Önümüzdeki yıl için en büyük tehdit işsizlik
TUSKON, TÜGİAD ve TÜMSİAD Başkanları, 2014’le ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, ekonomiyi tehdit edecek en büyük sorunun işsizlik olduğu görüşünü paylaştı
İş dünyası örgütleri, 2013’ün zorluklarla geçtiğini söylerken, 2014’te, ekonomi için en büyük tehdit unsurunun ‘işsizlik’ olduğu görüşünde birleşti.
İş Dünyası Turu’nun bu haftaki konukları, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Dr. Hasan Sert ve Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen oldu.
2013’ün çok zor atlatılan bir yıl olduğunu ifade eden dernek ve konfederasyon başkanları, 2014 için de, öngörülerde bulundu. TUSKON Başkanı Rızanur Meral, önümüzdeki yıl yüzde 6’lık enflasyon hedefinin yakalanmasının zor gözüktüğünü savunurken, dış pazarlardaki daralmaya dikkat çekti.
Kur için çağrı
Kurlardaki oynaklık nedeniyle şirketlerin önünü görmekte zorlandığını hatırlatan Meral, siyasilerden, dövizde dalgalanma yaratacak eylem ve söylemlerden kaçınmaları çağrısında bulundu.
Meral, cari açığın yüksek seyretmeye devam ettiğine de vurgu yaparak, “Ekonomimiz, ‘kırk katır mı, kırk satır mı?’ söylemindeki gibi, cari açık ve bütçe açığından birini tercih etme gibi sıkıntılı durumdan kurtarılmalı” ifadelerini kullandı. “İstihdamda da, tehlike çanları çalıyor” diyen Meral, çift haneli işsizlik rakamları görmemizin muhtemel olduğunu ve bunun önümüzdeki yıl da aynı seviyelerde devam edebileceğini iddia etti.
İstihdam uyarısı
İstihdamla ilgili bir uyarı da TÜMSİAD Başkanı Hasan Sert’ten geldi. Sert, 2013 yılında orta nüfusta görülen işsizlik sorununun, önümüzdeki yıl Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyebileceği öngörüsünde bulundu. 2014 için önemli tehlikelerden biri diğerinin, siyasi atmosferin zedelenmesi olduğunu savunan Sert, zayıf bir ihtimal de olsa, böyle bir durumda, Türkiye’nin yakalamış olduğu istikrarlı yapının zarar görebileceğini dile getirdi.
TÜGİAD Başanı Ali Yücelen de, Anadolu’daki üreticinin yaşatılıp büyütülmesinin önemine dikkat çekti. Bunun, refah ve gelirin dağılımında hayati bir önem taşıdığını iddia edenYücelen, “Bu husus aslında bizim önemli bir gücümüz olmasına rağmen, yükümüz haline gelmekte olan genç istihdamımız açısından da önemlidir” ifadelerini kullandı.
TUSKON Başkanı Rızanur Meral: İşsizlikte tehlike çanları çalıyor
Talep, iç pazarda tatminkar ve yüzde 5 civarında bir artış algısı var. 2014'te de benzer bir artış bekleniyor. Dış pazarlarda, Irak ve Libya hariç, özellikle Ortadoğu ve çevre ülkelerde daralma eğilimi gözlemleniyor. 2014 dış talebi hükümetin uygulayacağı dış politikalar ile direkt ilişkili gelişecektir. Enflasyon bu yıl, beklentinin üzerinde gerçekleşecek gibi görünüyor. Yüzde 6'lar kabul edilebilecek ve dengeleri zorlamayacak bir oran ancak 2014'de de bu oranın yakalanılması olası görülmüyor. Döviz kurlarındaki yükselme ve sonrasında meydana gelen oynaklık ihracatçının kur tahmini yapmasını, maliyet ve fiyat tespitini zorlaştırdı. Satış kayıplarına yol açtı. Kurlarda şu anda gelinmiş seviyenin gerek ihracatçı gerekse ithalatçı için kabul edilebilir seviyelerde olduğunu düşünüyoruz. Kurlarda dalgalanmaya yol açacak söylem ve eylemlerden uzak durulması gerekiyor. Büyümenin bu yıl yüzde 4’ler civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyorum. Türkiye gibi yüksek nüfus artış hızı ve yüksek 2023 hedefleri olan bir ülke için bu oran yeterli değil. 