Temeli Osmanlı’da atılan Kozikoğlu’nun odağında teknoloji var

Şu anda firmada kendisiyle birlikte babası Mert Kozikoğlu olmak üzere altıncı ve yedinci kuşak yöneticilerin bir arada olduğunu söyleyen Cem Kozikoğlu, en yeni teknolojilere uyum sağlayarak, sürdürülebilirliğe ve geri dönüşüme önem vererek çalışmalarına devam ettiklerini kaydetti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Fatma KAYTEZ

Türkiye’nin yüzyıllık markaları arasında yer alan ve temeli Osmanlı döneminde Eğin’de atılan Kozikoğlu Rulman, bugün 50 binden fazla ürün çeşidiyle rulman sektöründe hizmet veren bir marka haline geldi. Markanın Yedinci Kuşak Yöneticisi Cem Kozikoğlu, teknolojiye önem veren bir marka olduklarının altını çizerek, “Software ve altyapı olarak, çok ciddi çalışmalar yapıyoruz.

AI sistemlerini, geleneksel satış stratejileri ile birleştirebilmenin farklı farklı yollarını arıyor, bu yolları ararken de çok güzel çözümler ve fırsatlar buluyoruz” dedi. Kozikoğlu Rulman’ın yedinci kuşak yöneticisi Cem Kozikoğlu ile markanın dünden bugüne olan yolculuğunu, planlarını ve hedeflerini konuştuk.

Öncelikle Kozikoğlu Rulman’ın kuruluş hikayesini kısaca sizden de dinlemek isteriz. Kozikoğlu Rulman’ın temeli nerede ne zaman atıldı?

Kozikoğlu ailesinin kökleri Eğin (Kemaliye)’e dayanır. Osmanlı döneminde Eğin adı İpek Yolu üstündeki ticari hayatın canlılığı nedeniyle ünlenir. Yavuz Sultan Selim, döneminde Kafkasya’dan tehcir edilen aileleri Eğin’e yerleştirerek geçimlerini sağlamak için İstanbul’daki et satışını yönetmeleri için ferman verir.

Ailemizin, hayvancılık ve et tüccarlığı ile uğraşan büyük büyük dedeleri faaliyetlerini önce İstanbul’a taşımış, sonrasında da Osmanlı sarayının et tedarikini yaparak “Lahm Müteahhitliği”ne kadar yükselmişlerdir, böylece zamanın nişan-ı iftiharının bir üst nişanı olan Osmaniye Nişanı’nı aldık.

Sonrasında, Ankara’da un talebini fark ederek, 1917’de Kozikoğlu markasının sanayiye girişinin tohumlarını ekecek bir adım atan Nuri Kozikoğlu, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün desteğiyle Ankara Değirmencilik Un Sanayi T.A.Ş.’yi kurdu ve Cumhuriyet’in öncü endüstri girişimlerinden birini işaret etti. Bununla birlikte, fabrikanın makine ihtiyaçlarını fark ederek, Miag marka değirmen taşları ve endüstri ile ilgili makinelerin ihracatına girişti ve nihayetinde İttihat Değirmencilik T.A.Ş. fabrikasının genel kurulu içinde pay sahibi olarak Türk un endüstrisinde kalıcı bir konum elde etti.

Deneyim ve işlerinin artan bir şekilde büyümesinden yararlanarak aile yedek parça ticaretine yönelerek, dönemin ihtiyaçlarına, pazarın ne kadar küçük veya çeşitli olursa olsun, cevap vermeye devam etti. Nuri Kozikoğlu’nun ticaret başarıları üzerine inşa edilen liderliği, ticaret alanının ötesine geçti.

Üç dönem boyunca İstanbul Ticaret Odası (İTO) başkanlığını üstlendi ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) kurucu üyelerinden biri olarak önemli bir rol oynadı. Zamanında, Ticari yolculuğunun yanı sıra hayır işine olan bağlılığı ile de tanınan Nuri Kozikoğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk cami olan Şişli Camii’nin inşasına önemli bir katkı sağladı.

Markanın, rulman sektörüne girişi nasıl oldu?

1940’lı yıllarda, Kozikoğlu şirketleri vizyonlarını genişlettiler. Başlangıçta, Steyr Traktörleri distribütörlüğüne girerek tarım ekipmanı ihracatına yöneldiler ve ardından Türkiye’de Steyr Rulmanları distribütörlüğünü aldılar. O dönemde Türkiye’deki tarım pazarını fark ederek, aynı zamanda ham tarım ürünlerinden hayvan yemi üreten Yemmak Şirketi Yem Fabrikası’nı kurmuşlardır.

