Kendi atığımızı toprağa gömüp atık ithal ediyoruz
TÜİK verilerine göre Türkiye, atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde işlenen 133,2 milyon ton atığın, 81,4 milyon tonunu ya toprağa gömüyor ya da yakarak bertaraf ediyor.
Başak Nur GÖKÇAM
2 bin 866 geri dönüşüm tesisinde 48,5 milyon ton atığın geri dönüştüğünü belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Tahminlerimize göre 25-26 milyon ton atık ithal ediliyor. Bizim kapasitemiz çok yüksek, ithalata ihtiyacımız yok” dedi.
Ham madde olarak değerlendirilen atığın geri kazanımını ifade eden döngüsel ekonomi, kaynak kullanımının en aza indirgenmesi açısından büyük önem taşıyor. Sera gazındaki düşüşe olan etkisi, çevre kirliliğinin azalması ve enerji verimliliği gibi birçok açıdan gezegene fayda sağlayan geri dönüşümün ve yeniden kullanımın, ayrıca ülke ekonomisine de getirisi göz ardı edilemeyecek boyuta ulaşmış durumda. Fakat Türkiye’nin söz konusu ekonomiden ne kadar doğru bir şekilde fayda sağladığı tartışılır durumda.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Atık İstatistikleri Raporu’nun 2022 yılı verilerine göre atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde ithal atıklar da dahil olmak üzere 133,2 milyon ton atık işlendi. Atık Bertaraf ve Geri Kazanım Tesisleri Anketi kapsamında nihai atık bertaraf ve geri kazanım verilerini elde etmek amaçlandığından atık toplama, ayrıştırma, ara depolama gibi ön-işlem tesislerinin kapsam dışı tutulduğu; verilerin ithal atıkları da kapsadığı ifade edildi.
25 milyon tondan fazla atık ithal ediliyor
Rapora göre işlenen 133,2 milyon ton atığın 81,4 milyon tonunun gömülerek veya yakılarak bertaraf edildiği; 51,7 milyon tonunun ise geri kazanıldığı bilgisinin yer aldığını belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “51,7 milyon tonun 3,2 milyon tonunun yakma tesislerinde yakılarak enerji geri kazanımı gerçekleştirildiği; 120 bin tonunun kompost olarak geri kazanıldığı; 48,5 milyon tonunun da metal, plastik, kâğıt, mineral, vb. olarak geri dönüştürüldüğü kaydediliyor. Bu 48,5 milyon tonun geri dönüştürüldüğü tesis sayısı 2 bin 866.
Türkiye’de yaklaşık 50 milyon ton geri kazanılabilir tehlikesiz atık, imalat sanayi, OSB’ler ve hane halkından toplanmakta; hane halkından belediyeler vasıtasıyla toplanan yaklaşık 26 milyon ton tehlikesiz değerlendirilebilir atık düzenli depolama tesislerinde bertaraf ediliyor. Türkiye’deki bu tesislerde geri dönüştürülen atıkların, en iyi olasılıkla, yarıya yakını Türkiye’deki imalat sanayinden temin edilirken, yarıdan fazlasının yani yaklaşık 25-26 milyon tonunun ithal edildiği düşünülebilir.
Geri dönüştürülen atıkların önemli bir kısmının da ihraç edildiği tahmin edilmektedir. Türkiye’nin mevcut kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizin atık ithalatına ihtiyacı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz” dedi.
Atık ayrıştırmayı bilmiyoruz
Söz konusu durumun altında yatan nedenin kendi atıklarımızı ayrı toplayıp değerlendirememe sorunu olduğuna dikkat çeken Mete İmer, “Atık ithalatında yaşanacak daralma, bu nedenle, geri dönüşüm kapasitesini atıl hale getirebilir. 2023 ve 2024 yıllarının da benzer şekilde geçeceğini düşünüyor; özellikle hane halkından tüketim sonrası ortaya çıkan kendi atıklarımızı kaynağında ayrı toplayarak değerlendirecek önlemleri bir an önce almak gerektiği hususunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” ifadelerinde bulundu. İthalatın büyük çoğunluğunun Avrupa Birliği ülkelerinden olduğunu belirten İmer, “Kapasitemizin yarısını yurtdışından ithal ettiğimiz atıkları değerlendirmede harcıyoruz ve büyük ölçüde ithal ettiğimiz hurdaları değerlendiriyoruz. Hurda ithalatının yüzde 90’ını hurda demir oluşturuyor.
Bizim tarafımızdan bakıldığında 18,7 milyon tonluk hurda metalin 10 milyon tonunun AB’den ithal ettiğimizi söyleyebiliriz. Yani 17 milyon tonluk atığın, 10 milyon tonu hurda metaldan oluşuyor. Bu veriler ışığında en fazla ithal ettiğimiz atık sırası 10 milyon tonla metal, 1,162 milyon ton ile kâğıt ve 622 bin ton ile plastik şeklinde ilerliyor. Bizim bir şekilde bu atıkları ayrı toplanmasını sağlamamız gerekiyor. Çünkü tesislerimiz var olsa da bu düzen sürdürülebilir değil. Ayrı toplamaya teşvik şart” diye konuştu.
Şartlara uyulmazsa, sevkiyat duracak
Atık ithalatına kısıtlama getirilmesi kapsamında AB Atık Sevkiyatı Tüzüğü’nün yayınlandığı bilgisini veren Mete İmer, “Tüzük, 20 Mayıs 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. Atık ihracatına ilişkin olmayan hükümler 20 Mayıs 2026 tarihinde plastik atık ihracat kısıtlamalarına ilişkin hükümler 21 Kasım 2026 tarihinde yürürlüğe girecek. Plastik harici diğer atık türleri ihracatına ilişkin diğer hükümler de 21 Mayıs 2027 tarihinde yürürlüğe girecek. Yani AB, kademe kademe birtakım şartlar getiriyor. Atık ihracatçılarına, AB’den ihraç edenlere ‘belirlediğimiz şartlara uyarak atık ihraç etmek durumundasınız’ deniliyor. Şartlara uyum sağlanmaması durumunda ise atık sevkiyatının duracağı belirtiliyor” dedi.
Yakında Avrupa da atığını satmayacak
Avrupa ülkelerindeki plastikçilerin Türkiye’ye yapılan ithalat nedeniyle çok zor durumda olduğunu belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Başlangıçta OECD dışındaki ülkelere atık ithalatı yasaklanmıştı ama şimdi OECD ülkelerine de sınırlama gelecek ve denetlemeler yapılacak. Özellikle Türkiye o kadar çok atık ithalatı yapıyor ki, Avrupa’da geri dönüşüm için mal satışı yapılamıyor. EUROSTAT verilerine göre AB’nin 2022’de Türkiye’ye atık ithalatı 12,4 milyon ton gerçekleşmiş. Türkiye’den sonra en fazla atık ithalatı yapan ülke ise 3,5 milyon ton ile Hindistan. Arada 4 katlık bir fark var” hatırlatmasında bulundu.