FIFA tarihinde bir ilki yaşayacak

İsviçre'nin Zürih kentinde 29 Mayıs'ta yapılacak 65. FIFA Kongresi'ndeki başkanlık seçiminde öncekilerin aksine büyük rekabetin yaşanması bekleniyor.

FIFA'ya bağlı 5 ülke federasyonunun desteğini alma şartının bulunduğu seçimlerde, gereken koşulları sağlayabilen başkan adaylarının, ilerleyen günlerde resmen açıklanması bekleniyor. 

Yeşil sahalarda 90'lı ve 2000'li yıllarda gösterdikleri performansla dönemine damga vuran Portekizli yıldız Luis Figo ve Fransız David Ginola gibi futbol dünyasının renkli simaları, adaylıklarının kabul edilmesi halinde dünya futbolunu yönetmek için Sepp Blatter karşısında ter dökecek.

FIFA Başkan Yardımcısı ve Ürdün Prensi Ali Bin el-Hüseyin, eski FIFA Genel Sekreter Yardımcısı Jerome Champagne ve Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) Başkanı Michael van Praag da başkanlık yarışında rekabeti artıran isimler olacak.

Blatter, 5. dönem için yarışacak

Dünya futbolunun patronluğunu 17 yıldır sürdüren 78 yaşındaki Sepp Blatter, geçen yıl Brezilya'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası'nın ardından görevini bırakacağını açıklamasına rağmen daha sonra bu kararından vazgeçti. Dünya futbolunun gelişmesi adına görevine devam etmek istediğini belirten İsviçreli Blatter, 5. kez başkanlık seçimlerinden zaferle ayrılmayı planlıyor.

Buna rağmen Dünya Kupası'na 2018'de evsahipliği yapacak Rusya ve 2022'de düzenleyecek Katar'a ilişkin yürütülen soruşturma sırasında "şeffaf bir politika" yürütmemesi iddiasıyla uluslararası futbol basınınca eleştiri oklarının hedefi haline gelen Blatter'ı zorlu bir süreç bekliyor.

Seçim kampanyasında reform sözü veren 1936 doğumlu Blatter, dünya futbolunda adını ön plana fazla çıkaramayan ülkelerin sonraki FIFA organizasyonlarına evsahipliği yapması için yoğun çalışmalar yürüteceğini vurguluyor.

Başkanlık seçiminin favori adayı Blatter'ın, bu vaatleri nedeniyle Asya, Afrika, Güney Amerika ve Okyanusya futbol federasyonlarından destek görmesi bekleniyor.

Figo'nun avantajı, ünü

FIFA başkanlığına adaylığını açıklayan son aday, yeşil sahaların efsanevi isimlerinden Portekizli Luis Figo ise futbol camiasındaki ünü ve statüsü sayesinde seçimlerde ön plana çıkıyor.

Real Madrid, Barcelona ve Inter gibi dünyanın önde gelen takımlarının formalarını uzun dönem giymesinin ardından FIFA Altın Top ile FIFA Dünyada Yılın Oyuncusu ödüllerini 2000 ve 2001'de elde eden Figo, yeşil sahalardan emekliye ayrıldığı 2009'dan itibaren UEFA'nın futbol komitesinde görev alıyor.

FIFA'nın liderlik, dayanışma ve yönetimsel olarak değişime ihtiyaç duyması nedeniyle adaylık yarışına dahil olduğunu söyleyen Figo, "İnternette FIFA adını arattığınızda, karşınıza çıkan ilk kelime 'skandal' oluyor. 2014 FIFA Dünya Kupası için Brezilya'da bulunduğum sırada taraftarların FIFA'ya karşı olumsuz bir tutum içerisinde olduğunu gördüm. İlk olarak bunları değiştirmeli ve FIFA'nın imajını düzeltmeliyiz. Futbol bundan daha iyisini hak ediyor" ifadelerini kullanmıştı.

Ginola destek arıyor

Futbolculuk kariyerinde Newcastle United, Tottenham Hotspur, Aston Villa, Everton ve Paris Saint Germain gibi önemli takımlarda forma giyen eski Fransız yıldız futbolcu Ginola da FIFA'nın başkanlık yarışı içine girmesi bekleniyor.