Çeşitli endüstrilerde yüksek kaliteli rulmanlara olan artan ihtiyaçla birlikte, Nuri Kozikoğlu ve dedem Nejat Kozikoğlu deneyimlerini rulman sektörüne odaklanarak kullanmaya karar verdi. 1950’lerde, Türkiye’de Federal, BCA ve Bower markalarının distribütörlüklerini alarak bir girişimcilik yapıp rulman portföylerini daha da genişlettiler. Nejat Kozikoğlu, rulman sektöründe büyük adımlar atmaya devam ederek INA Nadellager ve Elges rulman markalarının distribütörlüğünü alarak önemli bir kilometre taşını işaretledi.

Amerika’da eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönen Nejat Kozikoğlu’nun oğlu babam, Mert Kozikoğlu, aile işini devam ettirdi ve şirketimizin bünyesine 5 farklı marka daha kattı. Bugünkü kadar olmasa da, o dönemin hızlı gelişen teknolojisine ayak uydurdu. Dedem hem makina, hem elektrik mühendisidir. Babamla ben ise işletme ve pazarlama üzerine eğitimimizi tamamladık. Buda Kozikoğlu şirketine hem yurt içi hem de yurt dışı bağlantıları olarak çok farklı değerler katmıştır.

Siz şirkete ne zaman katıldınız?

Ben, 2018 yılından bu yana Kozikoğlu Rulman Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de aktif bir şekilde babam ve özverili bir ekiple birlikte yer almaktayım. Kozikoğlu, ticaretin değişen dalgalarında seyir halindeyken, dürüstlük, bütünlük ve aile yaşamı ile iş girişimlerinde hizmete olan bağlılığında kararlı kalmaya, en yeni teknolojilere uyum sağlayarak ve sürdürülebilirliğe ve geri dönüşüme dikkat ederek devam etmektedir. Firmamızın piyasada saygın adı ve mirası, bu değerlere bağlılığının bir kanıtı olarak görünmektedir.

“50 binden fazla ürünümüz var”

 Ürün yelpazenizden bahseder misiniz?

 Kaç kategoride kaç çeşit ürününüz var? Aktif olarak görüştüğümüz ve bize gelen bazı markalar var. 6 markanın distribütörüyüz. Aynı zamanda kendi markamız da var. Bizim odak noktamız her zaman yıllardır hizmet verdiğimiz sektörler ve müşterilerdir.

Biz kendimiz bir markayız. 50.000’den fazla ürünümüz var bu ürünlerinde toplamda 7 ile 10 arası farklı farklı markaları var. Bizim işimiz sadece ürün satmak değil, her aldığımız teklife karşı tarafın bir problemi gibi bakıp bu probleme çeşitli alternatiflerle çözüm üretebilmek. Türkiye distribütörü olduğumuz markalar ve diğer markalarda bu problemi çözmek için bir kaynak. Problemleri çözenler ise, sektörde 20-30 yılı aşkın tecrübesi ve makine mühendisi olan takım arkadaşlarımız oluyor.

Kozikoğlu Rulman açısından 2023 yılı nasıl geçti?

Büyüme oranınız ne oldu? Hepimizin de bildiği çok acı bir deprem afeti yaşadık. Bununla birlikte seçim döneminin de bazı sektörlerde duraksatmaları ve yavaşlatmaları oldu. Fakat bizim için 2023 iş açısından verimli bir yıldı. Her yıl bir hedef koyarız ve bu hedefi tutturmaya çalışırız. Genelde hedef ve hedefin üzerine çıkarız. 2023 yılında, hedefi tutturduk bu yine de bizim için bir önceki yıla göre güzel bir büyüme demek.

2024 yılı planlarınızdan bahseder misiniz?

 Hangi alanlara yoğunlaşacaksınız? Hali hazırda olan Karaköy konumumuzu sabit tutarak yeni bir depo ve satış ofisi planlıyoruz. Software ve altyapı olarak, çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. AI sistemlerini, geleneksel satış stratejileri ile birleştirebilmenin farklı farklı yollarını arıyor, bu yolları ararken de çok güzel çözümler ve fırsatlar buluyoruz.

100 yıllık markaları bir araya getiren Yüzyıllık Markalar Derneği’ne de üye olan bir markasınız. Derneğin markalara katkılarına değinir misiniz?