2014'de de ancak yüzde 4'ü yakalarız diye düşünüyorum. Öte yandan cari açık yüksek seyretmeye devam ediyor. Yüzde 7,7 gibi gerçekleşmesi beklenen GSYİH'ya oranı ekonomistlerin “risk sınırı” dedikleri yüzde 3,5 un iki katından fazla. Bu da kırılganlığın ciddi bir göstergesi. Ekonomimiz, “kırk katır mı, kırk satır mı?” söylemindeki gibi, cari açık ve bütçe açığından birini tercih etme gibi sıkıntılı durumdan kurtarılmalı. Bunun dışında istihdam, inşaat sektöründeki yavaşlamayla birlikte tehlike çanları çalıyor. Sene sonuna doğru çift haneli rakamları görmemiz muhtemel ve 2014'te de bu seviyede devam edebilir. Yeni teşvik kanunu özellikle 5. ve 6. Bölgelere yatırımları hareketlendirdi. Irak pazarındaki canlılık da Urfa ve Mardin'e yatırım talebini arttırdı ancak son aylarda serbest piyasa ekonomisi ve şirketlere yapılan devlet müdahaleleri iç ve dış yatırımcıları tedirgin etmekte. Bunun sonucunda da istenilen ve ihtiyaç duyulan yatırım hızı yakalanamamakta.
TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan Sert: İstihdamdaki gerileme, ekonomiyi olumsuz yönde etkiler
Dünyada, ekonomik anlamda bir belirsizlik yaşanıyor. Bu belirsizlik dünya ülkelerinin ekonomik anlamda farklı pozisyonlar alarak kendilerini korumaları için tedbir almalarını gerekli kıldı.. Bizler de Türkiye olarak birtakım tedbirler aldık. 2014-16 dönemi Orta Vadeli Program çerçevesinde alınan kararlarda dünya ekonomisinde yaşanan belirsizlik ortamının ülkemize etkilerinin asgari düzeyde tutularak bir yandan cari açığı tedrici olarak düşürmek, diğer yandan büyümeyi artırmak olarak hedeflendi. Bu amaca ulaşmak üzere yurtiçi tasarrufları artırmak, mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek, ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek, istihdamı artırmak, enflasyonu düşürmek ve kamu maliyesinde güçlü duruşu devam ettirmek temel öncelikler olarak belirlendi. İnanıyorum ki bu öncelikler, ekonomik anlamda Türkiye’nin tasarrufa yönelmesini sağlayacaktır. Zaten son günlerde gündemde olan kredi kartı kullanımına ilişkin düzenlemeler alınan kararların uygulandığının bir göstergesi. Bir işadamları derneği başkanı ve işadamı olarak 2014 yılında öncelik verilmesi gereken en önemli konunun istikrarın sürdürülmesi olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de son yıllarda yakalanan yükseliş ivmesi, hem yurtiçinde hem de yurtdışında işadamları tarafından oldukça önemsenmekte. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye için vermiş olduğu yatırım yapılabilir ülke notu, iş adamları olarak yurt içinde ve yurtdışındaki çalışmalarımızı daha geniş kapsamda gerçekleştirebilmemize olanak tanıdı. Ayrıca Türkiye’deki genç nüfusta da düşüşler görülmekte. Buna karşın yaşlı nüfusun artış göstermesi ekonomik dengelerin değişeceğini göstermekte.
İş adamı olarak, ekonomiden beklentilerimizin dikkate alındığı Orta Vadeli Program’da istikrarın sürdürülmesi amacıyla cari açığın azaltılması ve enflasyonun dikkatle takip edilmesi, Türkiye ekonomisini uzun vadede yükselişini sürdüren bir yapıya kavuşturacaktır.
2014’te, KOBİ’lerin finansman kaynağının artırılıp, Ar-Ge faaliyetlerinin daha fazla destekleneceği destek modellerinin oluşturulmasını bekliyorum.
