ihraçlarının teşvik edilmesi ve artırılmasının çok kritik olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de de bu farkındalık var. Bizim bankalarımızın bir kısmı bir araya gelerek bu yönde bir sözleşmeye imza attı. Bugün de hatırlattılar bana, kamu bankaları hala katılmamış. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum; bu hepimizin menfaatine... Kamu bankalarının bırakın katılmamayı, bu yönde öncü bir rol oynamasını bekliyoruz."
Şimşek, vergi, teşvik ve kredi politikalarının bu çerçevede şekillendirildiğinde bu teknolojilere yatırımın getirisinin artırılacağını belirterek, "Getirisi yüksek olan alanlara da piyasaların yönelmesi kadar doğal bir şey olamaz. Yeterince kaynak da var." dedi.
Türkiye'nin 350 milyar liralık bir kaynağı yenilenebilir enerji ve diğer ilgili alanlara kanalize etmesi gerektiğini belirten Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnanıyorum ki bu gerçekleşir. Aslında bu yönde öncü olan adımlar da var. TSKB, ilk tahvil ihracını bu çerçevede yaptı. Borsa İstanbul, sürdürülebilir endeksini geliştirdi. BDDK, raporlama noktasında bir çerçeve çizdi. Elazığ Şehir Hastanesi'nin finansmanı tam da bu çerçeveye uyuyor. Dünyada da örnek olarak görülmeye başlandı."