İşte Suudi Arabistan’ın transfer çılgınlığının ardındaki 3 neden
Suudi Pro Lig (SPL) takımları yaz transfer sezonunda 1 milyar dolara yakın para harcadı. Bazıları, “Sonları Çin Ligi gibi olur. Para var, saçıyorlar” dedi. Ancak spor ekonomistlerine göre bu, planlı programlı bir “tek taşla çok kuş vurma” hareketi… Hedef, ekonomiyi petrol bağımlılığından kurtarmak, genç nüfusu futbola yönlendirmek, dünya sporunda söz sahibi olmak vb.
Emre ERGÜL
1-EKONOMİK
Geçtiğimiz ocak ayında Cristiano Ronaldo, Suudi Pro Ligi’ne (SPL) transfer olduğunda, birçok kişi “Portekizli yıldız nerelere düştü” diye yorumladı. O transfer, yaz transfer sezonunda yaşanacakların sinyaliydi.
SPL takımları yazın 1 milyar dolara yakın para harcadı ve İngiliz Premier Lig, İspanyol La Liga, İtalyan Seri A, Alman Bundesliga ve Fransız Lig 1 başta olmak üzere Avrupa’dan 94 futbolcuyu Suudi Arabistan’a topladı. Bunun ardında haziran başında hayata geçirilen bir ekonomi planı yatıyor.
776.6 milyar dolarlık varlıkla dünyanın en büyük 6’ncı varlık fonu olan Suudi Varlık Fonu PIF, 7 Haziran’da 4 Suudi kulübü satın aldı, bu kulüplerin değerini 4 katına çıkardı. SPL’nin en pahalı 21 transferi, bu 4 takımda oynuyor. O kulüplerden biri Al Hilal... Tek başına 378 milyon dolarlık transfer yaparak, PSG ve Arsenal’i solladı. (PIF, Premier Lig takımlarından Newcastle’ın da sahibi.) Ekonomik hareketin ilk nedeni ise ülkeye dış yatırım çekmek…
"İtibar, yabancı yatırımı çekmek açısından önemlidir” diyen “Ortadoğu Futbolunun Çalkantılı Dünyası” adlı blogun yazarı James Dorsey, sözü Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a getiriyor: “Bin Selman önemli bir mali güce sahip olduğu kadar, çeşitlendirmesini gerçekleştirmek için yabancı yatırıma da ihtiyaç duyuyor.”
Suudi Arabistan dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı ve gelirinin 3’te 2’si hâlâ fosil yakıt satışından geliyor. Ancak ülke, petrol fiyatlarının Körfez devletinin bütçesini dengelemek için ihtiyaç duyduğu seviyenin altına düşmesi nedeniyle, yurt dışından yatırım getirmeye de odaklandı. Spor ekonomisti Simon Chadwick’e göre krallığın ekonomisini çeşitlendirmesi için 20 yılı var.
“Futbolun Bedeli” podcast’in sahibi Kyrian Maguire da “Bin Selman'ın 2030'u sabırsızlıkla bekleyen büyük vizyonunun bir parçası olarak, turizm ve eğlenceyi de içeren yakıt sonrası bir ekonomiye bakmak için Suudi Arabistan'ı doğal kaynaklara daha az bağımlı hale getirme arzusu var. Eğer Suudi Arabistan büyük spor etkinlikleri için bir merkez haline gelebilirse, o zaman bu ülkeye ilgi çekmenin bir yolu olur.”
2-SOSYOLOJİK
Pek bilinmez ancak futbol, Suudi Arabistan’da bir tutku… 2022 Dünya Kupası’nda Suudi Arabistan’ın Arjantin’I yendiği gün, Kral Selman bin Abdülaziz Al Saud’un ülkesinde 1 günlük resmi bayram ilan ettiğini hatırlatarak başlayalım...