Derneğin temel fonksiyonu bizim gibi 100 yıllık tarihi markaları bir araya getirmek ve aslında bir anlamda akredite etmek. Yüzyıllık Markalar Derneği ülkemizin tarihi markalarının birlikte projeler geliştirdiği üretken bir alt yapı sunuyor. Buna ek olarak üyeler arasında etkili bir dayanışma, network ve güzel dostluklar geliştirmemize, birbirimizi daha yakından tanımamıza da vesile oluyor.

Geçmişten geleceğe yazılmış bazıları birbirine benzer, bazıları çok farklı çeşitli renkli sayfaların birleştiği tek bir kitap gibiyiz aslında. Hatta derneğimizin Başkan Yardımcısı Asude Hanım da tüm markaların bir arada olduğu Cumhuriyet’in 100.Yılında Yüzyıllık Markalar Kitabını derledi.

“Gün içinde saatleri nasıl verimli geçirebildiğimize yoğunlaşıyoruz”

Cem Kozikoğlu, “Güne saat kaçta başlıyorsunuz?” sorumuzu, “Bizim kurumsal iş saatlerimizde ofislerin ve depoların açık olması dışında diğer saat kavramları çok önemli değildir. Dünyanın nerede ise her kıtası ile iş yapmaktayız. Ben buna üniversite yıllarımdan da alışkınım.

E-mail yolu ile iletişim kurarken hem anlık attığım e-mailler olur, hem de saatleri gönderilecek ülkelere göre ayarlanmış bekleyen e-mailler olur. Güne saat kaçta başladığımızdan çok, gün içindeki saatleri nasıl verimli geçirebildiğimize daha çok yoğunlaşıyoruz” diyerek yanıtladı. Hobilerinden söz eden Cem Kozikoğlu, doğa aktiviteleri ve doğa sporları yapmanın hobileri arasında yer aldığını söyledi. Kozikoğlu, ayrıca aile ve yakın arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi de sevdiğini sözlerine ekledi.

“Şirketimizin kültürü eve, evimizin kültürü şirkete yansırdı”

Kozikoğlu Rulman’ın yedinci kuşak yöneticisi Cem Kozikoğlu, rulman sektörüyle çocukluk döneminde tanıştığını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: “Aile şirketi olduğumuzdan her zaman ister istemez günlük hayatımızın her noktasında bir eğitim oluyordu.

Şirketimizin kültürü eve, evimizin kültürü şirkete yansırdı. Fakat bu sektörle ilk tanışmam, rulman kelimesinin tam olarak kendisi ile başladı. Çocuklukta, ortaokul zamanı olması lazım. Bir dönem oluyor ve bu dönemde de herkes daha meraklı, herkes daha olgunlaşmaya hazır.

Hep etrafta, baban ne iş yapıyor, sen ne iş yapacaksın diye sorular oluyordu. Bu sebeple karşımdakine hep rulmanın ne olduğunu anlatmam gerekirdi. Asıl olarak tam da o zamanlarda rulmanın farklı uygulamalarını nerelerde kullanıldığını öğrenmeye başladım. Nerede ise dönen ve hareket eden her makine ve makine parçasının içinde rulman olduğundan her seferinde daha farklı ve yaratıcı cevaplar bulmaya çalışıyordum.

Buda aynı zamanda ‘’Sales Pitch’’ denen, aslında bir şeyi satmak için bir problemi çözmeye yönelik bilmeden attığım ilk adımdı. Problem: Rulmanın ne olduğunu bilmemek, çözüm ise Rulmanın ne olduğunu öğretebilmekti.” Eğitimine de değinen Cem Kozikoğlu, eğitimine TED İstanbul Koleji’nde başladığını söyledi.

Kozikoğlu, “Profesyonel olarak millî takımda kayak yaptığım için kış aylarında hem okulu hem de sporu idare etmek zaman zaman zor oluyordu, bu nedenle okuldan ayrılıp bu sisteme daha çok destek veren ve yaz aylarında yurt dışında gidip kredilerimi tamamlayabildiğim Türkiye’de bir Kanada lisesine yazıldım.

Bu vesile ile üniversite hayatımı da Kanada’ya giderek Pazarlama ve İşletme üzerine çift ana dal yaparak tamamladım. İlk olarak orada bir startup kurdum, sonrasında birçok farklı sektörde çalışıp kürkçü dükkanına geri döndüm. Benim için, aileme, ülkeme ve işime bağlılık değerleri çok önemlidir. Beni ben yapanlardır” diye konuştu.