Düşük karbonlu ekonomi iş dünyasına avantaj getiriyor
SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Karaosmanoğlu, Düşük karbon ekonomisine geçişin iş dünyası için bir avantaj olduğunu belirtti.
Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, TBMM'nin, iklim değişikliğine ilişkin Kyoto Protokolü'ndeki değişiklikleri 8 Mart'ta onayladığını belirterek, "Düşük karbon ekonomisine geçiş iş dünyamız için bir avantaj ve önemli bir fırsat. İş dünyamız hazırlıklı olmalı" dedi.
26 Nisan'da düzenlenecek IV. İstanbul Karbon Zirvesi öncesi Türkiye'nin, Kyoto Protokolü'ndeki değişikliklerin onaylayarak protokoldeki konumunu netleştirdiğini bildiren Karaosmanoğlu; gelecek dönemde iş dünyası için temiz enerji teknoloji kullanımının daha fazla önem kazanacağını ve böylece düşük karbon ekonomisi sistemine geçişin kolaylaşacağını da ifade etti.
Karaosmanoğlu, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ndeki son değişiklikle birlikte, başta Yeşil İklim Fonu olmak üzere çeşitli iklim fon ve teknoloji desteklerinden yararlanabileceğini söyledi.
Sera gazını 2030'a kadar yüzde 21 azaltma hedefi
Ülkedeki tüm sektörlerin 2030'a kadar sera gazı salınımlarını yüzde 21 azaltma hedefi kapsamında hareket etmesi gerektiğini belirten Karaosmanoğlu, "Düşük karbon ekonomisine geçiş iş dünyamız için bir avantaj ve önemli bir fırsat. İş dünyamız hazırlıklı olmalı. İklim değişikliği finansmanı için seçenekler sanayicimizi bekliyor" diye konuştu.
AB, Emisyon Ticaret Sistemi'ne önem veriyor
Karaosmanoğlu, yeni düzenlemelerin AB tarafından da onaylandığını hatırlatarak, 2013-2020 dönemi içinde şirketlerin karbon yönetimlerine yönelik büyük ilerleme kaydedeceklerini belirtti. AB'nin, bu kapsamda birlik ülkeleri içinde uyguladığı Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) uygulamasıyla sektörde önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Karaosmanoğlu, şunları kaydetti:
"ETS, dünyadaki ilk ve büyük uluslararası emisyon ticaret sistemi. AB'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinin temel gücü bu sisteme dayanıyor. AB ülkeleri 2021-2030 döneminde karbon salımının azaltılmasını öngören bu uygulamayı onayladı. AB'nin 28 üyesinin 19'unun onayladığı bu reforma doğal olarak karşı çıkanlar da oldu. AB'deki gelişmeleri izleyip, göreceğiz."