Küresel ekonomide rekabetin yolu farklılaşma ve marka olmaktan geçiyor

Mahmut HİÇYILMAZ / Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Küreselleşmeyle birlikte artan rekabet, artık üretimde de bir takım standartların yerleşmesini sağladı. Bugün itibarıyla hem ulusal hem de küresel rekabet pazarlarında, 'ne üretirsek onu satarız' anlayışına yer yok. Çünkü, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla beraber rekabet kızıştığı gibi pazarlar gittikçe tek tipleşme eğilimi gösteriyor. Bu yüzden firmaların farklılaşarak, avantaj yaratabilmesinde markalaşma kaçınılmaz hale geldi. Küresel bir marka olunabilmesi planlı ve uzun vadeli bir sürecin sonucunda gerçekleştirilebilir. Bunun için de bir marka önce kendi yerel pazarında güçlenmeli, ardından da küresel pazarlarda yer edinmeli. 

Markalaşma gerekliliği, farklı öğelerin bir araya gelmesini sağladı 

Tespitimizden hareketle Türkiye'ye baktığımızda ise yerli firmalar açısından tasarım ve markalaşmanın önem kazandığını söyleyebilirim. Özellikle, marka ve tasarıma ilişkin kanunların çıktığı 1995 yılından sonra bu önem daha da arttı. Türkiye'de, son zamanlarda dış pazarlarda adından söz ettirmeye başlayan markalar bulunuyor. Markalaşmanın gerekliliği eskiye oranla günümüzde daha fazla. Bu gerçek, ihracatçı firmaların marka gücünü artırma yönünde yaptığı çalışmaları hızlandırmasını, Ar-Ge faaliyetlerini belirli bir program ve kurum kültürü dahilinde sıklaştırmasını beraberinde getiriyor. Dolayısıyla bir firmanın markalaşması demek, onun hem üretim süreçlerinde kaliteyi artırması hem de daha verimli ürünler imal etmesi anlamına geliyor. Farklı bir ifadeyle küresel rekabet ortamında firmaların markalaşma gerekliliği farklı ancak birbirinden ayrılamaz öğelerin de bir araya gelip, benimsenmesini sağladı. 

Mobilyada markalaştık 

Artık yurt genelinde olduğu gibi Kayserili firmalar da kendine özgü tasarım ve markalarıyla öne çıkıyor. Özellikle mobilya sektöründeki markalaşma Kayseri için artı değer katıyor. Kayseri'nin mobilya üretiminde markalaşmış isimlerini ulusal ve uluslararası pazarlarda görmek bizi memnun ediyor. Fakat orta ve uzun vadede fason üretim yerine, daha çok markalı ürünlere yönelmemiz gerektiği de önemli bir gerçek. Markalaşma, bir ürün ya da firmanın pazardaki algılanan değerinin yükseltebilmesi için en önemli adım. Bunun yanı sıra reklam yatırımı da faaliyet gösterilen sektörde marka lideri olma yolunda katkı sağlıyor. Bu yüzden kentteki yatırımcıların markalaşma faaliyetlerini daha da artırması elzem bir durum. 

İnovasyon ve girişimcilikteki yerimizi yeterli bulmuyorum 

Öte yandan, Kayseri Ticaret Odası olarak yaptırdığımız 'Ekonomik ve Sosyal Rekabet Endeksleri Sistemi' araştırması ile Kayseri'nin, rekabet açısından 81 il arasında 11'inci sırada bulunduğunu tespit ettik. Ayrıca, şehirdeki üretim ve markalaşmanın artması bakımından d a araştırmanın bazı verilerinin önem arz ettiğini düşünüyorum. Araştırma kapsamında; 'Dış Ticaret-Sanayi' alt endeksinde 20'nci sırada yer alan şehrimiz, 'Finansal Piyasalar' alt endeksi sıralamasında ise 25'inci sırada bulunuyor. İnovasyon alt endeksinde ise 10'uncu olan Kayseri, 'Girişimcilik' alt endeksinde 8'inci ve 'Teknolojik Altyapı' alt endeksinde ise 39'uncu sırada yer alıyor. Bu endekslerdeki sıralamaya baktığımızda Kayseri'nin orta sıralarda yer aldığını söyleyebilirim. Her ne kadar inovasyon ve girişimcilik alt endekslerinde ilk 10 sıra içinde yer almış olsak da bunun yeterli olmadığını düşünüyorum. 

