Teknolojinin oscarları için geri sayım başladı
Teknoloji geliştiren firmalar ödüllendirilecek. DÜNYA olarak finalist şirketlerin projelerini dizi yazısıyla tanıtıyoruz...
MELİH KOCAGİL
İnovatif ve ileri teknolojiye yön veren projelerin önemi her geçen gün artıyor... Türkiye’nin de bu yarıştan kopmamak için elini taşın altına koyması gerekiyor. Bunu yapan kurumlar var. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) bunlardan biri. TTGV, 15 yıldır inovatif ve teknoloji bazlı projeleri ödüllendiriyor. TÜBİ- TAK, TTGV ve TÜSİAD tarafından organize edilen 11. Teknoloji Ödülleri, 21 Mayıs’ta sahiplerini bulacak. Rekor sayıda başvurunun gerçekleştiği yarışmada 29 proje finale kaldı. TTGV Teknoloji Ödülleri Yürütme Komitesi Üyesi ve Proje Yöneticisi Evren Bükülmez, “Rekor sayıda başvuru aldık. 150 firma başvuru yaptı. 86’sı büyük firma, 29 tanesi finalist oldu” diye konuştu.
Teknoloji Ödülleri’nde 9 ayrı kategoride ödül vermeyi hedeflediklerini dile getiren Evren Bükülmez, başvurularda İstanbul ve Ankara’nın ön plana çıktığını söyledi. Verilecek ödüllerin prestij açısından çık önemli olduğunu ifade eden Bükülmez, “Bu yıl 11.si verilecek. Geçmiş dönemlerde başvuru sayısı 40-50 lerde kalıyordu” dedi. Projelerin belirli başlıklara göre değerlendirdiğini aktaran Evren, “Yenilikçi yön, ulusal kazanım, ekonomik durum gibi kıstaslar var. Gerçekleşmiş projeler daha yüksek puan alıyor. Ancak değerlendirmelerde teknoloji önceliği var. Teknoloji puano belli bir eşiğin altındaki firmaların projeleri inovatif de olsa çok büyük bir kazanç sağlasa da teknoloji daha çok ön plana çıkıyor” ifadelerini kullandı.
DÜNYA Gazetesi olarak finalist şirketlerin projelerini okurlarımıza dizi yazı olarak tanıtıyoruz. Birinci bölümde finalist 5 şirket ve projeleri şöyle:
Moleküler Görüntüleme'nin robotuyla radyasyon güvenliği üst düzeyde izlenecek
Moleküler Görüntüleme Ticaret ve Sanayi, TTGV’nin yarışmasına “Bilgisayar Konrtrollü Tc99mm Radyofarmasötikleri Hazırlama Sistemi” projesiyle katılıyor. Projenin klinik nükleer tıp uygulamalarına yeni bir soluk getirdiği belirtiliyor. Firmanın geliştirdiği cihaz, radyoaktif ilaçların hazırlanmasında kullanılacak. Tanıtım notunda, “Bu proje ile pratikte eczacılar veya teknisyenler tarafından el ile hazırlanan Tc99m radyonüklidi ile işaretli radyofarmasötikleri, steril koşullarda otomatik olarak hazırlayan bir cihazın tasarımı ve prototip üretiminin gerçekleştirilmesi sağlanacak. Dünyada bir ilk olan bu cihaz ile bu karmaşık süreci tamamen otomatize eden, hasta ve personel güvenliğini artıran, hız ve verim artışı (dolayısı ile maliyet avantajı) sağlayan, süreçleri takip edilebilir ve raporlanabilir kılan yenilikçi bir ürün geliştirildi. Radyofarmasötiklerin reçetelerine ve ulusal düzenlemelere uygun hazırlanması; hasta ve teknisyen güvenliğinin dikkate alınması gerekiyor. Nükleer tıp uygulamalarında dünyada mevcutu olmayan bu cihaz ile hız, radyasyon güvenliği, izlenebilirlik ve USP797 uyumluluğu sağlanmış; Tc99m radyofarmasötiklerinin kişisel dozlarda yüksek doğrulukla hazırlanması son derece pratikleşmiştir. Bu proje ülkemizde yeni bir sanayi dalı olarak ‘Tıbbi Robotik’ konusu da gündeme gelmesini sağlayacak” denildi.
TUSAŞ: rotor test sistemi geliştirme projesiyle yarışmaya katılıyor
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) “Rotor ve Rotor Test Sistemi Geliştirme” adlı projesiyle yarışacak. Firmanın tanıtım notuna göre proje kapsamında geliştirilen test sisteminin yurtdışında çok az benzeri var. Gerçek boyutlu rotor testi kabiliyetine sadece NASA, DLR gibi bazı dünya çapında büyük araştırma merkezleri ile helikopter firmaları sahip. Bu proje ile değerli bir test sistemi Türkiye’ye kazandırılıyor. Sistem, ülke havacılık sanayinin küresel pazarda rekabetçi konuma yükselebilmesinde de pay sahibi olacak. Şirketin bilgi notunda şu açıklama yapıldı: “Helikopter Rotor parçalarının belirli aralıklarla yenilenmesi gerekiyor. Bu projede oluşturulan bilgi birikimi ile yeni ürünler tasarlanabileceği gibi mevcut helikopterler içinde geliştirme faaliyetleri de yapılabilecek. Helikopterlerin kullanımı sırasında, uçuş planlaması ve rota seçimi için önemli bir kıstas olan gürültü seviyesinin doğrudan kaynağı rotorlardır. Bu proje ile rotor tasarım iyileştirilecek, özgün teknolojilerle desteklenerek yürütülecek, daha az gürültücü çevreci rotor tasarımlarına erişim mümkün olacak. Bu çalışmayla projenin başlatılmasının ana gerekçesi olan özgün hafif sınıf genel maksat helikopter tasarım ve üretimi çalışmalarında çok önemli bir aşama kat edilmiş, Türk Havacılık Sanayi ve onunla birlikte gelişecek olan Türk Sanayi için büyük bir güven oluşmuştur.”
