Siemens Ev Aletleri, sürdürülebilirlik stratejisini tanıttı
Siemens Ev Aletleri, daha iyi bir dünya hedefine katkı olarak sürdürülebilirlik çalışmalarını ‘Geleceği Merak Edenlere’ sloganı özelinde, bir lansman etkinliğiyle duyurdu. Marka, hayatı kolaylaştıran ileri ve yenilikçi teknolojilerini ön plana çıkaran “Geleceği Merak Edenlere” sloganını, ‘Daha iyi bir gelecek ancak merak ve yenilikçi teknojilerle mümkün olabilir’ diyerek açıklıyor.
Siemens Ev Aletleri, “merak etmek” kavramını odağına aldığı sürdürülebilirlik stratejisini, gerçekleştirdiği lansman davetiyle tanıttı. Geleceği merak edenler için yenilikçi teknolojiler geliştiren, “daha azıyla çok daha fazlasını yapabilen” daha az enerji ve su tüketen ürünleriyle dikkat çeken marka, Geleceği Merak Edenlere sloganıyla sürdürülebilirlik hedeflerini paylaştı. Marka, daha iyi bir gelecek için sürdürülebilirliğin önemine de gerçekleştirdiği panelle dikkat çekti. “Teknolojiye sorumluluğu öğretebilir miyiz?” sorusu ve merak duygusuyla geliştirdiği teknolojiler sayesinde yenilikçi teknolojilerle daha iyi bir gelecek için ürünler geliştirdiğinin de altını çizdi.
BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın’ın ev sahibi olduğu ve açılış konuşmasını yaptığı davette, markanın Türkiye kampanya yüzü oyuncu Kaan Urgancıoğlu, gazeteci-yazar Cem Seymen, Siemens Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Ekin Sarfati ve Siemens Ev Aletleri Satış Direktörü Hakan Sultar’ın katıldığı bir de panel gerçekleşti.
Açılış konuşmasında Siemens’in yenilenen marka kimliğine ve sürdürülebilir bir gelecek için üstlendiği role değinen BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın, “Yarının sürdürülebilir yaşamını bugünden mümkün kılabilmek için çalışmalarını sürdüren Siemens, günlük hayatlarımızın çevreye olan etkisinin sorumluluğunu hissederek, sürekli olarak yenilikçi teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Bu yolculuğunda Siemens’in en büyük gücü, teknolojisi. Bugün geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojilerin günlük hayatımızda yaratacağı ufak değişiklikler, yarının dünyasında çok büyük değişimlere kapı aralıyor. Tam da bu yüzden artık yenilikçi teknolojilerin sadece insanı değil, dünyamız ve doğamızı da odağına alması gerekiyor” dedi. Sığın, ayrıca Avrupa’nın lider ev aletleri üreticisi olarak tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik ilkeleri ışığında yürüttüklerini belirterek, bu yönde yaptıkları çalışmalardan ise şöyle özetledi:
“2020'den bu yana karbon nötr olarak faaliyet gösteriyoruz. Hâlihazırda gerekli olan fosil yakıtların ürettiği emisyonların %63'ünü yeşil enerji kaynaklarıyla değiştiriyoruz. Hedefimiz, 2030 yılına kadar tüm iş yerlerimize %100 yeşil elektrik sağlamak. Bir yandan teknolojimizi sürdürülebilir değerler üretmek üzere sürekli geliştirirken bir yandan da döngüsel ekonomi alanında öncü çalışmalara imza atıyoruz. 2030 yılına kadar ürünlerimizin %50’sinin dönüştürülmüş malzemelerden oluşmasını, 2030 yılına kadar ise cihazlarda yeniden kullanılabilen malzeme oranını en az %95'e çıkarmayı hedefliyoruz.”
Oyuncu Kaan Urgancıoğlu ise panelde “Daha iyi bir dünya için gezegenin bir bireyi olarak üzerime düşeni yapmak istiyorum” sözleriyle herkesin bu konuda sorumluluk alması gerektiğine vurgu yaptı. Urgancıoğlu, “Hepimizin bildiği gibi iklim krizi nedeniyle dünya yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Tüm dünya iklim krizinin etkileri ile baş etmeye çalışıyor. Ben de bu gezegenin bir bireyi olarak, üzerime düşeni yapmak istiyorum. Bu nedenle de önceliğim, dünyanın geleceğini dert edinen ve bu konuda sorumluluk üstlenen markalarla çalışmak. Siemens gibi sürdürülebilir bir yaşamı mümkün kılabilmek için çalışan, gündelik hayatımızın çevreye olan etkisinin sorumluluğunu üzerinde hissederek, dünyayı korumak için yenilikçi teknolojiler geliştiren bir markayla çalışmak, beni mutlu ediyor. Siemens’in en büyük gücü, teknolojisi. Geliştirdiği yenilikçi teknolojilerle yarının dünyasında çok büyük değişimlere kapı aralıyor. Bu teknolojilerle sadece insanı değil, doğayı ve dünyamızı da odağına alıyor. Ürünlerinde de bu çabası belirgin bir şekilde görülüyor” dedi.
Gazeteci-yazar Cem Seymen’in de konuk olduğu panelde Seymen, “Sürdürülebilirliğin üç boyutu var; ekonomik, çevresel ve sosyal bileşenler. Bu 3 temel unsuru da eşit ölçüde göz önünde bulundurmak hepimizin ortak sorumluluğu. Yani bütüncül bir yaklaşımla sorunları dayanışma içinde çözebiliriz. Sürdürülebilir Kalkınma, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Kurumsal Yönetim, Paydaşlarla Etik Değerler, Biyoçeşitlilik, Karbon Ayak İzi, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Sürdürülebilirlikte kilometre taşları. Bu taşları beraber döşemek zorundayız. Gezegenimiz için, kendimiz için, gelecekte kaynaklardan özgürce faydalanacak çocuklarımız için” sözleriyle dikkat çekti.