Orman kayıpları Paris Anlaşması’nı imkansız kılabilir

Dünya, yangınlar ve insan faaliyetleri nedeniyle karbon yutak alanları olan ormanlarını kaybediyor. Yeni bir çalışmaya göre artan ormansızlaşma, Paris Anlaşması hedeflerini imkansız hale getirirken, maliyeti de artıracak. Tahminlere göre ormansızlaşmanın yıllık zararı 5 trilyon dolara kadar çıkabilir.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Orman kayıpları Paris Anlaşması’nı imkansız kılabilir

Başak Nur GÖKÇAM

Gezegenimizin akciğer­leri olarak büyük öne­me sahip olan orman­ların varlığını korumak gele­cek için hayati öneme sahip. Neden mi? Yapılan hesapla­malara göre sadece bir ağa­cın yılda emdiği karbondiok­sit miktarı 25 kilograma denk.

Bu sayı, ağacın türüne göre 40 kilograma kadar çıkabiliyor. Ayrıca geçmişten bugüne bo­zulmamış ormanların yılda emdiği karbondioksit mikta­rı ise toplamda 7.8 milyar ton. Bu miktarın, tüm insan emis­yonlarının yaklaşık beşte biri kadar olduğu belirtiliyor. Fa­kat karbon depolarımız yani ormanlarımız bir taraftan ik­lim değişikliği ile diğer taraf­tan ise insan faaliyetleri nede­niyle artık daha fazla yok olma riski ile mücadele ediyor.

Hedeflerin maliyetleri artacak

2024 yılı verilerine göre at­mosferdeki karbondioksit miktarı 427 ppm’e ulaştı. Bu miktar, bilim insanı Svan­te Arrhenius’un, 1896 yılında karbondioksit miktarının 560 ppm’e çıkması durumunda dünyanın 5 derece ısınacağı uyarısını yapmış olması dik­kate alındığında, günümüzde­ki karbondioksit miktarının dünyanın 5 derece ısınması­nın eşiğinde olduğunu kanıt­lar nitelikte.

Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü (PIK) tarafından yapılan ve Nature Communications der­gisinde yayınlanan yeni bir ça­lışmaya göre ormanların kar­bondioksit emme yeteneğinin potansiyel olarak azalması, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmayı önemli ölçüde zor­laştıracak hatta imkansız ha­le getirebilir. Diğer yandan bu durumun sürdürülebilirlik hedeflerini çok daha maliyet­li hale getirmesi öngörülüyor.

“Ormanların genişleme stratejisi bir kumar”

Araştırmaya ilişkin konu­şan çalışmanın baş yazarı ve PIK konuk bilim insanı Mic­hael Windisch, “Eylemi gecik­tirmek orantısız şekilde daha yüksek maliyetlere yol açıyor. Şu anda iklim stratejilerimiz ormanların sadece bozulma­dan kalmasına değil, hatta ge­nişlemesine de bahse giriyor. Ancak, Kaliforniya’daki gi­bi artan orman yangınları ve Amazon’daki devam eden or­mansızlaşma ile bu bir kumar. İklim değişikliğinin kendisi ormanların muazzam karbon depolarını riske atıyor” dedi.

Çalışmada, emisyonla­rı azaltmak ve ormanları ko­rumak ve izlemek için eylemi ertelemenin iklim hedefleri­ni tehlikeye atabileceği belir­tildi. Ormanlarda depolanan karbonu korumak için hemen harekete geçilmesi gerekti­ğinin altını çizen Windisch, “Aksi takdirde, enerji, endüst­ri ve ulaşım gibi temel emis­yon sektörlerinde daha dik emisyon kesintileri yoluyla potansiyel orman karbon ka­yıplarını telafi etmek giderek daha pahalı ve muhtemelen ulaşılamaz hale gelecektir” diye konuştu.

İnsan faaliyetlerinin etkisi incelendi

Öte yandan çalışma, or­manların karbon depola­ma kapasitesinin azalması­na rağmen iklim hedeflerine nasıl ulaşılabileceğini analiz etti. Yazarlar, doğal bozulma­ların ve ormanlar üzerindeki insan etkilerinin iklim azalt­ma hedeflerine ulaşmanın fi­zibilitesini nasıl etkilediği­ni değerlendirmek için RE­MIND-MAgPIE’yi (entegre küresel arazi ve su kullanım modellemesi ve enerji eko­nomisi modelleme sistemi) küresel bitki örtüsü modeli LPJmL ile birlikte kullandılar. Araştırma ekibi, öngörülü bir politika yanıtını çeşitli gecik­meli ve miyop yaklaşımlarla karşılaştırdı.

Beş yıllık gecikme bile maliyeti ikiye katlar

Değerlendirilen rahatsız­lık oranına bakılmaksızın, ça­lışma eylemsizliğin bedelinin ne kadar ağır olabileceğini or­taya koydu. Yazarlar, orman karbon kaybına yanıt verme­de beş yıllık bir gecikme­nin bile, kaybedilen karbonu telafi etmek için alı­nan önlem­lerin hem sıkılığında hem de genel maliyetinde yaklaşık iki kat artışa yol açacağı orta­ya konuldu.

Buna örnek olarak enerji sektöründeki emisyon kesintilerinin önemli ölçüde artırılması gerekebileceği ve negatif emisyon kapasitesinin neredeyse iki katına çıkarıl­masıyla desteklenmek zorun­da kalınacağı ve sonuç olarak, bu ekstra çabaların genel ma­liyetleri artırarak, hemen ha­rekete geçilmesi durumunda­kinin yaklaşık iki katı olan GS­YİH gerilemelerine yol açtığı ifade edildi.

Daha güçlü orman koruma karbonsuzlaşma ihtiyacını hızlandırır

Ormanların sonsuz bir kaynak olmadığı konusuna dikkat çeken PIK bilim insanı ve çalışma yazarı Florian Humpenöder, “Ormanlar sonsuz bir kaynak değildir, ancak karbon emicilerindeki azalmaları erken tespit etmek için dikkatli bir izlemeye ihtiyaç duyarlar. Ayrıca daha güçlü orman koruma ve daha hızlı karbonsuzlaştırma ihtiyacını vurguluyor. Ormanlar beklenenden daha az karbondioksit emebilir. Bu da gerçekçi orman karbon projeksiyonlarını gerekli kılar” dedi.

Arazi uygulamalarının teşviki önemli

Kritik ısınma eşiklerinin altında kalmanın, ormanların bozulmadan kalmasını ummaktan daha fazlasını gerektirdiğini söyleyen PIK Arazi Kullanım Geçişi laboratuvar başkanı ve çalışmanın yazarı Alexander Popp, “Ormanları korumanın yanı sıra, sürdürülebilir arazi kullanım uygulamalarını teşvik etmek de sadece biyolojik çeşitliliği korumak için değil, aynı zamanda sert ekonomik sonuçlardan kaçınmak ve iklim geleceğimizi güvence altına almak için de önemlidir” yorumunu yaptı.

Ormansızlaşma hafife alınıyor

Çalışmada ayrıca mevcut modellerin gelecekteki orman karbon depolaması konusunda aşırı iyimser olabileceği, çünkü bozulmaları görmezden gelindiği, karbondioksit gübrelemesinin aşırı değerlendirildiği ve ormansızlaşmanın hafife alındığı vurgulandı. Uzmanlar, iklim etkilerini azaltmak, karbon stoklarını korumak ve artan maliyetleri önlemek için bilim insanları derhal harekete geçilmesini önerdi.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL