Bir BDDK da futbola gerek
Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor'un borçları nedeniyle Avrupa kupalarından men edilmesini değerlendiren uzmanlar, kulüplerin mali yapısını denetleyen yapının gerekli olduğunu savundu.
ANKARA - Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor'un borçları nedeniyle Avrupa kupalarından 1 yıl men edilmesini değerlendiren uzmanlar, bankacılık sektörünü denetleyen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) benzeri yapı kurularak, kulüplerin mali yapısının denetlenmesi gerektiğini savundu. Şike soruşturması nedeniyle yaklaşık 1 yıldır zor günler geçiren Türk futbolu, Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor'un UEFA'nın mali konularla ilgili Disiplin Komitesi'ne sevk edilerek, bir yıl Avrupa kupalarından men cezası almasıyla yeni bir şok yaşadı. Bir süre önce 228 milyon lirası kısa vadeli, 134 milyon lirası ise uzun vadeli olmak üzere yaklaşık 363 milyon lira borcu olduğunu bildiren Beşiktaş, men kararıyla 2014-2015 sezonunda tam anlamıyla uygulanacak UEFA'nın Finansal Fair Play Kriterleri'nin de Türk futbolundaki ilk kurbanı olurken, alınan kararla Bursaspor ve Gaziantepspor da aynı kaderi paylaştı.
"TFF yeniden yapılanmalı"
Önceki dönemlerde Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin katkılarıyla hazırladığı raporlarla yaklaşan tehlikeye dikkati çeken futbol ekonomisti Tuğrul Akşar, AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türk futbolunun mali yapısının oldukça karmaşık olduğunu belirten Akşar, federasyon için başka, bankalar için başka, genel kurul için başka mali tablolar düzenleyen kulüplerin olduğunu öne sürdü.
Kulüplerde şeffaflığın ve kurumsal yönetimin egemen örgüt modeli olması gerektiğini savunan Akşar, borsaya açılma yöntemlerinden hatalı transferlere kadar yapılan yanlışların kulüplere borç olarak döndüğüne dikkati çekti. Türkiye'de futbol kulüplerinin işletme sermayesi açığı, likidite açığı ve kısa vadeli alacak yetersizliği sorunu yaşadığını anlatan Akşar, "Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yeniden yapılanmalı. Bu yapı içinde BDDK benzeri bir yapı oluşturularak kulüplerin mali yapıları denetlenmeli. Bu yapı sağlanırsa Türk futbolu orta ve uzun vadede düzlüğe çıkabilir. Bu yapı kurulmazsa, ileride daha çok üzüleceğimiz kararlarla karşılaşabiliriz" dedi.
Yaşanan olumsuzluklardan durum daha da kötüye gitmeden önemli dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayan Tuğrul Akşar, şunları kaydetti: "Finansal Fair Play Kriterleri'nin uygulanmasına az zaman kaldı. Diğer kulüplerimiz de bu tür tehlikelerle karşı karşıya kalabilir. Bugün Süper Lig'de mücadele eden 18 takımdan sadece 8'inin kulüp lisanslama kriterlerine uygun bulunarak, lisans aldığını görüyoruz. Lisans alan kulüplerimizden birisi de ne ilginçtir ki Beşiktaş'tı. Dolayısıyla, bu konuda UEFA'nın yeni yaptırımlarına muhatap kalmamak için TFF'nin de gerekli aksiyonları alması ve Kulüp Lisanslama konusunda daha hassas olması gerekiyor."
"Faizi faizle ödemeye başladılar"
Spor yazarı ve ekonomist Deniz Gökçe de spor altyapısının yeteri kadar gelişmemesinin Türk sporunun en büyük handikabı olduğunu dile getirerek, altyapı konusunda sabırlı davranmayan kulüplerin yurt dışından yaptıkları transferlere ödedikleri paraların borçlanmalarını arttırdığını söyledi. "Mali denetimin gerektiği gibi yapılamamasının ve kulüp yöneticilerin üyelerini aldatan tablolar hazırlamasının Türk futbolunun bilinen gerçekleri olduğunu" öne süren Gökçe, şu görüşleri dile getirdi:
"Kontrolsüz borçlanan bazı kulüplerimiz aldıkların kredilerin faizlerini faizle öder duruma geldi. Beşiktaş başta olmak üzere geçmiş yönetimler döneminde birçok kulüp öz varlıklarını bile elinde tutamadı. Bundan yöneticisinden, üyesine kadar herkes sorumlu. Şöyle dönüp baktığımızda kulüpler 3 bin liralık gelirle 10 bin liralık hayat yaşayanlar gibi. Bu çarpıklığa artık 'dur' denilmeli. Şeffaflığın ve denetimin hakim olduğun bir üst yapı oluşturulmalı." Deniz Gökçe, "Altyapıya önem veren kulüpler hem maddi hem de manevi olarak teşvik edilmeli. Türkiye, vergi vermek istemeyen ve futbol yaşamının sonuna gelmiş futbolcuların büyük paralar kazandığı ülke olmaktan çıkmalı" diye konuştu.