TÜSİAD teknoloji ile sanayinin 4.0 iş birliğini ateşledi
“Sanayi 4.0 dönüşümü ithal teknolojiyle çok pahalı, yerli çözüm de bulamıyorum” diyen sanayiciler, diğer yanda “Teknoloji geliştiriyoruz ama sanayicimiz hep yabancı rakiplerden alıyor” diyen yerli teknoloji üreticileri... TÜSİAD bu çıkmazı yeni iş birliklerine dönüştürecek bir proje geliştirdi.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
Türkiye’nin Sanayi 4.0 trenine mutlaka atlaması gerektiği çok söylendi, çok yazıldı. Peki nasıl? Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) bu yolda çok önemli bir projeyi hayata geçirdi. Dünyada bir örneği olmayan bu proje ile sanayiciler ve yerli teknoloji üreticileri güncel sorunlara çözüm geliştirmek üzere işbirliğine gidecek. Pek çok kazanımı olacak bu proje ile Türkiye’de teknoloji alanında çözüm geliştirenlere dair önemli bir envanter çıkarılacak; sanayicilerin Sanayi 4.0 dönüşümünde yaşadığı sorunların ne olduğunu ilk ağızdan öğrenen yerli teknoloji üreticileri için nokta atışı çözümler üretip yeni pazarlara ulaşmak mümkün olacak. Sanayiciler de yerli teknoloji ile hızlı ve uygun çözümlere ulaşabilecek.
TÜSİAD SD2 projesinde özetle 13 şirket dijital dönüşümde çözüm aradığı ürün ve hizmetleri açıklıyor. Teknoloji tedarikçileri www.tusiadsd2.org adresinden bu sorunlar ile ilgili bilgi alıp, çözüm geliştirerek başvuruda bulunacak. Başvuruda bulunan teknoloji üreticileri ile çözüm arayan sanayiciler bir araya gelerek ortak çalışma imkanı bulacak.
Projenin başında İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Perihan İnci var. İnci, bu işe gönül koymuş. “En büyük hayalim” diyor, “proje tamamlandığında teknolojide başarı hikayelerinin ortaya çıkması.”
"Bu büyüyen kartopunun bir parçası olmak zorundayız"
-Sanayi 4.0 çok konuşuldu. Sonrasında TÜSİAD bir araştırma yapıp durumu ortaya koydu. O araştırmada en ilgi çekici çıktılardan biri sanayiciler yerli teknolojiye ulaşamamaktan şikayet ederken, yerli teknoloji üreticisinin de Türk iş dünyasının kendilerine iş yaptırmaktan imtina ettiği idi. Şimdi hayata geçirdiğiniz bu proje bu araştırma üzerine mi geliştirildi?
Sanayi Politikaları Yuvarlak Masamız var. Sanayi 4.0 ile ilgili tüm süreçleri burada ele alıyoruz. Burada yapılan çalışmaların sonucunda sanayide bir dönüşüme ihtiyaç olduğu, burada en büyük katma değerin 4.0 dönüşümünde olduğu, teknolojide bu alanda yatırım yapan şirketlerin de olduğu ortaya çıkıyor. Biz aslında pek çok teknolojiyi dışarıdan alıyoruz; yazılımı, robotları hep ithal ediyoruz. Daha yeni yeni büyük firmalar içlerinde oluşturdukları ekiplerle çalışmalar yapıyorlar. CDO dediğimiz Chief Digital Officer altında yeni organizasyon şemaları oluşuyor. Biz fark ettik ki dönüşüme başlayan büyük firmalar var, diğer yandan da verilen teşviklerle teknopark’larda start-up’lardan büyüyerek ortaya çıkan teknoloji firmaları bulunuyor. Ancak bu tedarikçi kısmı sanayicilerle buluşamıyor. Bu tedarikçiler ülkemiz için çok kıymetli. Memleket olarak onların değerini anlayabildiğimizi tam sanmıyorum. Hızlanan ve kar topu gibi büyüyen bir teknoloji devrimi var ve bizim bir yerden bu kar topunun bir parçası olmamız gerekiyor.
-Bunu da sadece teknolojiyi kullanarak değil, teknolojiyi üreterek yapabiliriz diyorsunuz... Böyle bir fırsat var mı Türkiye’nin önünde sizce?
Evet, burada ülkemiz için bir fırsat alanı var. Teknoloji üretmede çok ileri ülkeler var ama ben çok da fark olduğunu düşünmüyorum. Siz öyle bir fikir geliştirirsiniz ki birçok ülkenin teknoloji tedarikçisinin önüne geçersiniz. Bu alanda çalışan çok sayıda genç firmamız var. Ama onları tam olarak da tanımıyoruz. Bizim projemiz, bu teknoloji tedarikçilerinin envanterini çıkarmamız açısından da önemli bir araç olacak. Bu tedarikçilerin çalışmalarının bir ürüne dönüşmesini sağlayabileceğiz.
"Teknoloji firmalarımızın bize başvurmasını bekliyoruz"
-Yani proje ile hem sanayi 4.0 dönüşümünün yerli kaynaklarla yapılması hem de teknoloji üreticilerinin yerli sanayi ile entegrasyonu sağlanabilecek. Nasıl yürüyecek bu kazan-kazan ilişkisi?
