Türkiye'nin tuzunu dünyaya satıyor

Türkiye'nin en çok tuz ihraç eden şirketleri sırılamasında zirvede olan Estuz, doğru adımlar atılırsa çok kemikleşmiş pazarlarda bile hala yeni marka yaratılabileceğinin bir kanıtı. Sadece 4 yıl önce perakende rekabetine giren marka yüzde 7 paya ulaşmış. Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Özdemir, hedefl erinin 'Türkiye'de kimliksiz kalan tuza kimlik kazandırmak' olduğunu anlatıyor. Firma, kalite standartlarına verdiği önem, sofraya konulabilecek şık ambalajlar, sosyal sorumluluk projeleri ve yeni gurme serisiyle iddialı bir strateji izliyor. 

Kuruluş yıllarında, 1.500 ton/ ay tuz üretim kapasitesine sahip olan Estuz, Eskişehir'de küçük bir işletme olarak faaliyete başlamış. O dönemde bölgedeki sanayi kuruluşlarına hizmet verirken, zaman içinde üretim çeşitliliğini artırarak ulusal bazda spesifik tuzların üretimine geçmiş. Markanın ilk döneminden beri başında olan Vedat Özdemir, özellikle gıda sektörüne odaklandıklarını ve burada uzmanlaştıklarını anlattı. "En belirgin ve ayırt edici talep salamura sektöründen geldi" diyen Özdemir, zeytin, klasik peynir ve turşu üretimi yapan kuruluşların deniz tuzu talep etmesi üzerine 2003'te Çiğli/İzmir’de sadece deniz tuzundan üretilen gıda sanayi tuzları ile endüstriyel tuz üretimi gerçekleştirecek tesisi yatırımına imza attıklarını söyledi. 

2008 yılında Estuz'un ürün portföyüne rafine tuz da eklenmiş. Dazkırı/ Afyonkarahisar'da yapılan yatırımla üçüncü üretim tesis de böylece devreye girmiş. Estuz bugün 12.000 ton/yıl üretim kapasitesiyle sektörün en büyüklerinden biri haline gelmiş. 

Global firmaların dünyadaki tüm tuzu Türkiye'den gidiyor 

Estuz, gıda şirketlerine tuz tedariği yaptığı için birçok şirketin kalite denetimlerine girmiş, bir yandan müşteri talepleri bir yandan da bu denetimler firmanın ürün kalitesini hızla artırmasını sağlamış. Vedat Özdemir, bugün gelinen noktada çok uzun yıllardır aralıksız tedarikçisi bulundukları birçok global firma bulunduğunu anlatarak, "Bazı global markaların tüm dünyadaki fabrikalarında kullanılan tuzu biz veriyoruz. Bu belki miktar olarak çok büyük bir satış değil ama kalite seviyemizi göstermesi açısından önemli" dedi. 

Dünyanın birçok bölgesinde tuz kaynakları mevcut. Tuz, emtia olarak düşük değere sahip bir ürün. Nakliye maliyetleri ihracatı güçleştiriyor. Bura rağmen Estuz ihracatta iddialı. 

Türkiye Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre, Türkiye'nin en yüksek tutarda tuz ihracatı gerçekleştiren firması olan Estuz, yaklaşık 15 ülkeye ülkemizin tuzunu satıyor. Özdemir, ağırlıklı olarak katma değeri yüksek sofra tuzu, tuzluklu ürünler ve tablet tuz çeşitlerini ihraç ettiklerini, 2015 ihracat hedefl erinin 20 ülkeye 4 milyon dolarlık ihracata ulaşmak olduğunu söyledi. Özdemir, Turquality'ye dahil olmak için çalışmalara da başladıklarını ifade etti. 