TST, kırıkları daha çabuk ve güvenli iyileştiren ön kol çivisi geliştirdi
TST Rakor ve Tıbbi Aletler Sanayi “Ön Kol Kemiklerinin Medulla Yapısına Uygun Kanal-İçi Kilitli Çivi Geliştirilmesi” projesiyle yarışacak. Firmanın bilgi notunda proje şöyle anlatılıyor: “Erişkin önkol diafiz kırıklarının cerrahi tedavisinde en sık başvurulan yöntem plak-vida uygulamalarıdır. Ancak, bu tekniğin uygulanmasında kemik dokuyu çevreleyen kas, damar, sinir, cilt gibi dokulara daha fazla müdahale edildiği için yumuşak doku hasarı meydana gelir. Plak basısı nedeniyle kemik kılcal kan dolaşımı bozulur. Ayrıca enfeksiyon riski, ciltteki kozmetik sorunlar ve ameliyat sonrası alçıya alma vs. gibi ek tespit kullanım zorunluluğu bu yöntemin dezavantajları arasındadır. Bu durum yeni kemik-içi önkol çivilerinin tasarımını zorunlu kılmıştır. Çok fonksiyonlu önkol intramedüller çivilerinin ilk olarak ülkemizde üretilmesi ile dünya literatüründe bir ilk olması ayrı bir gurur kaynağıdır. Yeni ve farklı önkol çivileri, enfeksiyon riskini azaltmakta, yumuşak doku korunmaktadır. Ameliyat sonrasında alçı ya da atel gibi ek tespit materyallerine ihtiyaç duyulmadan yeterli stabiliteyi ve rijitliği sağlayabilmekte, daha konforlu bir iyileşme süreci sağlanmakta, damar- sinir yaralanma riski ekarte edilebilmekte, hastaların erkenden normal hayatlarına dönebilmesi, ameliyat sonrası fonksiyon kayıplarının azaltılmaktadır."
Taleworlds Entertainment'in oyunu en iyi 100 oyun arasına girdi
Taleworlds Entertainment İkisoft Yazılım, yarışmaya “Mount and Blade Versiyon 3” projesiyle katılıyor. 2010 yılında, Armağan Yavuz önderliğinde, 16 kişilik bir ekip ile başlatılan Mount and Blade Versiyon 3 Projesi, TaleWorlds ismini ve Mount & Blade serisi oyunların başarısını devam ettirme amacında. Mount & Blade, 2 yıl içerisinde 300 bin satış adedini aştı ve uluslararası oyun sektöründe Türkiye adına daha önce elde edilmemiş bir başarıyı yakaladı.Firma şimdi de Mount and Blade Versiyon 3’ü geliştirdi. Projeyi tanıtım notunda şöyle deniliyor: “Mount & Blade 2’de ilk oyunun marka değeri korundu, gerçekleştirilen yeni teknolojilerle birlikte yabancı rakiplerle mücadele edebilme gücü artırıldı ve marka değeri daha yükseltildi. Mount & Blade serisi oyunları, bugüne kadar dünya çapında pek çok yabancı kuruluş tarafından aldığı yılın en iyi rpg oyunu, editörün seçimi gibi ödüllerin yanı sıra son olarak PC Gamer tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 100 oyunu arasında gösterildi. Seri toplam 2 milyon satış adedini aşarak, yine bir ilke imza attı. Mount & Blade Versiyon 3’ün geliştirilmiş komut sistemi mimarisi, görsel açıdan gerçekçi animasyonları ve animasyon çeşitliliği, günümüz teknolojisini yakalamış grafikleri ve gerçekçi ve yüksek performanslı yapay zekası, oyunun ön plana çıkan yeni özellikleri arasındadır.”
Akış Isı, nitrürleme sürecini iyileştiren teknoloji geliştirdi
Akış Isı ve Yanma Teknolojileri Ticaret AŞ, "Endüstriyel Seri Üretimlerde Uygulanan Nitrürleme Sürecinin İyileştirilmesi” projesiyle yarışacak” Şirketin proje tanıtım notunda şöyle deniliyor: “Bu işlemle yüzey sertliğinin, aşınmaya ve kimyasal etkilenmelere direnç ve yorulmaya dayanımın artması başlıca kazanımlardır. Ancak amonyak gazının N2 ve H2 gazlarına parçalanması ve yüzeyde adsorp türlerin oluşumu süreci çok iyi kontrol edilemediğinde istenen sonuçları elde etmek neredeyse olanaksızdır. Bu nedenle nitrürleme sürecinin iyileştirilmesi ve fırın özelliklerinin yeniden tasarlanması uluslararası pazarda söz sahibi bir çok firmanın öncelikli Ar-Ge konusudur. Bu proje nitrürlemenin eniyileştirilmesi için akış dolaşımını yeniden tasarlamak üzerine kurgulandı. Çalışmalar sonucunda fırın geometrisi, yükleme sepetleri ve sirkülasyon fanında değişikliklere gidildi, işletim koşulları yeni gaz kompozisyonu önerilerek değiştirildi. Nitrürleme sürecindeki tepkimelerin gerçek fırın atmosferinde incelenmesi bir ilktir. Literatürde bu süreçlerle ilgili olarak kullanılabilecek ciddi kimyasal kinetik verisi bulunmamaktadır. Bu proje çerçevesinde gerçekleştirilen performans yeterlilik çalışmaları aynı zamanda sistemin uygunluk standartlarının gelişmesine de katkıda bulunmuştur."