Markalaşma açısından önem arz eden üç ana başlıktaki verileri incelediğimizde ise 2013 yılı verilerine göre, Türkiye'de en çok patent başvurusu yapan 13'üncü il konumundayız. Patent başvurularının yüzde 1.21'lik kısmı ve yine 2013 yılında Türkiye'nin marka tescil başvurularının yüzde 1.35'lik kısmı Kayseri'de gerçekleşti. Kayseri bu alanda 10'uncu sırada bulunuyor. Kentin 2013 yılı için endüstriyel tasarım tescil başvurusu içindeki payı ise yüzde 5.9'u buldu. Sözü edilen oran ile sıralamada 5'inci olduk. 

Ar-Ge merkezi sayısını artırmalıyız 

Üretimde çeşitliliği sağlamada önemli noktalardan birisi de Ar-Ge çalışmaları. Bugün itibarıyla ilimizde sadece bir adet Ar-Ge merkezi bulunuyor. Kayseri, en çok Ar-Ge merkezi bulunan 43'üncü il konumunda yer alıyor. Ar-Ge merkezi sayısındaki yetersizlik şehrimizin yeni markaları oluşturma yolunda aşması gereken sorun olarak karşımızda duruyor. Dikkat çeken önemli bir veri ise TÜBİTAK'a kayıtlı araştırmacı sayısının en yüksek olduğu 11'inci il konumunda yer alıyoruz. Farklı bir ifadeyle Türkiye'deki araştırmacı sayısının yüzde 1.5'lik kısmı ilimizde yer alıyor. Kayseri'de faaliyet gösteren firmalarımızın mutlaka tasarım ve Ar-Ge bölümlerini oluşturmaları gerekli. Tasarım bölümü bulunan ve Ar-Ge'ye önem veren firmalarımız ise yeni ve özgün niteliğe sahip modellerini piyasaya sunmadan önce mutlaka tescil ettirmeli. 

İhraç edilen ürün çeşitliliği bakımından yetersiz kaldık

Kayseri'nin dış ticaret performansı ise bizim geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlıyor. Şehrimiz, 2014 yılında Türkiye'nin ihracatının yüzde 1.19'luk kısmını karşılayıp, tüm iller arasında 12'nci sırada yer aldı. 2014 yılı verilerine göre, ihracatta çeşitlilik oranı bakımından şehrimiz 0.85'lik oranla 13'üncü sırada bulundu. Orta ve ileri teknoloji ürünlerinin ihracat payı bakımından 2014 yılında, Türkiye toplamının yüzde 1.73'ünü Kayseri yüklendi. Fakat ihracattaki sıralamamız ve ihraç edilen ürünlerdeki çeşitliliğin azlığı gözden kaçmadı. Kayseri mutlaka ihracata dönük üretimi ve çeşitliği artırmalı. Çünkü, ulusal ve uluslararası pazarlarda yer almak isteyen firmaların rekabet ortamına ayak uydurabilmeleri için, sürekli yeni ve özgün modeller oluşturmaları gerekiyor. Kendisini yenilemeyen, sürekli başka firmaların piyasada tutan tasarımlarını taklit eden firmaların ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi ve uzun süre ayakta kalabilmesi hayalcilikten öteye geçmez. 

Son olarak, şehrimizde ihracata yönelik üretim yapan ve yapmaya hazırlanan firmalara bir dizi tavsiyede bulunmak istiyorum. Bu firmaların mutlaka yurtdışındaki fuarlara katılması gerekiyor. Bu fuarlarda ürünlerini sergileyen firmaların, ortaya koyacakları farklar ile talep gelen her pazarda hatırı sayılır bir pazar payı elde edeceklerine inanıyorum. Küresel ekonomide rekabette üstünlük sağlamak için farklı olmak şart. Farklı olmanın yolu ise mutlaka yeni tasarımlar üretmek ve markalaşmadan geçiyor.