Nobel İlaç, küresel ilaç şirketi olmayı hedefliyor

 Kökleri eczacılığa dayanan Nobel İlaç’ın 70 yıldan bu yana insan ve toplum sağlığı için çalıştığını söyleyen şirketin Genel Müdürü Oğuz Akandil, “Tüm planlarımızı 10 yıl içinde 1 milyar dolarlık küresel bir ilaç şirketi olma hedefi üzerine kuruyoruz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nobel İlaç, tüm planlama­sını 10 yıl içinde 1 milyar dolarlık küresel bir ilaç şirketi olma hedefi üzerine ku­ruyor. Şirketin bu hedefini pay­laşan Nobel İlaç Genel Müdürü Oğuz Akandil, bu hedef doğrul­tusunda üretim ve Ar-Ge çalış­malarının yanı sıra dijital yetkin­liklerine ve insan kaynağına ya­tırım yapmayı sürdürdüklerini dile getirdi.

2024 yılının ilk ya­rısında yurt içinde eczane paza­rında en hızlı büyüyen şirket ol­duklarını sözlerine ekleyen Oğuz Akandil, “Bu çıkışımızı sürdür­mek istiyoruz. Yurt dışında da yeni pazarlarda şirketleşerek yi­ne kendi markalarımızla büyü­memize devam edeceğiz” şeklin­de konuştu.

Nobel’in kökleri eczacılığa da­yanan bir firma olduğunu ha­tırlatan Oğuz Akandil, “Bugün yüzde 100 yerli sermaye ile 24 ülkedeki şirket ve temsilcilik ya­pılanmamız, bin 500’ü yurt dı­şında olmak üzere 4 binin üze­rinde çalışanımız ve 50’den faz­la ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracatımız ile büyümemizi sür­dürüyoruz” ifadesini kullan­dı.

Akandil, firmalarının Türki­ye, Kazakistan ve Özbekistan’da bulunan toplam beş ana üretim kampüsündeki 11 üretim tesisi ve 6 Ar-Ge merkezi vasıtasıyla faaliyet gösterdiği ülkelerde tüm insanlar için uluslararası stan­darttaki ilacı erişilebilir kılma­yı hedeflediğini sözlerine ekle­di.

“Ülkemizde de kimyasal ilaç ve biyoteknolojik ilaç üzerine hammadde üretimi, Ar-Ge faali­yeti ve bitmiş ürün üretimi ger­çekleştirebilen tek şirketiz” di­yen Oğuz Akandil, sözlerini şöy­le sürdürdü: “Üretim yatırımıyla yurt dışına açılan ilk ilaç şirketi olarak, ithalatın üzerinde ihracat gerçekleştirerek, cari fazla veren ilaç şirketi unvanıyla yolumuza devam ediyoruz.”

“Almanya’ya ilk satışımızı 2024’te gerçekleştirdik”

Uluslararası pazarlarda da bü­yümeye devam ettiklerini an­latan Oğuz Akandil, “24 ülkede güçlü bir varlık gösteriyoruz ve yeni ülkelere girme çalışmaları­mız devam ediyor. Özellikle Af­rika, Kuzey ve Güney Amerika, Ortadoğu ve Uzakdoğu’da ruh­satlandırma süreçlerimizi sür­dürüyoruz” dedi.

Bu yıl Alman­ya’ya ilk satışı gerçekleştirdikleri bilgisini paylaşan Akandil, “İh­racatta, bitmiş markalı ürünlerle sektörde öncü bir konumdayız ve Türkiye’nin çok kültürlü ilaç şir­keti olarak bu alanda liderliğimi­zi koruyoruz. Her yıl ciromuzun yüzde 5’ini ayırdığımız Ar-Ge alanında, ilaç dosyası geliştirme ve ruhsata erişme süreçlerimizi hızlandırarak yenilikçi tedaviler sunma çabalarımızı sürdürüyo­ruz” ifadesini kullandı.

“Biyoteknoloji alanında da yatırımlar gerçekleştiriyoruz”

“Nobel markasıyla yenilikçi çözümler sunarak ulusal ve ulus­lararası pazarlardaki payımızı artırmak ve net ihracatçı pozis­yonumuzu korumak ise hedefle­rimiz arasında yer alıyor” şeklin­de sözlerine devam eden Akan­dil, ayrıca biyoteknoloji alanında da sektörün geleceğini değiştir­me niteliğine sahip yatırımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.

