Şirketlerin su kullanımında şeffaf bir dönem başlıyor
Garanti Bankası ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu işbirliğinde hayata geçirilen CDP Su Programı, şirketleri su kullanımında şeffaflığa davet ediyor
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
CDP Su Programı, su konusunda özel sektörün sorumluluk alması gerekliliğinden hareketle, şirketleri harekete geçirmeyi ve yönlendirmeyi hedefliyor.
Garanti Bankası ve Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu işbirliğinde Türkiye’de hayata geçirilen CDP Su Programı, şirketlere su kullanımlarını şeff af bir şekilde açıklayabilecekleri bir platform sunuyor.
Türkiye’nin, uygulamanın yürütüleceği ilk ülkeler arasında yer aldığı program kapsamında, Türkiye’den davet alan 50 şirket, BIST-100 endeksinde yer alan şirketler içerisinden seçildi. Bu 50 şirket su kullanımından kaynaklanan riskleri dikkate alan sektörel bir filtreleme uygulanarak belirlendi. Bu şirketlere, uluslararası yatırımcılar adına, CDP Su Programı soru formunu yanıtlaması için davet gönderildi.
Türkiye’de su konusunda yeni bir dönemi başlatması hedeflenen programın tanıtım toplantısında, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker “Su sorunu, Enerji, İklim Değişikliği ve Güvenlik ve Kişisel Haklar, birbirinden ayrılamaz ve geleceğimizi, aslında geleceğimizin olup olmayacağını, belirleyen sorunlarıdır. Bu sorunlar üzerine bütün kurum ve sektörler etkin sonuca yönelik bir işbirliği içinde çalışmalıdır. Sabancı Üniversitesi olarak, Garanti Bankasıyla beraber bu atılımı yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.
"Riskleri anlatıyoruz"
“Başta su olmak üzere, çevresel tüm riskleri anlama konusunda sahip olduğumuz donanım ve tecrübeyi, iş dünyasına aktarmak konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz” yorumlarını yapan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, “2012 yılından bu yana kredilendirme süreçlerimizde müşterilerimizi bu riskler hakkında bilgilendiriyor, yatırımlarının hassasiyetle hayata geçirilmesine destek veriyoruz” dedi.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat ise “CDP’nin iklim değişikliğiyle ilgili soru formlarına şirketlerin verdikleri cevaplar, Türkiye’de en önemli iklim değişikliği riskinin su kıtlığı olduğunu gösterdi. Bu yüzden CDP Su Programı’nı ülkemizde başlatma gereği duyduk. İklim değişikliği raporlaması için gönderilen soru formu, suyla ilgili risklerin tanımlanmasını sağlıyor ancak su programındaki sorular doğrudan doğruya şirketlerin su kaynakları üzerindeki etkisini ölçüyor” bilgisini verdi.
Türkiye suya dair risk ve fırsatlar barındırıyor
►CDP Su Programı Başkanı Cate Lamb’un verdiği bilgilere göre, CDP; 112 ülke ve 91 alt sektörü kapsayan dünyanın en büyük ve en kapsamlı kurumsal su verisine sahip. Bu kapsamda birçok şirket Türkiye’yi suya ilişkin önemli risk ve fırsat barındıran bir bölge olarak tanımlıyor. Dolayısıyla su güvenliğinin kötüleşmesi ile oluşacak yerel ve küresel zorluklara karşı şirketlerin, hükümet yetkililerinin ve toplumun hızlı, etkili ve topluca hareket etmesi gerekiyor.
►Dünya genelinde bir milyona yakın insan temiz su kaynaklarına erişemiyor.
►Hızla artan nüfus ve ekonomik büyüme geçtiğimiz 50 yılda küresel su kullanımının üç kat artmasına neden oldu.
►Su kullanımındaki artış, 2025 yılına kadar gelişmekte olan ekonomiler için yüzde 50, gelişmiş ekonomiler içinse yüzde 18 oranında artacak.
►CDP’ye göre kurumsal su yönetiminde gerekli değişiklikler bir an önce yapılmazsa, 2050 yılı itibarıyla küresel ekonominin 63 trilyon dolarlık kısmının (2050 yılında ulaşılacak toplam GSMH’nın yüzde 45’i, şu anki dünya ekonomisinin 1.5 katı) tehlikeye girmesi bekleniyor.
►Aynı dönemde artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için gerekli olan su altyapı yatırımları için ortalama 8 trilyon dolar yatırıma ihtiyaç duyulacak.
►Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli hissedileceği yerlerden biri olarak dikkat çekiyor. Yapılan tüm araştırmalar Türkiye’de kuraklık etkilerinin artacağını veülkenin yakın bir zamanda su kıtlığı ile karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Türkiye’de kullanılabilen su kaynakları potansiyeli azalırken, Türkiye’nin su tüketim ihtiyacının önümüzdeki 25 yılda 3 kat artacağı gözlemleniyor.