Uluslararası basında başkanlığa aday olabilmek için FIFA'ya 5 ülkeden destek alma şartını yerine getirme konusunda zorluk yaşadığı ve bu nedenle adaylıktan çekilebileceği belirtilen Ginola, Twitter hesabından yaptığı son açıklamada iddiaları yalanlayarak, "hala yarışın içinde olduğunu" ifade etti.

FIFA'daki "güven eksikliği" yaşandığını ve futbolu yönetme şekliyle ilgili hayal kırıklığı yaşadığını vurgulayan 48 yaşındaki eski futbolcu, bu durumu düzeltmek adına bir şeyler yapması gerektiğini ve bu nedenle aday olmak istediğini ifade ediyor.

Tecrübeli aday Champagne

Uzun yıllar FIFA'da genel sekreter yardımcılığı yapan ve Blatter'ın en etkili danışmanlarından kabul edilen Fransız Jerome Champagne, bu kez başkanlık için yarışacak.

Blatter'ın 2002'deki FIFA başkanlığını kazanmasında önemli rol üstlenen Champagne, seçim kampanyasında demokrasinin önemini vurguladı.

FIFA'nın sistemsel sorunlar yaşadığını düşünen Fransız futbol adamı, kurumun daha şeffaf ve saygın bir hale gelmesi için değişim yaşanması gerektiğini belirtti.

Fransa'da düzenlenen 1998 Dünya Kupası'nın ardından FIFA'da görev alan Champagne, 1999-2002 yıllarında FIFA Başkanı Uluslararası Danışmanı, 2002-2005 yıllarında Genel Sekreter Yardımcısı, 2005-2007 yıllarında Başkan Temsilcisi ve 2007-2010'da ise Uluslararası İlişkiler Direktörü görevlerini yürütmüştü.

Prens Hüseyin'den 10 yıllık program

Seçimin renkli adayları arasında yer alan bir başka isim isim ise Ürdün Prensi Ali Bin el-Hüseyin. 39 yaşındaki prens, dünya futbolunun önde gelen simaları arasında bulunuyor. FIFA'nın Asya kolunun başkan yardımcısı Hüseyin, Asya Futbol Federasyonu Asbaşkanı, Batı Asya Futbol Federasyonu ile Ürdün Futbol Federasyonu'nda ise başkanlık görevlerini de sürdürüyor.

Hüseyin, Katar ve Rusya'nın Dünya Kupası'nda evsahipliği sürecinde yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine açılan soruşturmanın kapatılmasının ardından istifa eden FIFA Etik Kurulu Soruşturma Komisyonu Başkanı Michael Garcia'ya en fazla destek veren isimler arasında yer alıyor.

FIFA'nın Blatter döneminde birçok skandala karıştığını savunan Hüseyin, kurumun gizlilik politikasını eleştirirken, seçilmesi halinde 10 yıllık bir reform programıyla kurumun iç yapısını değiştireceğini ifade ediyor. 

Ajax'ın "efsane" başkanı, tek dönem hedefliyor

FIFA başkanlığına adaylığını açıklayan bir diğer aday ise KNVB Başkanı Michael van Praag. Hollanda kulübü Ajax'ın 14 yıl başkanlığını yürüten Praag, göreve gelmesi halinde sadece 4 yıl başkanlık yapacağını belirtiyor.

Adaylığına Hollanda'nın dışında Belçika, Romanya, İsveç ve Faroe Adaları'nın destek verdiğini kaydeden Praag, kendini favoriler arasında görmese de sürpriz yaşanabileceğini belirtiyor. FIFA'nın daha modern bir yapıya sahip olmasının önemini vurgulayan Michael van Praag, Dünya Kupası'na katılacak ülke sayısını artırmayı istiyor.

Uluslararası basın, aynı zamanda UEFA İcra Kurulu üyesi 67 yaşındaki Praag'ın, Blatter'a karşı verilecek oyların bölünmesine yol açabileceğini iddia ediliyor.