Şu anki mevcut ekonomik yapı Türkiye’nin artık bir sıçrama yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu sıçrama da, ekonomimizin dinamosu olarak görülen KOBİ’lerin işletme şartlarının iyileştirilmesi ve finansman desteklerinin artırılması ile mümkün olacaktır
Türkiye ekonomisi ciddi tehlikeler ve tehditlere göğüs gererek bu günlere geldi. Geçmişte yaşanan bazı problemler şekil değiştirerek yeniden gündeme oturdu ki, bunların başında işsizlik gelmekte.
2012 yılından bu yana genç nüfusta azalan bir işsizlik söz konusu. Buna karşın 2013 yılında orta nüfusta görülen işsizlik problemi 2014 yılında iş dünyasını ve Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyebilir. 2014’te, siyasi atmosferin zedelenmesi, zayıf bir ihtimal de olsa, Türkiye’nin yakalamış olduğu istikrarlı yapının zarar görmesine yol açabilir.
TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen: Merkez Bankası’ndaki sert adımlar KOBİ’leri zora sokar
2013, halk arasında kullanılan tabirle diken üstünde geçti. FED kararları ve ülkemizdeki para politikasındaki stratejilere odaklanan beklentiler, yatırım ve büyüme kararlarını da etkiledi. Ülke ekonomisi, özellikle cari açığın tekrar yükselişe geçmesiyle, daha duyarlı hale geldi. Ülkemizin tasarruf oranının, ekonomide en öncelikli problem olduğunun her kesim tarafından kabul edildiği ve üzerinde tartışmalar yapıldığı bir yıl olarak tarihe geçti. İhracatımızın, ithal hammadde ve ara malına bağlı olduğu, ürünlerimizin katma değerinin ise yine düşük kaldığı 2013’te, eğer, reel ekonomimizi yönetenler, işi tamamen Merkez Bankası'nın para politikalarına bıraksalardı ve “Teşvik Yasası”, “ihracat” gibi konulara bu kadar önem vermeselerdi, çok daha yorucu geçen bir yıl olacaktı.
Bu yıl sonu büyüme, yüzde 4'ün altında olur diye düşünüyorum Ancak gelecek yıl Avrupa'nın toparlanması ve ülkemizdeki seçim atmosferine bağlı olarak biraz daha yüksek çıkabilir. 2014 yılı, FED kararları ve ABD'de ile Çin'den gelecek haberlerle şekillenecek. 2014, küçük ve orta ölçekli işletmelerin zor geçireceği bir yıl olacak. Ekonomi, Merkez Bankası yönetiminin, cari açığı frenlemek adına, üreticiyi ve taciri düşünmeden hareket etmesi durumunda, daha da zorlaşacak.
Önümüzdeki yıl, vergiler, bankacılık sistemi, kredi hacmi büyümesi gibi konularda, KOBİ'lerin kar marjları ve finansmanla ilgili yaşadıkları sıkıntıların göz önünde bulundurulması ve çözümü için adımlar atılması gerekmekte. Uzun vadede ekonomimizi daha kuvvetli hale getirecek adımlar atılmalı ve bu adımları atarken sektörler tek tek incelenmeli. Avrupa'da beklediğimiz toparlanmanın gecikmesi ve cari açığın azaltılması adına tüketimi düşürücü tedbirler, üreticiyi etkiler, bizi sıkıntıya sokar. Ayrıca komşularımız ya da ülkemizde, ekonomik ve sosyal istikrarı bozacak gelişmeler ile finansman sıkıntısının derinleşmesi, 2014’te yaşanması muhtemel tehlikeler. Bunun dışında, Anadolu'daki üretici ve esnafın yaşatılıp büyütülmesi son derece önemli. Zira, bu, gelişmekte olan ülkelerin en büyük sorunu olan elde edilen refahın ve gelirin dağılımındaki eşitsizlikle mücadelede hayati önem taşıyor. Bu husus, aslında bizim önemli bir gücümüz olmasına rağmen, yükümüz haline gelmekte olan genç istihdamımız açısından da önemli. Yenilikçi girişimciliğin teşviki de uzun vadede sorunlarımızın ilacı olacaktır.