Çanlar en kötümser senaryo için çalıyor

Dünya, tarihin en sıcak yılını geride bıraktı. İklim değişikliği senaryolarında hedefler şaştı. Gezegen sıcaklığı sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1.55 derece üzerinde kaydedildi. Bilim insanları “Bütün öngörüler geride kaldı” uyarısı yaparken, en kötümser iklim değişikliği senaryosuna doğru ilerlendiği belirtildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2024 senesi hem küre­sel olarak hem de Tür­kiye için kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Dünya Me­teoroloji Örgütü, 2015-2024 döneminin ‘en sıcak 10 yıl’ ol­duğunu açıkladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise 2024’ün Türkiye için de ‘en sıcak yıl’ olduğunu duyurdu.

Küresel sıcaklıklar ilk defa sanayi ön­cesi ortalamanın yaklaşık 1,55 derece üzerinde kaydedildi. Küresel sıcaklıkları artıran El Niño etkisi 2023 yılı ortasın­da başladığında, iklim bilim­ciler bunun rekor sıcaklıklar anlamına geleceğini tahmin ediyordu. Ancak 2024 yılında kaydedilen sıcaklıklar, bütün öngörüleri geride bıraktı.

Türkiye’nin iklim değişik­likliğinden daha fazla etki­lendiği bilinen Akdeniz Böl­gesi’nde yer aldığına dikkat çeken İTÜ Uçak ve Uzay Bi­limleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol, “En kötümser iklim değişikliği senaryosu­na doğru ilerliyor olabiliriz. Bu sene Akdeniz Bölgesi’n­de sıcaklıklar, normallerin üç derece üzerindeydi. Bu çok yüksek bir fark. Örneğin son buzul devrindeki küresel sı­caklık ortalaması 1850’lere kıyasla üç derece düşüktü. Özellikle batı bölgeleri bü­yük risk altında. Hem iklimsel hem de meteorolojik olarak gerekli hazırlıkların yapılma­sı şart” dedi.

Detaylı hazırlık gerekiyor

“La Niña etkisi bitip El Niño etkisi başladığında, yani doğal değişkenlikle Pasifik’teki de­niz suyu sıcaklıkları artarak ciddi seviyelere ulaştığında, bunun küresel olarak sıcak­lıkları artıracağını ve rekor sı­caklıklar anlamına geleceğini biliyorduk,’’ diyen Önol, buna rağmen karşıya kalınan tab­lonun tüm öngörüleri aştığı­nı vurguladı.

Dünyanın dört bir yanın­daki bilim insanlarının, neler olup bittiğini anlamaya çalış­tığını aktaran Önol, “En kö­tümser iklim değişikliği se­naryosunun da en üst sınırı­na yakın bir gelecekle karşı karşıya olabiliriz. Sıcak ha­va dalgaları veya aşırı yağış­lar gibi ekstrem hava olayları­nı engelleme şansımız yok. Bu etkileri nasıl daha az zararla atlatabileceği­mize dair çalışmalar yapmamız lazım. Yapılması gereken hazırlıklar; aşı­rı yağışlar, aşı­rı sıcaklık, uzun dönemli kurak­lık gibi aşırı ha­va olaylarına çok daha detaylı bir şekilde hazırlan­mayı da içeriyor” diye konuş­tu

Deniz suyu kış mevsiminde bile çok sıcak

Atlantik Okyanusu’nda, Ja­ponya’nın kuzeydoğusun­da deniz suyu sıcaklıkları­nın, normallerin 4-5 derece üzerinde olduğunu belirten Önol, “Bu değerler, özellik­le kış mevsiminde, oldukça anormal. Türkiye’de aynı hat üzerinde Akdeniz ve Karade­niz var; her ikisi de normallerin üzerinde sıcak. Pasifik Okya­nusu’na devam edecek olursak, orası da daha sıcak. Dolayısıy­la bütün deniz suyu sıcaklıkla­rında ciddi bir artış var ve bu tabii ki küresel sıcaklık ortala­malarını da artırıyor” dedi.

Deniz ısındıkça şiddetli hava olayları artıyor

Deniz suyu sıcaklıkların­daki artışın şiddetli hava olaylarını da etkilediğini söy­leyen İTÜ Uçak ve Uzay Bi­limleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol, “Sıcaklıkların artmasıyla birlikte atmos­ferdeki nem de yükseliyor. Daha fazla nem, daha fazla aşırı yağış anlamına geliyor.

İspanya’daki gibi dünyanın çeşitli yerlerinde seller yaşa­nıyor. Deniz suyu sıcaklıkları oldukça önemli çünkü deniz suyu, ani ısınıp ani soğu­maz. Yavaş soğur ve yavaş ısınır. Dolayısıyla deniz suyu­nun şu an hala sıcak olması, bu yüksek sıcaklıkları yaşa­maya devam edeceğimiz an­lamına geliyor” değerlendir­mesinde bulundu.

Hem iklimsel hem meteorolojik hazırlıklar yapılmalı

“Geçtiğimiz sene temmuz ayında ciddi bir sıcak hava dalgasının etkisine gireceği­mize dair sosyal medyada ön­ceden bir uyarıda bulunmuş­tum” diyen İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol şöyle devam etti: “İklim sıcak hava dalgası sırasında, İzmir’de Covid’den beri en çok ölüm yaşanan gün gerçekleşti. Bu duru­mun sıcak hava dalgasıyla ilgili olduğu çok açık. Kısa­cası yalnızca iklimsel olarak değil, meteorolojik olarak da hazırlıklarımızı yapmıyoruz. Aşırı yağış, aşırı sıcaklık, uzun dönem kuraklık gibi aşırı hava olaylarının, her sektör için çok daha güvenli ve ayrıntılı şekilde yapılması gerekiyor.’’