“TÜLOMSAŞ, 'Milli Tren'de devre dışı bırakılamaz”
YHT seti üretimine talip olan TÜLOMSAŞ’ın, ihalenin iptalinin ardından devre dışı bırakılmasını Eskişehir adına çok büyük kayıp olarak nitelendiren ETO Başkanı Güler, bu yatırım için 3 yıldır hazırlık yapan ve her türlü altyapıya sahip şirketin bu birikiminden faydalanılması gerektiğini söyledi.
Tülay TAŞKIN/ESKİŞEHİR
TCDD Genel Müdürlüğü’nün, 96 adet Yüksek Hızlı Tren seti üretimi için ön yeterlilik ihalesi ilanını geçen yıl kasım ayında yayınlamasının ardından, projede teknoloji transfer merkezi ve yerli ana araç üreticisi olarak da Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ (TÜLOMSAŞ) belirlenmişti. İhalenin iptalinin ardından TÜLOMSAŞ’ın da devre dışı bırakılmasını eleştiren Eskişehir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güler, “TÜLOMSAŞ’IN ana araç üreticisi yapılmasından vazgeçilmesi, Eskişehir’in de çok büyük kayıplarına neden olacaktır” dedi.
İlk milli lokomotif Karakurt ve ilk yerli otomobil Devrim’i imal eden şehir olan Eskişehir’in ve TÜLOMSAŞ’'ın milli sanayinin merkezi olması gerektiğine dikkat çeken Metin Güler “Yüksek Hızlı Tren (YHT) ihalesinde şirketin devre dışı bırakılmasından rahatsızız. Demiryolu sanayiinde 100 yılı aşkın deneyimi bulunan, bir demiryolu şehri olan Eskişehir, YHT imalatı için her türlü altyapıya sahiptir. TÜLOMSAŞ’ın bu birikiminden faydalanılması gerektiğini düşünüyorum. TÜLOMSAŞ bu yatırım için 3 yıldır hazırlık yapıyor. YHT yatırımı için gerekli nitelikli insan kaynağından, üretim hatlarına kadar birçok hazırlık yapıldı. YHT yatırımlarında başta planlandığı gibi TÜLOMSAŞ yüklenici olursa şehir ekonomisi de adeta uçacaktır. En başta Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyadan 100’ü aşkın yan sanayi firmasının Eskişehir’e yatırım yapmasını bekliyoruz. YHT üretiminin Eskişehir’de yapılması demek yedek parçasından ağır sanayisine kadar birçok yatırımın kente gelmesi demektir. Nitelikli sanayinin teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eskişehir ne yazık ki teşviklerde hep üvey evlat muamelesi gördü. Bu konuda kenti temsil eden temsilcilerin eksikliği olduğunu düşünüyorum” dedi.
Merkezi ve yerel yönetimler arasında işbirliği sorunu olduğuna dikkat çeken Güler, “Kentin ileri noktalara götürülebilmesi adına çok fazla çaba sarf edilmediğini görüyoruz. En azından daha önceki yıllarda yapılan kravatsız toplantıların yapılması, kent lobisi oluşturulması adına çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. TÜLOMSAŞ gibi değerlere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan Metin Güler, tüm şehrin destek vermesi gerektiğini söyledi. Güler, “Geçen yıl yayınlanan Türkiye’nin İlk 500 Sanayi Kuruluşu listesinde yer alan TÜLOMSAŞ’ın bu yıl yer almaması şehir adına üzücüdür. YHT Projesine talip olan TÜLOMSAŞ’ın siyasetçiler ve kamuoyu tarafından desteklenmesi halinde Türkiye’nin İlk 500 Sanayi Kuruluşu listesinde ilk sıralarda yer alabilecektir” dedi.
