Sola Unitas, her yıl yüzde yüz büyüyor
Özellikle kurumsal eğitimlerle büyük bir ivme kazanan Sola Unitas, 2016 yılında sadece Paul Ekman eğitimleriyle cirolarında yaklaşık yüzde 50'lik bir büyüme öngörüyor.
Dilek SEVAL
İSTANBUL - Sola Unitas olarak 2010 yılından bu yana, hayatlarını geliştirmek, dönüştürmek isteyen katılımcılara akredite eğitimler verdiklerini aktaran Umut Kısa, tamamı PCC unvanlı 20 kişilik bir eğitmen kadrolarının ve koç havuzlarında minimum ACC unvanına sahip çok sayıda koçları olduğunu aktardı. Şu an İstanbul Kozyatağı'nda ve Harbiye'de iki ofislerinin bulunduğunu dile getiren Kısa, Türkiye çapında da İzmir, Ankara, Samsun, Malatya ve Antalya'da yedi noktadan 21 eğitmenle eğitimlerine devam ettiklerini anlattı. 2015 yılında kurumsal ve bireysel olarak bin 200'ün üzerinde kişiye eğitim verdiklerini ifade eden Kısa, "Bu eğitimlerin yüzde 30'u bireysel olarak koçluk yetkinlikleri kazanmak isteyenler olurken, asıl büyümeyi özellikle farklı iletişim becerileri ve liderlik yetkinlikleri kazanmak isteyen çok uluslu şirketler sağladı. 2015 yılını 2 milyon dolar ciro ile kapattık. 2016'da ise sadece Paul Ekman eğitimleriyle yüzde 50'lik bir büyüme öngörüyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Aynı zamanda 2016 yılında var olan yapıları güçlendirmek ve zenginleştirmek ile geçirecekleri bilgisini veren Kısa, şube anlamında Gaziantep ve Bursa'nın hedef bölgeler grubunda olduğunu ve sadece bu şehirler ile fırsatları değerlendireceklerini vurguladı. Son olarak da 'İstanbul School of Psychology'i kurduklarını sözlerine ekleyen Kısa, "2025 yılında bu yapıyı üniversite haline getirmeyi planlıyoruz. Psikoloji, felsefe ve sosyoloji alanlarında faaliyette olacak bu yapımızın çalışmalarını sürdürüyoruz" şeklinde bilgi verdi.
'Kurumlara özel çözümleri güçlendiriyoruz'
Psikolog Prof. Dr. Paul Ekman'ın ürünü mikro mimik okuma eğitimlerini Türkiye'ye 2014 yılında getirdiklerini hatırlatan Kısa, bu yıl Paul Ekman Eğitimleri'nde kurumlar tarafında önemli bir büyüme öngördüklerini söyledi. Kurumların çoğu iletişim becerileri güçlü ve karlılığı odaklayan iletişim becerilerine sahip insan kaynağı ihtiyacı içinde olduklarına değinen Kısa, "Özellikle duygu okuma ve duyguları yönetme alanlarında ve dolayısıyla koçluğun kurumsal etkilerini artıracak modellerle ilerleyeceğiz. ICF'in eğitimleri merkezi konularını korurken kurumlara özel çözümleri güçlendirmeyi arzuluyoruz. Bunun için müşteri laboratuvar deneyimleri ve akademik yapılar ve kar odaklı yapılar için sürdürülebilir liderleri yetiştirmek ve geliştirmekle ilgileniyoruz" açıklamasında bulundu.
Katılımcıları konusunda ise seçici olmayı önemsediklerinin altını çizen Kısa, maksimum 20 kişi kapasiteli koçluk eğitim programlarına bu sayının yaklaşık hep iki katı talep aldıklarını söyledi. Bu durumun kendilerine seçme gerekliliğini getirdiğini kaydeden Kısa, "Bu çapta bir şirket olarak sektörümüzün uzun vadede sağlam ve güçlü olabilmesi için sorumluluğumuzun farkındayız. Doğru seçimler yapmalıyız. Yaptığımız iş, insan odaklı insan yaşamına birebir temas ediyor. Bu nedenle seçim kriterlerimizden en önemlisi, eğitim almak isteyen kişinin öğrenmeye, gelişmeye ne kadar açık olduğu ve bu işi yapmak konusunda isteği ve arzusu" diye konuştu.
İzotomi ile çocukların meslekleri belirleniyor
Shalom Schwartz'ın kullandığı değerler yöntemi ile çocukların gelecekteki mesleğini belirleyen İzotomi sisteminin iki seanslık görüşme ve bir psikolojik testten oluştuğunu açıklayan Umut Kısa, görüşme sırasında hem kalitatif hem de kantitatif değerlerin hesaplanarak ortaya çıkarıldığını anlattı. Değerler haritası oluşturulurken 60 meslek grubundan bin 700 kişiye anket uyguladıklarını söyleyen Kısa şöyle devam etti: "Bu insanlara mutlu olup olmadıklarını sorduk. Mutlu ve mutsuz olanlara nedenlerini sorduk ve hepsinde farkettiğimiz durum yaptıkları işin kişisel değerlerine uymamasıydı. Mutlu olanların da yaptıkları işler kişisel değerlerine uygundu. Hangi meslekte, hangi değerlerle daha mutlu olunacağına dair bir harita çıkarttık. Değerler çok zor değiştiği için çocuklara dönüp değerlerini çıkarttığımız haritada nereye oturduklarını bulduk. Çocuklara ne olmak istediklerini sorduğunuzda o anda ne olmak istediğini söyler, gelecekte ne olmak istediğini söylemez. Bu sistem ve değerler haritasının örtüşmesi sanki gelecekten bir mesaj gibiydi. İşte 'İzotomi' dediğimiz şey budur."