Nobel İlaç olarak 2024 yılının ilk yarısında üretim tesislerindeki verimliliği artırmak, Ar-Ge çalış­malarını hızlandırmak ve küre­sel pazardaki varlıklarını güçlen­dirmek adına önemli adımlar at­tıklarını kaydeden Oğuz Akandil, verimliliği artırmak için mevcut tesislere ve dijitalleşme süreçle­rine yatırım yapmaya devam et­tiklerini söyledi. Düzce ve Geb­ze’de bitirmek üzere oldukları iki yeni binayı çok yakında hizmete alacaklarını sözlerine ilave eden Akandil, “Düzce’deki üretim te­sislerimize ek olarak yüksek po­tensli ürünlerimiz için 40 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdi­ğimiz üretim tesisimizi kısa bir süre devreye alacağız.

Bunun­la birlikte biyoteknoloji alanın­da yerli üretim gerçekleştirmek ve yeni moleküller geliştirmek hedefi doğrultusunda açtığımız Gebze MARTEK Biyoteknoloji Ar-Ge Merkezi’ne ek olarak bir yatırım daha hayata geçiriyoruz. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitü­sü’nün içinde yer alacak olan uy­du Ar-Ge yatırımı ile küçük mo­leküllere ve üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmeye odaklana­cağız” dedi.

“İlaç sanayiine özel bir Ar-Ge politikası olmalı”

Türkiye’de ilaç üretimini ge­liştirmek için atılması gereken adımları üç maddede özetlemek mümkün olduğunu ifade eden Oğuz Akandil, ilk olarak teknolo­ji transferi gerçekleştirilmesi ve ihracat odaklı yaklaşım benim­senmesi gerektiğini vurguladı. Akandil, yeni teknolojilerin üre­timde kullanılması ve bu tekno­lojilerin ihraç edilmesi, sektörün küresel pazarda daha etkin ol­masını sağlayacağını ekledi.

Kur politikalarına da değinen Oğuz Akandil, “Yatırımların hız kes­meden devam etmesi, ülkemize yatırım, üretim ve ihracat yoluy­la daha çok katma değer sağlama­mız, insanımıza yerli imkânlar­la çok daha fazla ilacı erişilebilir kılabilmemiz için ilaç fiyatları­nın hesaplanmasında belirlenen kurun bilanço üzerinde yarattı­ğı dalgalanmanın hafifletilmesi de kritik bir önem taşıyor” dedi. Son olarak ilaçta Ar-Ge teşvikle­rine dikkat çeken Oğuz Akandil, “Devletimizin sunduğu Ar-Ge teşvikleri var ancak ilaç sanayii­ne özel bir Ar-Ge politikası olma­lı” şeklinde görüşünü paylaştı.

 “Nadir hastalıkların tedavisi için bitmiş ilaç üretiyoruz”

Nobel İlaç olarak soğuk al­gınlığından onkolojiye kadar uzanan 14 terapötik alanda 100’ün üzerinde ürün ile tıb­ba hizmet ettiklerini söyleyen Oğuz Akandil, “Ülkemiz ilaç sanayiinde, en geniş molekül üretim portföyüne sahibiz. Hammadde üretim tesisle­rimiz ve Ar-Ge yatırımları­mız bize ruhsatlandırma sü­reçlerinde hız kazandırıyor.

Üretimden Ar-Ge’ye kadar tüm süreçlerde gerçekleş­tirdiğimiz yatırımlarla hem insanların ilaca erişimini ko­laylaştırıyor hem de ülke eko­nomisinde önemli bir rol üst­leniyoruz” şeklinde konuştu. Nadir hastalıkların tedavisin­de yerli üretime önem ver­diklerini de sözlerine ekleyen Akandil, “Nadir hastalıkların teşhisi oldukça zor, tedavi­ye yönelik ilaçları ise ithalata bağımlı, erişimi kolay değil.

Ar-Ge’ye, hammaddeye ve üretime yatırım yaparak ‘ye­tim ilaç’ olarak tanımlanan bu ilaçların yerli üretimini destekliyoruz” dedi. Nadir hastalıklar arasında sayılan İdiyopatik Pulmoner Fibro­zis, Tirozinemi Tip 1 ve Miko­zis Fungoides’in tedavisi için bitmiş ilaç ürettiklerini ifade eden Oğuz Akandil, “Bu saye­de hem çocuklar ilaca daha hızlı erişebiliyor hem de çok pahalı olan bu ilaçları ithal etmek zorunda kalmıyoruz” dedi.