“Eskişehir’in yatırım politikaları için ortak yol haritası çizilmeli”
Eskişehir’in öncü sektörleri olan gıda, havacılık ve seramiğin yanı sıra şehre yeni sektörler kazandırılması gerektiğini kaydeden Güler, Eskişehir’in 500 sanayi kuruluşu arasında daha çok marka ile yer alması için özellikle bilişim, yazılım, donanım alanında yeni markalar yaratılması gerektiğinin altını çizdi. Eskişehir’in sahip olduğu potansiyel ve sanayi tecrübesiyle mevcut başarı tablosunun uyuşmadığını kaydeden Güler, Eskişehir’in yetişmiş insan kaynağı ve ileri teknoloji sanayisi ile çok daha büyük ihracat ve satış yapabileceğine dikkat çekti. Eskişehir ticaret ve sanayisini daha ileriye taşımak, ekonomi hacmini artırmak için şehirdeki tüm kurum ve kuruluşlara, siyasetçilere görev düştüğünü kaydeden Güler, “Eskişehir’in ekonomi politikalarını belirlemek ve yatırım için hangi alanlara öncelik tanınmasını tespit etmek için ortak yol haritası hazırlamak gerekir. Sahip olduğu niteliklere göre ekonomi vizyonunu çizen, kurum ve kuruluşları ile ortak hareket eden şehirler öne çıkıyor. Eskişehir’in de bu doğrultuda hareket etmesi halinde çok kısa vadede büyük işlere imza atılabilir” şeklinde konuştu.
Eskişehir’in havacılık sektöründe sahip olduğu tecrübe ve niteliğin artarak devam etmesi gerektiğini de söyleyen Metin Güler, “Havacılık alanında Eskişehir’e özel teşvik sağlanmalı ve bu yönde orta ve uzun vadede stratejiler belirlenmelidir. Böylece havacılık sektörü için yurtdışından daha çok yatırımcı çekebiliriz” dedi.
"Fuar ve Kongre Merkezi ile ile ekonomik katkı sağladık"
Eskişehir Fuar Kongre Merkezi’nde (EFKM) tamamlanma oranının yüzde 95’e ulaştığını ve 3-4 ay içinde açılış yapılabileceğini vurgulayan Güler, merkezin işletmesiyle ilgili görüşmelerin de yakın zamanda başlatılacağını ve özerk bir yapının işletmeyi üstlenmesi gerektiğine inandıklarını aktardı. Güler, “Merkezin kendi kendini yönetebilir, bağımsız bir yapıya kavuşturulması yönünde çalışmalar yapıyoruz. Çünkü doğru bir modelle yürütülmesini istiyoruz” dedi.
EFKM’yi yapmaya karar verdiklerinde kasalarında 22 milyon TL olduğunu, buna karşın 74 milyon TL’lik anahtar teslim projeye imza attıklarını anlatan Güler, “Ama bunu şimdi yapmaya kalksak ihale bedeli 150-160 milyon TL’yi bulurdu. Merkezin yapımında Eskişehir’in malı kullanıldı yani yine kent ekonomisine kazandırıldı” diye konuştu.
Yaşlı ve bakıma muhtaç üye için yaşam merkezi
ETO’nun yaşlanan üyeleri için daha kaliteli yaşam sürmelerini, sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla bir ‘İleri Yaşam Merkezi’ kurma yönünde projeleri olduğunu açıklayan Güler, bu merkezin 100 ile 125 kişiyi barındırabilecek yer olacağını kaydetti. Şehir dışında uygun bir yer bulunması halinde bir yıl boyunca bu konunun üzerine eğileceklerini anlatan Güler, bu merkezin yönetimiyle ilgili de bir model oluşturacaklarını vurguladı.
“Havaalanı Eskişehir’e kazandırılmalı”
Anadolu Üniversitesi’nin bünyesinde bulunan Hasan Polatkan havaalanının iç hat uçuşlarına açılması gerektiğini söyleyen Güler, bugüne kadar tüm girişimlerin karşılıksız kaldığını ve havaalanının kullanılamadığını söyledi. Güler ”Havaalanının iç hat uçuşlarına açılması halinde yıllık 300-400 bini aşkın yolcuya hizmet vereceğini tahmin ediyoruz. Buranın işletmesinde bir sorun var. Yeni bir işletme modeliyle bu yapılabilir. Havaalanının işletilmesi bu modelle mümkün değil. Havayolu taşımacılığına yatırım yapan girişimciler oldu. Ama o kadar çok prosedür var ki, maalesef bir netice alınamıyor” dedi.