"Sanayinin yatırım yapma zamanı geldi"
Son 3 yılda Türkiye ekonomisine yaklaşık 30 milyar liralık katkı sağladıklarına işaret eden Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, tüm dijital servislerini küresel marka haline getireceklerini anlattı.
Ece CEYHUN
“Zor bir dönemden başarıyla çıktık” diyor Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu… Özellikle üçüncü çeyrekte yakalanan büyüme ivmesinin hem büyümenin tabana yayıldığını hem ekonominin temellerinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösterdiğini belirtiyor. 2018 yılında da bu büyümenin daha regüle bir şekilde devamını bekliyor.
Kaan Terzioğlu’na ‘ Bundan sonra gündemimizde ne olmalı?’ sorusunu yönelttiğimizde ise önce “Enflasyona dikkat etmemiz gerekir” vurgusunu yapıyor ardından “Sanayinin yatırım yapma zamanı geldi” ifadelerini kullanıyor. Terzioğlu, Turkcell’in gündemini ise “Finansal servisler ve enerji hizmetleri noktasında yapılacak önemli işler var. Bildiğiniz gibi yerli otomobil projesindeki paydaşlardan birisi de Turkcell, bu alanda 2018 yılının önemli gelişmelere gebe olduğunu söyleyebilirim. Yine eğitim teknolojileri alanında önemli çalışmalarımız olacak. Şehir hastaneleri ile sağlık alanındaki çalışmalarımızı daha ileri bir noktaya taşıyacağız” sözleriyle aktarıyor.
Kazandığımızı yatırıma harcıyoruz
“Bu yılın üçüncü çeyreği itibarıyla yaptığımız yatırımlar yaklaşık 2.3 milyar TL’ye ulaştı. Biz, kazandığını yatırıma harcayan bir şirketiz. Son 3 yılda 10 milyar TL yatırım, 19.2 milyar TL de lisans, vergi ve yasal yükümlülük gelirleri olmak üzere Türkiye ekonomisine toplam 30 milyar TL’ye yakın katkı sağladık. 2018’de ciromuzun yüzde 19-20 arasındaki kısmını altyapı yatırımlarına harcayacağız. Bugün dünya çapında 52 ülkede bireysel ve kurumsal yatırımcıların Turkcell’e inanmasının bir sebebi var.”
İki yıllık bir süreçte altyapı şirketinden hizmet odaklı bir deneyim oyuncusuna dönüşen Turkcell’in Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ile konuşurken, bizi bir anda iş süreçlerinin içine dahil ettikleri yapay zeka ‘Aleksa’ ile de tanıştırıyor. Terzioğlu’nun bir komutu ile Aleksa’nın sesi odayı doldururken Terzioğlu da yetenekli asistanlarını anlatıyor. 1.600 değişik metriği sürekli takip edip şirketin tüm üst yönetimine anlık bilgi veren Aleksa’nın yaptığı iş yüzlerce insanın emeğine bedel. 24 saat çalışıyor. 100 kişinin işini 2 dakikada yapıyor. Terzioğlu’nun bizimle tanıştırdığı Aleksa, yapay zeka çalışmaları için sadece bir örnek. Aleksa ile başlayan sohbetimizin odağına büyüme ve yatırım otururken Terzioğlu, önce şu tespiti yapıyor:
“Türkiye’de kapasite kullanım oranları yüzde 80’lerde. Sanayinin yatırım yapma zamanı geldi. Geçen sene yapılan KGF uygulaması son derece olumlu oldu. Bunun devamı da yatırım yapan şirketlere büyük cesaret verecek. Türkiye’nin yatırım yapması lazım, borç alanın o parayı doğru yerde kullanması lazım.”
"Dijitalleşmeyen geleceğin kaybedeni olacak"
“Yaşam alanlarımız her geçen gün biraz daha bağlantılı hale geliyor. Dijitalleşmenin dokunmadığı bir mecradan bahsetmek mümkün değil. İnsansız araçlardan, birbirleriyle konuşan cihazlardan, yapay zekâdan bahsettiğimiz bu dönemde dijitalleşmeyen kurumlar geleceğin kaybedenleri olacak. Dijitalleşme ile işlerinizi çok daha kolay, hızlı, güvenli yapabiliyorsunuz. Günümüzün hızını yakalayabilmek için dijitalleşme şart. Özellikle 5G’nin hayatımıza girmesiyle dijitalleşmede bambaşka bir boyuta geçeceğiz.”