Yeni gurme ürünleri ile ihracatta hedef büyüttü 

Estuz son tüketiciye yönelik rekabette çok yeni bir oyuncu. Yıllarca pek çok markaya ürün tedarik eden firma, "Neden kendi markamızı da yaratmıyoruz" diyerek 2010 yılında Estuz markası ile perakendeye girdi. Pazar payı yüzde 7 seviyesinde olan Estuz'un yenilikçi olma stratejisini izlediğini anlatan Vedat Özdemir, markayı şöyle anlattı: "Gördük ki ülkemizde tuzun bir kimliği yok. Market rafl arında en alt sıralarda sıradan ambalajlala satılan bir ürün oldu hep tuz. Biz ise özellikli ürünlere yöneldik. Tuzluklu ürünler, sodyumu düşük tuzlar, değirmenli tuzlar ürettik. Sektörde ilk kez, body sleeve ambalaj firmamız ürünlerinde kullanıldı. Pek çok ödül aldı ambalajlarımız." 

Şimdi şirketin yeni hedefi, doğal- diyetetik ve gurme başlıkları altında, zengin ürün çeşitliliğine sahip ve farklı ambalaj çeşitliliğine sahip yeni markasını piyasaya sunmak. Özdemir, bu yeni gurme seri ile baharatlı tuzların da piyasaya sunulacağını, yeni markanın firmanın marka değerini artıracağını vurguladı. Özdemir şu bilgileri verdi: "Yurtdışında farklı aromalarda, farklı menşeli tuzların marketlerde özel standlarda tüketicilere sunulduğunu görüyoruz. Türkiye'de ise maalesef ABD ve Avrupa'da terk edilmiş PE esaslı poşet ambalaj halen kullanılıyor. Ama biz yaptığımız araştırmada da gördük ki müşteriler farklı şeyler sunulursa almaya hazır. Seramik değirmen kapaklı ürünler, bunlar kaya tuzu olabilir, Himaleya tuzu olabilir... Bu ürünlere ilginin hızla arttığını görüyoruz. Özellikle rafine edilmemiş, doğal tuzlara ilgi var." Özdemir, bir yandan gurme ürünlere ilgi artarken pazarda hala yüzde 10'luk bir bölümün markasız, çuvalla satılan tuzlardan oluştuğunu da vurguladı.

Sattığı ürün çok kullanılmasın diye kampanya yapıyor 

Yapılan çalışmalara göre Türkiye'de kişi başına günlük tuz tüketimi 18 gram seviyesinde. Sağlıklı bir yaşam ve hayatımızın dengesi için ihtiyaç duyulan tuz tüketim miktarı ise 6 gr. Sağlık Bakanlığı bu aşırı tuz tüketimini azaltmak için bir kampanya başlattı ve satılan tüm tuzların üzerine 'Tuzu azaltın, sağlığınızı koruyun' ibaresi konulmasını zorunlu kıldı. Estuz ise perakendeye girdiği 2010 yılından itibaren tuz paketlerinin üzerine 'Dengeli Kullanın' ibaresini kullanıyor. Sattığı ürünün çok kullanılmaması için bilgilendirme çalışmaları yapan Özdemir şöyle konuştu: "Aldığımız gıdalar haricinde yemeğimizin tadına bakmadan tuz ekmek sanırım bizlere özgü bir hareket. Günlük olarak almış olduğumuz bütün gıdaları dengeli tüketmemiz gerekiyor. Fazlasının vücudumuzda yaratacağı olumsuz etkileri düşünerek beslenme alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde daha sağlıklı bir geleceğin bizi beklediği de bir gerçek. Konumuz tuz olduğu için de yapmış olduğumuz bütün iletişim çalışmalarında tüketicilerimizi dengeli tuz tüketimine yönlendirmeye çalışıyoruz. 'Hayatın Dengesi' mottosu ile çalışmalarını sürdüren firmamız, üretmiş olduğu tuz çeşitleriyle 'kimlerhangi tuzu kullanmalı' yönünde bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarını devam ettiriyor. Ayrıca, dengeli tuz tüketiminin yaşamsal bir ihtiyaç olmasına dikkat çekmek üzere 'Hayatın Dengesi' konulu bir fotoğraf yarışması başlattık."