Şeffaflık olmadan 'ekonomide ilk 10' hedefine ulaşmak zor
TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Göçmen, sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetimin birbirlerinden ayrı olarak değerlendirilemeyecek kavramlar olduğunu söylüyor
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
2003 yılında kurulan Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), özel sektör, kamu kuruluşları, medya, düzenleyiciler, sivil toplum kuruluşları ve akademik dünya arasında bir iletişim ağı kurarak kurumsal yönetim uygulamalarının gelişmesini hedefliyor.
TKYD bugünlerde, G20 süreci ile hızlanan faaliyetleri yürütüyor. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Göçmen, “Kurumsal yönetim konusunda temel çerçeveyi ortaya koyan OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin 2015 yılında güncellenecek olması ve G20’deki liderliğimizin de etkisiyle ilkelerin Türkiye’de tanıtılacak olması bize önemli sorumluluklar yüklüyor” diyor. TKYD, 14 Ocak’ta VIII. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi’nde bu süreçte gerçekleştireceği projeleri de tanıtacak.
Sorularımızı yanıtlayan Mehmet Göçmen, sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetimin birbirlerinden ayrı olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan kavramlar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kurumsal yönetim sürdürülebilirlik anlayışının var olabilmesi için gerekli ortamı hazırlayan temel unsur.”
Mehmet Göçmen’e, şeffaflık ve hesap verebilirlikte Türk şirketleri ne durumda; aile şirketlerinde kurumsal yönetim nasıl gelişir; yönetim kurullarında kadın oranı neden hala çok düşük gibi sorular ilettik. İşte yanıtları: * “Türkiye 17. büyük ekonomi olarak gösteriliyor ve hedeflerimiz arasında 10. ekonomik güç olduğu dile getiriliyor. Şüphesiz bunlar çok önemli ve büyük hedefler. Ancak uluslararası endekslere baktığımızda, bu hedefleri kolaylıkla yakalamamıza olanak tanımayacak bir durum olduğunu görüyoruz. Uluslararası Şeffaflık Örgütü sıralamasında Türkiye 64. sırada yer alıyor. International Finance Corporation (IFC) tarafından hazırlanan Doing Business raporlarında azınlık hissedarlarının haklarının korunması kriterinde 13. sırada olmamız önemli ancak aynı değerlendirme çalışmasında yüzüncü sıralarda yer aldığımız değerlendirmeler de söz konusu. Bu konuda ev ödevlerimizi yapmamız gerekiyor.”
Şeffaflık beklentisi yüksek değil
“Halka açık şirketler için oluşturulan kurumsal yönetim ilkeleri konsantre hisse yapısına sahip aile şirketlerinin egemen olduğu gibi ekonomilerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenerek 1999 yılından bugüne KOBİ’ler ve halka kapalı şirketler için önemli araçlar sunan bir yönetim biçimi haline geldi. Burada önemli olan uluslararası alanda geçerli ilkeleri ülkenin yasal çerçevesi ve iş yapış kültürüne yakınlaştırmak ve uygulama alanı bulmasına yardımcı olmak. TKYD olarak bugüne kadar halka kapalı aile şirketleri, medya grupları, sivil toplum kuruluşları, futbol kulüpleri gibi farklı alanlarda rehberler hazırlayarak kurumsal yönetimin farklı alanlarda nasıl uygulanabilir olacağına dair çalışmaları faydaya sunduk. Geride kalan 11 yılda Anadolu’nun 38 ilinde düzenlediğimiz seminerlerdeki gözlemlerimize dayanarak önemli ölçüde gelişme olduğunu belirtebiliriz. Aile şirketlerinin yoğunlukta olduğu Türkiye ekonomisinde kurumsal yönetim ile yaratılacak değerin anlatılması önemli. Şeffaflık beklentisi yüksek olmadığından ve iş yapış tarzlarında bir sorun oluşmayan şirketler bu ilkeleri hayata geçirmek için iştahlı olmayabiliyor. Ancak ortalama bir şirket ömrünün 35 yıl civarında olduğu düşünüldüğünde, konununw stratejik bir gündeme işaret ettiğini görüyoruz. Burada önemli sorunlardan biri de kayıt dışı ekonomi. Mali tabloların hazırlanmasında ve şeffaflık ile ilgili yaşanan sorunlarda bu konunun önemli bir yeri olduğu düşünülüyor. Kayıt dışılığın azaltılması yönünde güçlü bir irade ile hareket etmek bu konuda da önemli kazanımları getirecek.”
Yönetim kurullarına daha fazla kadın hedefliyoruz
“TKYD’nin de destekçisi olduğu ‘Bağımsız Kadın Direktörler Projesi’, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, İsveç Konsolosluğu’nun finansal ve Egon Zehnder International Turkiye ofisinin stratejik desteği ile yürütülüyor. ‘Bağımsız Kadın Direktörler Projesi’, kadınların yönetim kurullarındaki konumunun güçlendirilmesini ve bu yolla yönetim kurullarının daha etkin çalışmasını hedefl iyor. Proje kapsamında hazırlanan rapora baktığımızda; BIST’de yer alan 422 şirketin yönetim kurullarının incelendiği 2014 yılından 2013’e göre kadın direktör sayısında bir değişiklik yok ancak 2014 yılında yeni atanan bağımsız yönetim kurulu üyelerinin yüzde 24’ünün kadın olduğunu görüyoruz. Bağımsız üyeler arasında kadın üye oranının artmasına paralel olarak Yönetim Kurulu Komiteleri’nde yer alan üyeler arasında da kadın üye oranı artmış. ‘Global Board Ready Women’ inisiyatifinin de kurucu üyesi olan proje kapsamında, 2015 dönemi genel kurullarının sonuna kadar BIST şirketleri yönetim kurullarında kadın direktör oranının yüzde 25’e ulaşması, Türkiye’de yönetim kurulunda kadın direktör bulunmayan şirket kalmaması, yönetim kurullarının kadın üyelerle güçlendirilmesi hedefleniyor.”