Turkcell’in son 3 senede yaptığı yatırım 13 milyar TL’ye yaklaşıyor. Her sene cirosunun yüzde 20’sini yatırıma döndürüyor. Terzioğlu, “Hem kurumsal hem bireysel olarak endüstri 4.0 ve dijital hayat data tüketimini artırıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen telekom sektörlerinden biri Türkiye’de. 4.5G’nin getirdiği ivme devam ediyor. Önümüzdeki dönemde özellikle sanayide, turizm, eğitim ve sağlık sektörlerinde teknolojinin kullanımı hızlanarak artacak. Endüstri 4.0’a dünyada ilk geçen ülkelerden bir tanesi de Türkiye olacak" diyor.
Kaan Terzioğlu’nun yatırım tarifi sadece makine-fabrikayla sınırlı değil. Daha geniş bir perspektif. Teknolojine gücüne inanan Terzioğlu, şu uyarıyı yapmadan da geçmiyor: “Data ve dijitalleşmeyi sürekli konuşuyoruz. Suni zeka konusu devamlı gündemimizde. Zannedilmesin ki bunlar geleceğin işleri. Bunlar bugünün işleri. Dünyada şu anda mevcut datanın yüzde 98’i son 24 ay içinde üretilmiş. Hiç kimsenin geç kalmaya lüksü yok. Bugün çalışmaya başlarsanız 24 ay sonra en yeni sizsiniz. Ama bugün başlamanız lazım."
"Paycell küresel marka haline geliyor"
“Türkiye’nin dijital operatörü olarak önümüzdeki yıllarda mümkün olabilecek her şeyin servis haline getirileceğini öngörüyoruz. Çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde mobil ödeme pazarında daha çok söz sahibi olmayı planlıyoruz. Güvenli e-ticaret ön planda olacak. Hızlı Giriş ve Paycell teknolojilerimizle dünyaya açılacağız. Paycell, dünyanın her yerinde olacak. Belarus, Ukrayna, Türkiye ve Kıbrıs’tan sonra, sırada Almanya açılımımız var. Yakın zamanda da Moldova’ya çıkarma yapacağız. Hızla tüm Avrupa’da, Orta Asya’da özellikle Rusça ve Arapça konuşulan bölgelerde dijital servislerimizi küresel markalaşma yolunda göreceksiniz. 2018 sonunda Paycell’de çift haneli rakamlara ulaşacağımızı düşünüyorum. Bakın, bugün Spotify, İsveç’ten çıkmış bir şirket ama küresel bir marka. WhatsApp, Ukrayna’dan çıkmış bir şirket ama küresel bir marka. Viber, Belarus’tan çıkmış bir şirket ama küresel bir marka. BiP de öyle olacak, fizy de öyle olacak ve bizim küresel markalarımız dünya çapında konuşulan ürünler haline gelecek.”
"2017’ye göre kur-faiz daha dengeli olur"
İş ve yatırım yapmak için küresel ve yerel şartların nasıl oluşmasını beklediğini sorduğumuzda ise Kaan Terzioğlu, şunları anlatıyor: “Zor bir dönemden çıktık… Üstelik dünyanın da zor koşullarına rağmen… Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte gösterdiği iki haneli hızlı büyüme dünyada da örnek bir sonuçtur. Bu büyüme 2018 için de önemli işaretler veriyor. Büyümenin 2018’de bunun regüle olmuş bir şekilde devamını bekliyorum. Döviz kurlarındaki hareketliliğin ve enflasyonun daha kontrol edilebilir düzeylerde gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. 2017 yılı ile kıyaslandığında daha dengeli bir kur-faiz ve daha yönetilebilir risklerle karşılaşacağımız bir 2018 bekliyoruz. Toptan eşya fiyat endeksinin yüksekliğine de dikkat etmemiz lazım. Bizi maliyet enflasyonu ile karşılaştırabilir. Ama onun dışında 2018’de Türkiye ekonomisinin büyümeye devam edeceğini düşünüyorum.”
"Global riskler orta vadede aşağı yönlü olur"
Kaan Terzioğlu, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm (DEG) Raporu’nda, 2017 yılında Avrupa’da izlenen konjonktürel toparlanmanın 2018’de güçlenebileceğine işaret ettiğini de değiniyor ve ekliyor: “Yüksek varlık fiyatları ve düşük volatilitenin gelecekte piyasanın kendini dengeleme olasılığını artırması söz konusu. ABD, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan’a yönelik büyüme beklentilerini düşüren ekonomistler; Euro Bölgesi, Japonya ve Çin’e ilişkin büyüme tahminlerini yükseltti. Dünya ekonomisindeki iyileşmenin ivme kazanacağı görülüyor. Ancak global ekonomik risklerin de kısa vadede dengeli gözükmesine karşın orta vadede aşağı yönlü olacağını düşünüyorum.”