Programda 13 teknoloji kullanıcısı firma, sorunlarını, ihtiyaçlarını ve fırsat arayışlarını bizimle paylaşmayı kabul ettiler. Hangi problemlerine çözüm aradıklarını www.tusiadsd2.org sitesinden paylaştılar. Bu çözümleri inceleyip bunlara çözüm geliştirebilecek teknoloji firmalarımızın şimdi bize başvurmalarını bekliyoruz. Daha sonra seçilen tedarikçiler sanayi şirketleri ile 3 ay birlikte çalışacak. Biri çözümü, diğeri ihtiyacı biliyor. Projeye odaklanacak ekipler rica ettik. Uygulamaya geçebilmesi için bu kritik. Teknoloji tedarikçileri belki de sanayinin ihtiyacı olan çözümlere odaklanmıyordu, şimdi güncel sorunları da görebilecek ve bu yetkinliği de artacak. Teknoloji tedarikçisi işletmenin içine girdiğinde çok farklı sorunlara da cevap verebileceğini fark edecek. Fitili karşılıklı ateşleyebilecek bir proje bu. Karşılıklı ekipler birbirinin eksiklerini ve ihtiyaçlarını anlayacak.
-Peki sanayi firması 3 ay birlikte çalışacağı teknoloji firmasını nasıl seçecek? Bunun bir maddi karşılığı olacak mı?
Bize başvuran teknoloji tedarikçileri arasında bir ön eleme yaptıktan sonra şirketler ile sanayicileri 2 günlük bir programda bir araya getireceğiz. Sanayici, 3 ay çalışacağı teknoloji firmasını kendisi seçecek. Bu sürecin sonunda eğer birlikte çalışmak isterlerse aralarında bir sözleşme imzalayacaklar. Ama Program’ın bu aşamasında TÜSİAD dahil olmayacak. O, iki şirketin arasındaki bir süreç.
-Siz bu modeli bir yerden mi aldınız, kendiniz mi geliştirdiniz?
Benzer yönleri olan projeler var ama benim bildiğim dünyada böyle bir proje yok. Daha çok start-up’lara dönük projeler var. Ama bizim ihtiyacımız daha çok sanayi tarafındaki yerli teknoloji üreticisiyle kopukluğun giderilmesiydi. Sanayici yerli teknolojici üreticisini denemekle çok vakit kaybetmek ve risk almak istemiyor. Ancak bu teknoloji firmalarının desteklenmesi Türkiye için çok önemli. Biz bu ihtiyaçtan yola çıkarak böyle bir model geliştirdik.
Yerli teknoloji üreticisiyle sorunlarını paylaşan 13 firma...
AGT, AKG Beton, Arkas, Borusan, Boyner, Ford Otosan, Gedik, Güven, Kordsa, Limak, Tofaş, Vitra, Yaşar... Perihan İnci, ihtiyaç alanlarını paylaşan bu şirketlerin projenin hayata geçirilebilmesinde hayati önemde olduğunu belirtti. İnci, projenin gelecek yıllarda da yeni şirketlerle devam edeceğini belirtti.
"Dünyada ses getirecek bir teknoloji yaratabiliriz, inanıyorum"
“Sanayi 4.0 dediğimiz şey aslında Almanya’nın üretimi kendi topraklarına geri döndürmeye, rekabet gücünü geri kazanmaya çalışmasıyla ortaya çıktı. Almanya dışında da birçok ülke farklı adlandırmalarla dijital dönüşüme ciddi mesai harcıyor. Küresel rekabette yönlendirici olmak için teknoloji geliştiriyorlar. Ama sürdürülebilir bir dönüşüm için teknolojiyi üretiyor olmak da önemli. Ortaya çıkan güncel sorunlar için yerli çözümlere ihtiyacımız oluyor. Burada gerekli ekosistemi ortaya çıkarmak zorundayız. Benim gönlümden geçen bir sanayici olarak bu alanda teknolojide yaratılan değeri yurtdışına satabilmemiz. Böyle bir yıldız çıkarmak, benim en büyük hayalim bu. Bu kabiliyete sahibiz, buna gönülden inanıyorum. Sadece bunu harekete geçirebilmemiz gerekiyor.”
"Ticari sır önümüze çıkan en önemli engel oldu"
-Bizim sanayicilerimiz yerli teknoloji firmalarına çok güvenmiyor mu?
Doğru bir noktaya parmak bastınız. Aslında yerli teknoloji tedarikçilerinin teknoloji kullanıcıları ile buluşamaması ya da teknoloji kullanıcılarının yerli teknoloji tedarikçilerinin yetkinlikleri konusunda yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaması ülkemizde önemli bir sorun. Öte yandan bir ticari sır olayı var; programı geliştirirken önümüze çıkan en önemli engel de buydu. Rekabette önde olmak istiyor firmalar ve bu nedenle her biri birer kapalı kutu. Ancak teknolojide paylaştıkça daha fazla çözüm, daha fazla sinerji, daha fazla fırsat alanına ulaşıyorsunuz. Ben otomotiv sektöründeyim, hep bu sektördeki çözümleri görüyorum. Oysa tekstil sektöründe yaratılmış bir çözüm de benim işimi çok kolaylaştırabilir. Bu ekosistemi yaratabilmemiz bu açıdan da çok önemli. Türkiye’de bu geçişkenlikte önemli bir eksiklik var. Bu proje ile sektörler arası teknoloji kullanımının artacağına inanıyorum.