WSJ listesinde ilk 5’e girdi Kuveyt’e franchise verecek
Wall Street Journal’ın seçtiği, ‘Avrupa’nın en tatlı 5 şekercisi’nden biri oldu. Şeker makineleri de yerli tasarım ve yerli üretim olan The Loli Shop, ilk franchise’ını ise Kuveyt’e verecek
GAMZE ŞENER
İSTANBUL - The Loli Shop, Türkiye’de el yapımı şeker üreten ilk Türk markası. Dünyada zincir haline gelmiş bir markadan aldığı ortaklık teklifinin yanı sıra, Wall Street Journal da markaya, geçtiğimiz haftalarda dünyaca ünlü 5 şeker markasıyla aynı kategoride yer verdi. Kendi deyimiyle “yemek bile yapamazken” şeker ustası olan markanın kurucusu Alexandra Masis, şimdi ilk franchise’ını Kuveyt’e vermeye hazırlanıyor.
Manchester Üniversitesi Sanat Tarihi mezunu olan Masis, antikacılık yapan aile şirketinde çalışmaya başlayarak iş hayatına atılmış. Evde yemek dahi yapmazken, bugün tanınır bir şekerci haline gelmesi, Masis’in anlattığına göre sadece kendisini değil, yakın çevresini de şaşırtıyor. Babası Türk, annesi İngiliz olan Masis, 3-4 yıl kadar aile şirketinde çalıştıktan sonra Belçika’da karşılaştığı şekercinin bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Masis, “O şekerciye gidip, ‘Ben bu işi yapmak istiyorum’ dedim. Sadece öğretmek için 200 bin euro istediler. O kızgınlıkla Türkiye’ye geri döndüm ve kısa sürede bu konunun uzmanı birçok kişiyle tanıştım” diye konuştu.
“Ar-Ge'yi jaluziler kapalı yaptık”
Masis’in bir markanın franchise’ını almayıp, kendi markasını yaratması, her anlamda itici güç olmuş. Şeker reçetelerinden, ambalajlara ve kavanozlara kadar her şey, The Loli Shop’a özgü… Hatta şekerlerin yapıldığı tezgahlar ve makineler de Masis’in tasarımı ve yüzde 100 yerli üretim. Şişeler İtalya’dan, kapaklar ise Almanya’dan ithal ediliyor. İlk yatırım bedeli olarak 125 bin TL’lik harcama yaptığı bilgisini veren Masis, 6 aylık Ar-Ge aşaması sırasında sabahlara kadar çalıştıklarını belirtti. “İlk zamanlar Ar-Ge çalışmalarını kimse görmesin diye jaluziler kapalı yapardık” diyen Masis, acemilik günlerinin kazandırdığı deneyimle, hazır bilgiyi elde etmenin itici bir durum olduğunun altını çizdi. “Piyasadaki şekerlere göre son derece pahalıyız” diyen Masis, müşterilerine kişiye özel hizmet sunduklarını belirtiyor. “Bazen musluğu da tamir ediyorum. Gece yarısı müşteri ek sipariş istediği için pijamamla gelip, ek siparişi hazırladığım da oluyor” diyen Masis, markası için bu kadar uğraş verdikten sonra bir ortaklığa da sıcak bakmadığını ifade etti ve aldığı teklifl erle ilgili şunları söyledi: “Dünyaca ünlü bir zinciri buraya getiren firma, bana, The Loli Shop’u kapatmam karşılığında ortaklık teklif etti. ‘Kapatın ya da çikolataya dönüştürün’ dedi. O marka da ‘Bu işin ederi nedir’ diye benim ilk başladığım zaman sorduğum bir marka. Teklifl erini kabul etmedim ve onlara, ‘Yolunuz açık olsun. Bu piyasa herkese yeter’ dedim.”
Yabancı basında şirketine yer verilmesinin ilgi çektiğini anlatan ve "Babam, Wall Street Journal’a çıktıktan sonra, ‘Biz bu kızı çok mu küçümsedik?’ demeye başladı” diyen Masis, WSJ’den gelen teklife önce kendisinin de çok inanmadığını itiraf ederek, “Avrupa’daki 5 şekerciyle bir aradaydım. ‘Çıkmadan hayatta inanmam’ dedim. Haberi gördüm ve kapakta kullanılan bir sürü şeker bizim. Çok büyük bir mutluluktu” dedi. Suudi Arabistan’dan, Güney Afrika’ya kadar sipariş aldıklarını belirten Masis, Kuveytli bir işadamının franchise teklifine ise sıcak baktıklarını söyledi. “O zaman bu işin artık ciddileştiğini anladım” diyen Masis, franchise modelini şöyle anlattı: “Ya sadece şeker yapımını öğreniyorlar, makineleri tedarik ediyoruz. Ya da her şeyiyle ürünü alıyorlar. Onların seçimine kalmış. Makineler de yine buradan yapılıp gönderilecek. İstanbul’da franchise vermem, Ankara’ya, İzmir’e franchise vermeyi de düşünüyoruz.”