Suudi derbilerinde statlar full çekiyor. Spor ekonomisti Simon Chadwick, “Al-İttihad’la Al-Hilal oynadığında, Chelsea-Arsenal ya da Manchester United-Manchester City derbileri gibi, 40, 50, 60 bin kişi izliyor” diyor. Ülke nüfusu 32.2 milyon… Bunun yüzde 42’si yabancı. Suudilerin yüzde 51’I de 30 yaşın altında. Halkın yüzde 80’i futbol oynuyor ya da izliyor.
Chadwick’e göre, Riyad yönetiminin en büyük endişesi, halkın radikalleşmesi ya da Arap Baharı gibi gösterilere yönelmesi… İşte bu noktada da bir ilaç bulunuyor: FUTBOL! Chadwick’e göre, “Şu anda Suudi Arabistan'da yeni bir toplumsal sözleşme ortaya çıktı. Ve sosyal sözleşme, esasen Z kuşağının ihtiyaçlarını karşılamak için…" Krallık’ın halka yaptığı da “Al sana Ronaldo. Al sana Dünya Kupası.
Sen yeter ki sorgulama” durumu… “Futbolun Bedeli” podcast’in sahibi Kyrian Maguire da aynı fikirde: “Futbola yatırım yapmak, Suudi yetkililer tarafından yürütülen çok daha geniş bir sosyo-ekonomik planın parçası.” Ülkede suç oranı ve cezalar da ciddi anlamda yükselmiş durumda. Chadwick, Riyad yönetimini sosyal medyada eleştirdiği için tutuklananların sayısı çok arttı” derken; Uluslararası Af Örgütü de “2022-2023’te kriminal suçlardan tutuklananların sayısında rekor yaiandı. 2022’de 196 kişi asıldı. Bu son 30 yılın en yüksek rakamı” açıklamasını yaptı.
3-SPORTİF GÜÇ
Suudi Arabistan’ın futbol tutkusu, Newcastle’ın satın alınması ya da SPL’ye yatırımla sınırlı değil. 2023 FIFA Kulüpler Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Suudiler, 2027 AFC Asya Kupası için de başvuruda bulundu. 2030 Dünya Kupası’nı da Yunanistan ve Mısır’la birlikte düzenlemek istediklerine dair onlarca haber yazıldı. İspanya Süper Kupa maçları da 2029’a kadar Suudi Arabistan’da oynanacak. Riyad yönetimi bunun için İspanya Futbol Federasyonu’na yılda 35 ile 45 milyon euro arasında bedeller ödeyecek. Suudiler, futbolun yanısıra golf endüstrisini de alt üst etti.
2021'de Suudi Varlık Fonu PIF, ABD merkezli PGA Tour ve Avrupa merkezli DP World Tour'a karşı, 2 milyar dolarlık bir maliyetle LIV Golf'ü finanse etti ve ciddi paralara sporun en iyi oyuncularını transfer etti. Suudilere daha fazla adayanamayan PGA Tour, LIV Golf ile birleşme kararı aldı! UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’e göre, “Her futbolcu kariyerinin doruğundayken Avrupa’da oynamak ister” ve bu yüzden de SPL hiçbir zaman tehlikeli bir pazar olamayacak.
SPL’nin yeni başkanı Michael Emenalo ise SPL’nin Premier Lig ne yapıyorsa onu yaptığını savunuyor: “Sektörde aradığımız şey, rekabet etme, eşit ölçekte rekabet etme ve sektörde var olan her şeyi iyileştirme fırsatıdır." CNN Televizyonu’na göre, SPL’nin UEFA’ya karşı en büyük kozu ise “şeffaflığın” olmaması… Suudilerin saçtığı paralara işaret eden spor ekonomisti Simon Chadwick, “Her ligin mali çalışmalarına ilişkin raporları denetleyen bağımsız bir kuruluş olmadığı sürece, kimse doğru mali bilgilerin ne olduğundan emin olamaz. Futbolcular jeopolitik piyonlar haline getirildi" diye konuştu.