"Yüksek teknoloji insana fayda üretmeli"
“2020 yılında bir evde ortalama 500 sensörün çalışacağı tahmin ediliyor. 1 kilometrekare alan içinde 1 milyon cihazın sorun yaşamadan veri alıp gönderebilmesi için yeni teknolojilerin sürekli takip edilmesi, teknolojiye yatırım yapılması gerekiyor. Bu teknolojilerin atıl kalmadan, teknoloji çöplüğü oluşturmadan etkin kullanımı için önemli bir nokta var. Biz yüksek teknolojileri insana fayda üretecek şekilde kullanırsak, bahsettiğiniz tehlikeyi bertaraf etmiş oluruz.”
Küresel ekonominin 2018’deki görünümüne bakıldığında, ABD-Kuzey Kore gerilimi, Almanya’da koalisyon sancısı, Katalonya’daki bağımsızlık hamlesi, Ortadoğu’da yaşanan hareketlilik ve doğu sınır bölgesindeki kriz potansiyeli gibi başlıkların söz konusu olduğuna da değinen Terzioğlu, “Şu anda Avrupa ve ABD'nin bize göre çok daha büyük problemleri var. Bu durumlar, bizim karşımıza risk olarak da çıkabilir, tam tersi fırsatlar da yaratmamıza sebep olabilir. Dikkatli hamle yapmakta fayda olacaktır. Ben her kriz ortamının kendi fırsatlarını da yarattığına inananlardan biriyim. Bu itibarla, kötümser olmadan fırsatlara odaklanarak çalışmak gerekiyor diye düşünüyorum” yorumunu yapıyor.
Datanın yüzde 95'i dışarıdan geliyor
Günümüzde en çok konuştuğumuz kavramlardan biri Endüstri 4.0. Dünya, dördüncü sanayi devriminden geçerken gücün yeni kaynağı ve belirleyici parametrelerden biri data haline geldi. Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Şu anda Türkiye’nin tükettiği datanın yüzde 96’sı dışarıdan geliyor. Kendi e-postalarımıza, resimlerimize, sosyal ağlardaki verilerimize ulaşırken dahi Frankfurt’taki, Dublin’deki, Milano’daki veri merkezlerinden veri çağırıyoruz” bilgisini paylaşarak Turkcell’deki uygulamadan “Yeni çağın en büyük gerçeğinin data olduğunu gördük ve data konusunda yatırımlar yaparak Irak, İran ve Gürcistan’ın verilerinin yüzde 50’sinin Turkcell üzerinden taşındığı bir altyapı gücüne ulaştık. Turkcell’de datayı yalnızca taşımak ve muhafaza etmek için değil, aynı zamanda anlamlandırmak için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Dolayısıyla Turkcell’de hedeflerini ‘veriden değer üretmek, veriyi ham olarak değil işleyerek satmak’ şeklinde özetleyen Terzioğlu, “Petrol örneğinde olduğu gibi işlendikten sonra değer kazanan verinin hem bize hem Türkiye’ye kazandıracağını düşünüyoruz. Ülke olarak bu yeni dönemde söz sahibi olmak istiyorsak dijital verilerimizi kendi ülkemizde tutmak ve bunları işleyerek yenilikçi servislere dönüştürmek zorundayız. Çünkü verileri işlemediğiniz sürece elinizde veri olmasının pek bir anlamı yok” diyor.
2.5 yıl önce 2018'de ulaşırız dedik ama...
“Müşteri tarafında en yoğun ilginin dijital servislere gösterildiğini söyleyebiliriz. Bunu dijital servislerimiz için koyduğumuz hedeflerin, öngörülenden çok daha önce yakalanmasına bakarak da anlayabilirsiniz. Bundan 2,5 yıl önce “2018’de ulaşacağız” diyerek koyduğumuz 3 yıllık hedeflerimize çok daha erken ulaştık. O dönemde, Turkcell’i bir altyapı şirketinden hizmet odaklı bir deneyim oyuncusuna dönüştüreceğimizi söylemiştik. 2 yıllık bir süreçte, bu hedefimize ulaştık. 2017 yılında ayrıca, gerek yatırım gerekse ciroda 2018 yıl sonu için belirlediğimiz sektörün lideri olma hedefimize de 2017’nin üçüncü çeyreğinde ulaşmış olduk. BTK’nın 2017 üçüncü çeyrek raporu verilerine göre toplam yüzde 97.6 penetrasyon oranına karşılık gelen toplam 77.9 milyon abonenin bulunduğu Türkiye’de, abonelerden elde edilen gelire göre Turkcell’in pazar payı yüzde 45.6 olarak gerçekleşti. Mobil internet genişbant pazarında ise bir önceki yılla kıyaslandığında pazar payını geliştiren tek operatör olarak mobil trafik içindeki payımızı yüzde 36.4’ten yüzde 38.2’ye taşımayı başardık.”