Koçak Farma ilk yerli biyobenzer insülini üretti

288 milyon TL’lik “İnsülin Glarjin” pazarının ülkeye tamamen ithalatla girdiğinin altınızı çizen Koçak Farma CEO’su Hakan Koçak, insülin ilacının yerli üretiminin, Türkiye'nin biyoteknolojide global bir başarısı olduğunu söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ENDER YAZICI

TEKİRDAĞ - Koçak Farma, ilk yerli biyobenzer insülini üretti.  İnsülin ilacının diyabet hastalığının tedavisinde temel ilaç olduğunu söyleyen Koçak Farma CEO’su Hakan Koçak, “Türkiye’de 12 milyon civarında diyabet hastası var. “İnsülin Glarjin” tıbbın hizmetine sunulana kadar, 288 milyon liraya ulaşan İnsülin Glarjin pazarı tamamen ithalatla karşılanmaktaydı. İnsülin ilacının yerli üretimi, Türkiye’nin biyoteknolojide global bir başarısıdır” şeklinde konuştu. Ülkede yerli malının kullanma gerekliliğine vurgu yapan Koçak, “Büyümesi engellenmeye çalışılan Türkiye ekonomisinin bugün içinde bulunduğu koşullarda da geçerliliğini koruduğundan yerli biyoteknolojik ilaca alım garantisi teşviki yasal zemine kavuşturulmalı” dedi.

Ar-Ge merkezinde 70 uzman görev yapıyor

Biyobenzer insülin üretiminden önce ilk yerli biyobenzer ürünü olan “Enoksaparin Sodyum” etken maddeli hazır şırınga formundaki ilacın 2012 yılında piyasaya sürüldüğünü söyleyen Hakan Koçak, daha önce Türkiye’nin ihtiyacının tamamı ithal referans ürünle karşılandığı bilgisini verdi. Kendi ürettikleri ürünün şu anda pazar payının 50 olduğuna dikkat çeken Koçak, “‘Enoksaparin sodyum’ yerli biyobenzer ilaçlarımızın tıbbın hizmetine sunulması ile ithalat azalmış, ilaç fiyatı düşmüş ve kamu maliyeti büyük ölçüde tasarruf imkanına kavuşmuştur” şeklinde konuştu.

Bu ürünlerin üretildiği Ar-Ge merkezinde 70 uzman ve bilim insanın görev aldığını dile getiren Hakan Koçak, rekombinant DNA teknolojisi yöntemiyle analog insulinleri, monoklonal antikorlar (mAb), bakteriyel ve viral aşılar üretileceğini belirtti. Ayrıca Koçak, 1.1 milyar TL serbest yatırım teşviki kapsamında biyoteknolojik İlaç üretim tesislerini ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Akredite Ar-Ge merkezini kurduklarını sözlerine ekledi.

Biyoteknolojik ilaçların kullanımı her geçen gün artıyor Biyoteknolojik üretimin “milli” olmasının önemine vurgu yapan Hakan Koçak, “Biyoteknolojik ilaçların kullanıma gün geçtikçe artıyor. Bugün, diyabet, kanser, kalp hastalıkları, romatoid artrit gibi birçok hastalığın tedavisinde yeni geliştirilen biyoteknolojik ilaçların konvansiyonel formülasyonlarının yerini aldıkları ve kullanımının giderek yaygınlaştığını görebiliyoruz” şeklinde konuştu. Bunun yanında biyoteknolojik ürünlerin pahalı olduğunu söyleyen Koçak, ülkede biyobenzer ürünlerin üretiminin sınırlı olduğunu söyledi ve şu şekilde devam etti: “Biyoteknolojik ürünlerin büyük bir kısmı ithal ediliyor. Biyoteknolojik ilaçların tedavideki ağırlığının artışı ile birlikte ithalata dayalı bir biyoteknolojik ilaç tedarik modeli Türkiye için sürdürülebilir gözükmüyor. Bu nedenle, Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer almasını öngören 2023 hedefleri bağlamında Türkiye ilaç endüstrisinin ileri teknoloji düzeyinde yapısal transformasyonu gerçekleştirerek katma değeri yüksek, inovatif ürünler üretecek hale dönüştürülmesi için yerli-milli biyoteknolojik ilaç vazgeçilmezdir.”